30 Nisan 2013 Salı

Sosyal medya ölçümleme neden önemli?

Sosyal medyada yer alan bir marka, hakkında olumlu ya da olumsuz kim ne konuşuyor bilmek zorunda. Sadece bir sosyal medya hesabı açarak bu ağlarda görünür olmak tek başına yeterli değil.

Sosyal medyanın birçok marka tarafından aktif olarak kullanılması bu mecrada da ciddi bir rekabeti beraberinde getirdi. Gerçek hayatta rekabet içinde olan markalar sanal dünyada da bunu sürdürüyor ve ciddi anlamda paralar harcıyorlar.

Sosyal medyayı sağlıklı analiz eden ve bu doğrultuda stratejiler geliştiren markaların hedeflerine daha kısa sürede ulaştığı biliniyor. Bu noktada sosyal medya ölçümleme önemli rol oynuyor.

Sosyal medya ölçümleme başarılı bir sosyal medya kampanyası için olmazsa olmaz bir kavram. Peki sosyal medya ölçümlemede temel amaç ne? İnsanlar markaları sevsin, markalar hakkında konuşsun, başkalarına tavsiye etsin, markaya sadık olsun, markanın değeri artsın, markalar tüketicileri ile büyüsün.

Bir marka için sosyal medya ölçümleme neden önemli?

*Markanız için yapılan PR çalışmalarının etkilerini gözlemleyebilirsiniz.

*Reklam kampanyalarınızın etkilerini gözlemleyebilirsiniz.
  
*Yapmış olduğunuz sosyal sorumluluk projelerinizin sosyal medyadaki yansımalarını takip edebilirsiniz.   

*Rakiplerinizin girişimlerini ve sosyal medyadaki hareketlerini takip edersiniz.
  
*Sektörünüzdeki gelişmelerin müşteri kitleniz tarafından nasıl algılandığı hakkında fikir sahibi olursunuz.

*Gerçek zamanlı taramalar yapabilirsiniz.
   
*Belirlediğiniz ağlara odaklanabilirsiniz.
  
*Belirlediğiniz kaynağa odaklanabilirsiniz.
   
*Bulduğunuz sonuçları gruplayabilirsiniz, raporlayabilirsiniz.
   
*Geçmiş ve bugün arasında bir karşılaştırma yapabilirsiniz. Gelecek planlarınızı bu doğrultuda hazırlayabilirsiniz.
  
*Zaman aralığını seçebilir, dakika aralığına kadar inebilirsiniz.
  
*Sonuçlar içinde belirlediğiniz içeriklerin arşivlenmesini sağlayabilirsiniz.

*Markanızın sosyal medyadaki itibarını gözlemleyebilirsiniz.

*Hakkınızda olumsuz konuşulan noktaları tespit edip bunların giderilmesini sağlayabilirsiniz.



29 Nisan 2013 Pazartesi

Sosyal medya optimizasyonu için 3 öneri

Sosyal Medya Optimizasyonu,  sosyal medyadaki online içeriğin optimize edilerek, daha “kullanıcı dostu” hale getirilmesi olarak tanımlanabilir.

Biz kavramı sosyal medyanın 'SEO'su olarak da tanımlayabiliriz. SEO çalışmalarında ana amaç arama motorlarında daha görünür olmak, üst sıralarda yer almak olduğunu çoğumuz biliyoruz.

Sosyal medya optimizasyonunun amacı da sosyal medyada üst sıralarda yer almak. Sosyal medyanın önem kazanması ile birlikte sosyal medyaya yönelik özel içerik üretimi ve yayılımı önem kazandı.

Artık birçok marka sosyal medyada çok konuşulmak, takip edilmek istiyor. Bunun için de çeşitli yollar deniyorlar.

Bu yazımda herhangi bir sosyal medya ajansı ile profesyonel çalışma yapmayan kişilere ve markalara başarılı bir sosyal medya optimizasyonu için birkaç öneride bulunmak istiyorum.

1- Kaliteli içerik üretin

Daha önceki yazılarımda da değinmiştim. Kendinizin üreteceği kaliteli bir içerik en iyi SEO yöntemidir. Arama motorlarında daha önce bulunmamış, insanların ilgisini çekebilecek, onları bilgilendirecek bir içerik her zaman üst sıralarda görüntülenecektir.

Son kullanıcının ilgisini çekecek tarzda  az, öz ve vurucu kelimeler tercih edirek oluşturduğunuz içerikler sizin dikkat çekmenizi sağlayacak. Bu içerikleri okuyan ve başka mecralarda paylaşan okurlar sizin için bir artı demek.

Geçenlerde twitter ve gazetecilik ile ilgili bir yazı yazmaya karar verdim. İnternetten bu konu ile ilgili ne yazılmış, ne yazılmamış diye aratırken benim daha önce bu konuyla ilgili yazdığım bir yazı, arama motorunda üst sırada karşıma çıktı. Bu durum açıkçası beni sevindirdi. Özgün olarak yazılan bir yazının arama motorlarının gözünde değerli olduğuna bir kere daha inandım. Siz de kendi içeriğinizi kendiniz oluşturarak üst sıralarda yer alabilirsiniz.

2- Paylaşım butonlarınız olmalı

Web sitenizin ve blogunuzun alt sayfalarında, sosyal paylaşım butonlarını kullanmak, sadece arama motorlarından gelecek trafikle sınırlı kalmayıp, sosyal medyadaki trafiği de içeriğinize çekmek açısından son derece önemli. Hala paylaşım butonu olmayan web siteleri ve bloglar var. Sosyal medyada paylaşımın ne kadar önemli ve etkili olduğunu unutmayın. Önemsenmez dediğiniz bir içerik, binlerce takipçisi olan bir kişi tarafından farkedilebilir. Bu da sizin yayılımınızı daha da hızlandırır.

3- Sosyal medya için kampanya kurgulayın

Markanız için yayınladığınız içeriğin insanlar tarafından sosyal ağlarda konuşulmasını sağlamak ve bunun yanında insanların konu üzerine ilgisini çekebilecek diğer tüm yollar, başarılı bir sosyal medya optimizasyonu için önem taşıyıyor. Hedef kitleyi çok iyi analiz ederek yapacağınız bu özel çalışmalar, olumlu geri dönüş almanızı sağlayacak.

Sosyal medyayı aktif olarak kullanan markalar son zamanlarda ilgi çekici sosyal pazarlama stratejileri geliştirmeye başladı. Sosyal medyanın önemli temel taşlarından olan Facebook’daki soru, anket ve tekliflerin yanında mikro blog sitesi Twitter ve Pinterest gibi daha görsel platformlarda yürütülen viral kampanyalar, bu konuya verilen önemin açık bir göstergesi.

Bunun için sosyal medya üzerindeki diyaloğunuzu, kampanya stratejileriniz için çıtanızı sürekli yükseltin. Sosyal medyaya yönelik kampanyalara ağırlık verin. Çekiliş düzenleyin, ücretsiz hediyeler verin. Ürünlerinizin kullanıcılar tarafından test edilmesine olanak tanıyın. İnsanların pozitif ilgisine çekebilecek her yol size daha fazla kişiye ulaşmanın kapısını açacak.











Semiyun'daki son yazılarım

Yazılarımla destek verdiğim ve içerik bakımından gayet başarılı bulduğum bir site olan Semiyun'daki son yazılarımın linkini paylaşıyorum. Arzu edenler okuyabilir.

Sosyal medya, teknoloji ve girişim haberlerinin yer aldığı Semiyun'un gelecekte daha iyi bir noktaya ulaşacağını düşünüyorum. Gönüllü olarak destek veren arkadaşlar güzel işlere imza atıyor.

Şirket Blogları Bu Hatalara Düşmemeli

 http://www.semiyun.com/2013/04/sirket-bloglari-bu-hatalara-dusmemeli/

Markalar Tweet Cevaplamaktan Kaçınmamalı

http://www.semiyun.com/2013/04/markalar-tweet-cevaplamaktan-kacinmamali/

Mobil pazarlamada en çok kullanılan yöntemler

Mobil pazarlama, (Mobile Marketing), tüketiciler ile her türlü mobil cihazdan (akıllı telefon, tablet PC, netbook vb.) yapılan iletişim ve pazarlama çalışmalarının tümü olarak tanımlanabilir. Mobil çok esnek bir kanal olduğu için son yıllarda mobil pazarlama kampanyalarında önemli artışlar yaşandı.

Mobil pazarlamanın en büyük avantajlarından biri de müşteriye her zaman ulaşabilmek. Çoğu kişi mobil internet bağlantısı ile sürekli online durumda. İnsanlar artık akıllı telefonları ve tablet bilgisayarları sayesinde herşeye erişebiliyor.

Hızla gelişen ve yaşamımızın tamamında etkili olan teknoloji, pazarlama sektörünü de mobile doğru kaydırdı. Mobil pazarlama kampanyalarında bulunmayan markalar, rakiplerine göre çok şey kaybedebiliyor.

Mobil pazarlamayı mobil web siteleri ve mobil uygulamalar olarak sınırlamamak gerekiyor. Mobil pazarlama bünyesinde birçok teknik bulunuyor.

Mobil pazarlamada en çok kullanılan yöntemler

SMS/MMS: Katıl kazan kampanyaları, TV içerik oylama (yarışma programlarında çok kullanılıyor) Bankaların hatırlatmaları (kredi kampanyaları)

Mobil Kuponlar: Cep telefonlarına gelen mobil kupon ile fiziksel mağazalarda indirim kazanma şansı

Mobil Siteler: Mobil tarayıcılara göre optimize edilmiş, mobil internet kullanıcı deneyimini arttıran siteler. Akıllı telefon ve tablet bilgisayar ile uyumlu. Mobil web sitesi olmayan markalar için ciddi ihtiyaç.

Mobil Oyunlar: Kullanıcı etkileşimini arttıran, sosyal paylaşımlı oyunlar. Markalara özel hazırlanmış mobil oyunlar ile etkili ve eğlenceli kampanyalar hazırlamak mümkün.

Mobil Reklam: Markaların oyunlarda, mobil sitelerde, uygulamalarda görüntülenen ücretli reklamları. Akıllı telefonlara, tabletlere indirilen ücretsiz uygulamaların, oyunların çoğunda reklam bulunuyor. Bazı uygulamalarda reklam çok fazla. Kullanıcıların çoğu bu durumdan şikayet ediyor. Mobil reklamlarda bir denge kurulmalı.

Mobil Uygulamalar: Mobil cihazlarımıza indirdiğimiz her türlü ücretli/ücretsiz uygulamalar. Apple App Store, Android Market, Nokia Mağaza…

Konum Bazlı Servisler: Foursquare, Facebook Places gibi uygulamalar aracılığı ile kullanıcının konumuna bağlı yapılan iletişim çalışmaları.

Mobil Ticaret: Mobil ödeme sistemleri, Mobil bankacılık, Mobil e-ticaret, Yakın Alanda İletişim (NFC), fiyat karşılaştırma

Mobil Arama: Google Mobile Ads, Mobil Arama Optimizasyonu

QR Kod: Taratıldığında belli bir siteye/video’ya yönlenen barkodlar, mobil bilet uygulamaları. Son zamanlarda çok popüler.

Interactive Voice Response (IVR): Ses bazlı mobil reklam.

Mobil pazarlama çok etkili bir yöntem olarak öne çıksa da geleneksel pazarlama kampanyaları ile entegre edilmediği sürece başarılı olması ve hedefe ulaşması oldukça güç. Mobil pazarlama doğru zamanda, doğru yöntemler ile yapılırsa çevrimiçi dünya ile çevrimdışı dünya arasında bir köprü vazifesi görebilir.








26 Nisan 2013 Cuma

Kötü blog yoktur, "kötü blog yazarı" vardır

Blog yazarlığı büyük bir hevesle başlanan ve çoğu zaman arkası gelmeyen bir uğraş. Zaman içinde güncellenmeyen bloglar nedeniyle internet blog çöplüğüne döndü. Ben bu durumdan son derece rahatsızlık duyuyorum. Bir blog sitesinin çöp olması çok acı bir şey. Blog yazarlarının yaptığı birçok hata var.

Bence kötü blog yoktur. Kötü blogların oluşmasına sebep "kötü blog yazarları" vardır. Bu yazımda bir blogun nasıl kötü hale geldiğine tecrübelerim doğrultusunda değinmek istiyorum.

Bir blog nasıl çöp olur?

*Blog yazarak bir noktaya gelen kişilerin hikayelerini okursun. Daha sonra kafan "dank" eder.

*"Başkaları başardıysa ben neden başaramayayım" dersin.

*Büyük heveslerle işe başlarsın.

*Wordpress mi Blogger mı diye beyin jimnastiği yaparsın.

*Günlerce blog ismi düşünürsün.

*İsmi bulduktan sonra tema ile zaman harcarsın.

*En büyük hayalin popüler ve okunabilir bir blog oluşturmaktır.

*İlk başlarda blogun bir içerik patlaması yaşar. Her telden yazarsın. Konu sınırın yoktur.

*Bir süre düzenli içerik girersin.

*Blogunu tanıtmak için her yolu denersin.

*Her yere link bırakmak istersin.

*Ziyaretçi trafiğini arttırmak için her yazılanı uygulamaya kalkışırsın.

*İçeriğin özgün olup olmadığını önemsemezsin.

*Kopya içeriklerin güncellik için yeterli olduğuna inanırsın.

*Kulaktan dolma SEO bilgin ile blogunu arama motorlarında üst sıralara yükseltmeye çalışırsın.

*Forum sitelerine üye olarak blog siten ile ilgili yorum almak istersin. Blog kardeşliği için her blogla iletişim kurarsın.

*Alexa denen kavramı öğrendikten sonra bunu düşürmek için binbir çeşit yol denersin. Kendini bir anda  "Alexa Kardeşliği" sarmalı içinde bulursun.

*Yazılarına aldığın ilk yorumları büyük heyecanla cevaplarsın. Tebrikleri kabul edersin.

*Daha sonra yorum cevaplamak işkence gibi gelir.

*Mail yoluyla ulaşan okurlara cevap vermek seni sıkar.

*Blog yazarak para kazanma hikayelerini okuyunca herşeyi bir kenara itersin ve bunun üzerine kafa yorarsın.

*Doğru dürüst ziyaretçisi olmayan blog sitene tıklama başına ücret veren reklamları yerleştirirsin.

*Birileri bana sponsor olsun diye bakarsın.

*Reklamlardan beklenen geri dönüşü almayınca ve sponsor bulamayınca moralin bozulur. 

*Daha sonra blog yazmaya karşı hevesin kırılmaya başlar. Yazmak istemezsin. İçerik ekleme periyotların seyrekleşir.

*"Kimse beni okumuyor. Para kazanamadığım şeyle neden boşuna uğraşayım" diye kendini bloglardan soğutursun. Blogun bir istikrarlı uğraş olduğunu unutursun.

*Forum sitelerinde içinde bulunduğun durumdan şikayet edersin.

*Bloguna en son girdiğin içeriğin üzerinden uzun zaman geçmiştir.

*Yeni içerik girecek heyecanı yitirdiğini fark edersin.

*Blogunun yönetim panelini açmamaya başlarsın.

* Blog yazarlığına ilgi duyanları vazgeçmeleri konusunda iknaya kalkışacağın zamanlar olur.

*Blog yazmanın sana göre olmadığını anlarsın.

*Başka alanlarda tutunmayı denersin.

*Sen başka denizlere doğru yelken açmaya başladığında blogun artık çöp bloglar kervanına katılmış olur.

*Kötü bir blogger olarak blog tarihinde yerini alırsın, blog yazarlığı maceran burada sona erer.

*Blog siten de çöp blog ordusuna katılır.



Blogunuzu nasıl okutabilirsiniz?

Blog dünyasında kaybolmamak ve okunabilir içerikler üretmek birçok blog yazarının en büyük hayali olsa gerek. Bir blogu ayakta tutan en büyük şey içeriktir. İçeriği kopya olan, özenle hazırlanmamış blog siteleri er ya da geç kaybolmaya mahkumdur.

Peki bunca blog sitesinin olduğu bir ortamda kaliteli ve okunabilir içerik üretmenin yolları neler?

* Kendi düşüncelerinizi yazmaktan hiçbir zaman çekinmeyin. Bizler resmi ifadeleri çok sevmiyoruz. Samimi anlatımlar her zaman ilgi çeker.

* Okuyucunuz ile sohbet edermiş gibi yazın. Böylece daha samimi olabilir ve ziyaretçilerinizin sizi ilgiyle takip etmesini sağlayabilirsiniz.

* Yazacağınız konu ile ilgili daha önce yazılan yazıları araştırmanız sizin için faydalı olacak. Konuda değinilmeyen noktaları bulabilir ve ilgi çekici hale getirebilirsiniz.

* Okurlarınıza hakim olduğunuz konudaki tecrübelerinizden bahsederek, onların kafasında konunun şekillenmesini sağlayın. Bu sizi, okularınızın gözünde daha iyi bir konuma getirecektir.

* Yazılarınızı kısa tutmaya çalışın. Uzun metinlere ilgi olmadığını çoğumuz biliyoruz. Kısa yazılar her zaman ilgiyle okunur ve kolay anlaşılır.

* Uzun bir metin yazacaksanız, kalın veya büyük yazılmış başlıklar ve alt başlıklardan yararlanın. Ara başlıklar uzun yazıların zevkle okunmasını sağlar. Başlıksız uzun yazılardan kaçının.

* Yazılarınız arasında bütünlük olmasına dikkat edin. Konu içinde daldan dala atlamayın.

* Güncel kalmaya gayret gösterin. Gündem ile paralel konuları tercih edin. Daha fazla ziyaretçi çekmek için ideal bir yoldur. Eskimiş içerikler, kimsenin ilgisini çekmez.

* Yazma sıkılığınızı eşit aralıklarda tutun. Her gün içerik girmek güzeldir. Arama motorları sitenizi daha çabuk indeksler. Ziyaretçileriniz de yeni içerikler görmekten memnuniyet duyar.

* Yazı dilinize ve dilbilgisine özen gösterin. İmla kuralları bir yazının okunabilirliğini artıran en önemli unsur.

*Yazılarınız için bazı kelimelere link verirken aşırıya kaçmayın. Geçenlerde teknoloji haberlerinin yer aldığı bir sitede link yoğunluğundan dolayı haberleri okuyamadım. İki kelimede bir bold yaparak link kullanmışlar. Bu da içeriği haber olmaktan çıkarmış. Reklam havası vermiş. O siteyi bir daha ziyaret edeceğimi hiç sanmıyorum.

*Reklam havası olan içerikler yazmayın. Okurlar, reklam kokan içerikleri sevmez.

Son olarak blog yazarlığı, istikrar ve samimiyet gerektiren bir uğraştır. Samimi içerikler yayınlamazsanız kaliteli ve sadık bir okur kitlesi edinmeniz hayal olacaktır. Sizin blogunuzu ziyaret okur, başkalarının düşüncelerini değil sizin düşüncelerinizi öğrenmek ister.







25 Nisan 2013 Perşembe

Genç iletişimciler, kendi yolunuzu çizin

Türkiye'de 46 iletişim fakültesi var.  İletişim fakültelerinin yanı sıra özel eğitim veren kuruluşlar ve 2 yıllık meslek yüksekokulları da var. Bu eğitim kurumlarından her yıl binlerce genç mezun oluyor. Peki kaç tanesi medya sektöründe çalışma şansına sahip dersiniz?

Medya sektörünün her yıl mezun olan binlerce genç iletişimci adayını istihdam edecek bir kapasitesi yok. Yeni mezunların çoğu medya dışındaki sektörlerde çalışmak zorunda kalıyor.

Medyada çalışan iletişim fakültesi mezunlarının oranı öyle düşünüldüğü gibi yüksek değil.

Çoğu çalışan, iletişim fakültesi dışındaki bölümlerden mezun ya da alaylı olarak sektöre adım atmış. Dolayısıyla iletişim mezunlarının şansı daha da azalıyor. Buna rağmen iletişim fakültelerini tercih eden gençlerin sayısı her yıl artıyor.

Medya, Türkiye'de işsizliğin en fazla olduğu sektörlerin başında geliyor. 2001'deki ekonomik kriz sonrası birçok medya çalışanı işsiz kalmıştı. Bunlardan bir kısmı internet haberciliğine yöneldi. Geriye kalanlar aylarca iş aradı. Bu kişilerin arasında medya dışı sektörlere yönelenler de oldu.

Böyle karışık bir ortam olan medya için Türkiye'de iletişim fakültelerinin ve buradan mezun olan gençlerin sayısı son derece fazla. Binlerce genç iletişimci, büyük umutlarla mezun oluyor ve yaygın medya kuruluşlarında kariyer yapmayı hedefliyor. İşler umdukları gibi gitmeyince durum tersine dönüyor. Bu tabiki üzücü bir durum.

Medya sektöründe faaliyet gösteren binlerce kuruluş olmasına rağmen bunların çoğu eleman çalıştıracak kadar güçlü değil. Yerel yayınların çoğu eş-dost-akraba ile hazırlanıyor. Yerel basın hakkında farklı başlıklarda yazılar yazacağım.

İletişim fakütlelerinde verilen eğitim ile ulusal medya sektöründe bir konuma erişmek şu aşamada son derece zor. Öğrencilerin en büyük eksikliği yeterince pratik yapamamaları. 1 aylık staj dönemi ile öğrenilebilecekler  sınırlı. Bu yüzden öğrencilik döneminde fakülte yayın organlarında ya da fakültelerin bulunduğu bölgede yer alan kuruluşlarda staj yapmak önem taşıyor.

Yerel medyayı önemseyin, projeler üretin

Ben iletişim fakültesinde okuyanlara yerel basını önemsemelerini tavsiye ediyorum. İşi mutfağında öğrenebilmek açısından yerel basın iyi bir alan. Ben iletişim fakültesinde okurken stajımı yerel basında yaptım. Öğrenmeye istekli oluşum sayesinde 1 ay gibi çok kısa bir sürede mezuniyet sonrası projelerim açısından önemli bilgiler edindim. Her gün not aldım. Eve geldim internetten araştırdım. Yerel gazeteleri inceledim. Sürekli araştırma halindeydim.

Yerel basında haber üretiminden son tüketicilere ulaşmasına kadar her aşamayı görmek, takip etmek mümkün. Bu çoğu genç iletişimci için önemli bir avantaj. Direkt büyük bir kuruluşa gittiğinizde sizi çoğu şeyi biliyor diye kabul ediyorlar. Zaman içinde bildiklerinizin çok az olduğu anlaşıldığında sıkıntı yaşıyorsunuz.

Fakültedeki arkadaşlarımın gözü hep yaygın medyadaydı. Yerel basında çalışmak istiyorum dediğimde benimle dalga geçtiler. Çoğu Acun Ilıcalı gibi televizyon yıldızı olmak, ya da büyük bir gazetede köşe kapmak istiyordu. Amacına ulaşan oldu mu? Benim bildiğim kadarıyla hayır. Hala işsiz dolaşan, bir dala tutunamamış arkadaşlarım var.

Ben ne yaptım? İletişim fakültesinde okurken yerel basına ciddi anlamda ilgi duymaya başlamıştım. Stajımı yerel bir gazetede yaptıktan sonra lisans tezimi de yerel basın üzerine yaptım. Yerel basın ile ilgili çok sayıda makale ve kitap okudum. Yerel gazete örnekleri topladım. Hala da topluyorum.

Üniversite son sınıfta aldığımız "İnternet gazeteciliği" dersi ile de internet haberciliğine merak saldım. Proje amaçlı açtığım blogu haber sitesi formatında askere gidene kadar güncelledim. Sonrasında da GazeteKüçükçekmece adıyla profesyonel bir haber sisteminde internet gazeteciliğine gerçek anlamda başladım. Günlük yayınlanan bir gazetede de çalışıyorum. Tek başıma ekip gibi çalıştım. Bunları başka bir yazımda detaylı olarak sizlerle paylaşacağım.

Şu aşamada hem geleneksel gazeteler ile internet haberciliğini sentezlemiş durumdayım. Yaklaşık Gelecek ile ilgili projelerim var. Şartlar olgunlaştıktan sonra alternatif medya anlayışı ile girişimlerde bulunacağım. İletişim fakültelerinde okuyan ya da yeni mezun olan arkadaşların kararlı olmasını istiyorum.

Sizler de kendi medya sisteminizi kurabilir ve sesinizi kitlelere duyurabilirsiniz. Yeni medya, bunun için çok büyük bir fırsat. Araştırın, sorgulayın, öğrenin, iletişim kurun. Kendinizde bir arşiv oluşturun. Kendinizi gösterecek, sizi keşfetmelerini sağlayacak bir şeyler yaptığınızda kazanan siz olacaksınız.





KOBİ'lerin web sayfaları sıkıntılı

Büyük markalar için etkili bir pazarlama alanı olan sosyal medya, planlı bir şekilde hareket edildiği takdirde esnaf ve KOBİ’ler için reklam, iletişim, marka bilinirliği konularında düşük maliyetlerle uygun fırsatlar sunuyor.

Online ve mobil platformlarda yer almayan KOBİ'ler, potansiyel müşterilerilerinden mahrum kalarak önemli fırsatları kaçırabilirler.

Türkiye'de son yıllarda internet ve mobil kullanım oranlarında ciddi artışlar yaşansa da bu durumun KOBİ’ler için pek fayda sağladığını söyleyemeyebiliriz. KOBİ'ler gelişen teknoloji ile birlikte değişen tüketici davranışlarına yeterince hızlı adapte olamıyor.

Günümüzde birçok KOBİ'nin hala bir web sayfası yok. Web sitesine sahip KOBİ’lerin önemli bir kısmı ise gerekli altyapıya sahip olmadıkları için arama motorlarında üst sıralara çıkamıyor. Bunların yanı sıra KOBİ sitelerinin mobile uyumlu olmamaları, meta başlıklarının, gizlilik politikalarının ve anahtar kelimelerinin olmamasını bu şirketlerin en büyük eksiklikleri olarak değerlendirebiliriz.

Küçük ve orta ölçekli işletmelerin sosyal medyada kendine yer edinebilmesi için bu alana yönelik çalışmaları hızlandırması gerekiyor.

KOBİ web sitelerindeki temel eksiklikler şunlar:

*Web sitelerinin çoğu mobil cihazlarda düzgün olarak görüntülenmelerini sağlayan optimizasyona sahip değil.

*Web sitelerinin ana sayfasında tüketicilerin firma ile iletişime geçebilmesini sağlayacak bir telefon numarası bulunmuyor. Mail ile ilgili ayarlar da aktif değil. Gönderilen mailler ilgili birimlere ulaşmıyor.

*Web sitelerinin ana sayfasında Twitter ve Facebook gibi sosyal medya sitelerinin bağlantısı yer almıyor.
 
*Web sitelerinin çoğunda firmaya ait harita veya yol tarifi mevcut değil.
  
*Web sitelerinin çoğunda gizlilik ilkeleri yok.
       
*Çoğu web sitesi güncellenmiyor.

*Web siteleri kurumsal kimlik ile pek örtüşmüyor.



Gazeteciler sosyal medyada nasıl davranmalı?

Bir dönem gazetecilerin sosyal medyada istediği gibi davranıp davranmayacağı tartışma konusu olmuştu. Bir nevi kamu görevi yürüten gazetecilerin sosyal ağlarda dikkatli davranması oluşabilecek bilgi kirliliğine karşı önem taşıyor.

Türkiye'de çoğu gazeteci sosyal medya sitelerini aktif olarak kullanıyor. Teknoloji ile arası pek iyi olmayan, esk gazeteciler ise sosyal ağlara karşı hala mesafeli duruyor.

Gazeteciler, sosyal medyada paylaşacağı herşeyi kendi editoryal süzgeçlerinden geçirmeli. Sosyal medyanın özgürlükçü ruhuna kapılan gazetecilerin sosyal medya krizi ile karşı karşıya kalmaları kaçınılmaz olacak.

Bir gazeteci sosyal medyada nasıl davranmalı?

1- Mesleğini icra ederken sosyal medyayı aktif olarak kullanan gazetecinin çalıştığı kurum ve işvereni ile arasında potansiyel bir çıkar çelişkisi olmamalı.

2- Gazeteci, sosyal medya üzerinde yapacağı bir hatadan her zaman sorumlu olacağını unutmamalı. Paylaştığı içeriklerin ileri zamanlarda başını ağrıtacağını hesaba katmalı.

3- Gazeteci, sosyal medyada özel hayatı ile ilgili fotoğrafları paylaşmamalı. Kendini magazin malzemesi yapmamalı.

4- Sosyal medyada provokatif konularda hassas davranmalı.

5-Çalıştığı gazetenin yayın politikası ile ters olan paylaşımların başını belaya sokacağını unutmamalı.

6- Gazeteci, sosyal medyada paylaştığı fotoğraf, yazı, resim  gibi öğelerin taraf tutmak gibi algılanabileceğini aklının bir köşesine koymalı.

7- Sosyal medyada diğer meslektaşları ile tartışmaya girmemeli.

8- Sosyal medyada kendinden daha fazla söz edilmesini sağlamak adına girişimlerde bulunmamalı.

9- Sosyal medyadaki paylaşımlarında imla kurallarını daima önemsemeli.

10- Sosyal medyadaki gündemi haber yaparken dikkatli olmalı. Sosyal medyadaki her bilgiyi doğru kabul etmemeli. Gerekli mercilerden haberi ya da olayı doğrulatmalı.

11- Gerçek hayatın sosyal medyadan daha önemli olduğunu unutmamalı.

12- Sosyal medya kullanımının mesleki becerilerini köreltmesine izin vermemeli.

13- Sosyal medya hesaplarından kişisel paylaşımlarda bulunmayı sınırlamalı.

14- Sosyal medyadaki takipçilerini artırma kaygısı taşımamalı.

Blog yazarlığı hakkında 11 tavsiye

Blog yazarlığı son zamanların popüler uğraşlarından biri olarak öne çıkıyor. Hatta blogu sayesinde iyi bir noktaya gelmiş insanların hikayelerini daha sık okur hale geldik.

Popüler bloglar reklam ve sponsorluk gelirleri ile yeni
bir kazanç kapısı oldu. Blog yazarak geçinen, kendine yeni iş kapısı açan çok sayıda kişi var. İnternette blog yazarak para kazanmak ile ilgili çok sayıda içerik var.

Geçenlerde internette blog yazarlığı konusunda birkaç şey ararken bloglardan para kazanma ile ilgili çok sayıda konu başlığı ile karşılaştım. Blog yazarlığının para kazanma konusuna endekslenmesi hoşuma gitmiyor.

Para kazanma hayali ile yanıp tutuşan ve blog yazarlığına başlayanların sonunun hüsran olduğunu anlatmama gerek yok. Blog yazarlarına tavsiyem kaliteli, özgün ve okunabilecek içeriklerin üretilmesini önemsemek olacak.

Bu yazımda blog yazarlığına başlamayı düşünen ya da yeni başlamış arkadaşlara kendi gözlemlerim doğrultusunda birkaç tavsiyede bulunmak istiyorum.

Blog yazarlığında şunları aklınızdan çıkarmayın!

1- Blog yazarak para kazanmak internet ortamında anlatıldığı gibi basit değildir. Zaman ister ve emek harcamak gerekir.

2-İnternet blog yazarak para kazanmak ile ilgili birtakım materyaller var. Bunlara pek itibar edilmemeli. Blog yazarak para kazanacağım diyerek cebinizden para çıkmasına izin vermeyin.

3-İletişimi ve etkileşimi önemsemeyen bir blog sahibinin yerinde saymaya devam edeceğini unutmayın. Dışa kapalı olmayın. İletişim, blog yazarlığının en önemli basamağını oluşturuyor.

4- Başarılı olmuş blog sitelerini biçim ve içerik yönünden inceleyin. Ben ne yazabilirim? diye kendinize sorun. Gerekirse başarılı blogger arkadaşlar ile temasa geçin.

5- Yazmayı düşündüğünüz blog için yol haritasına ihtiyacınız olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Plansız bir blog sitesi, çıkmaz sokak gibi olacaktır. İleride tıkanmamak için mutlaka bir planınız olmalı.

6-Yazma kabiliyetinizi daha üst seviyeye çıkarmak için bol bol kitap, makale okuyun. Blog yazarlığı ile ilgili yazıları mutlaka önemseyin. Blog Hocam adlı blog sitesinde yer alan " Blog İşini Ciddiye Alanların Okuması Gereken 10 Kitap  " adlı konuya göz atmanızı öneriyorum.

7- Yanınızda sürekli kağıt, kalem, varsa netbook ya da tablet bulundurun. Böylece blog sitenizi internet erişiminin olduğu her yerde güncelleyebilir, sizi takip edenlere taze içerikler sunabilirsiniz.

8- Çevrenizde olup biteni sürekli gözlemleyin. Gözlem yönünüzün gelişmesi size kaliteli ve okunabilir yazılar yazmada yardımcı olacak.

9- Blog yazısı yazarken yanınızda imla kılavuzu ya da sözlük bulundurun. İmla hatası olan bir yazının profesyonel kişilerin ya da ciddi okurların ilgisini çekmesi çok zor.

10- Sosyal medyadaki gündemi takip ederek bu doğrultuda okunabilir içerikler hazırlamanız dikkatlerin üzerinize çekilmesini sağlayabilir. Paylaşım ve yayılma gücü olan sosyal medya, blogunuz için doğal bir SEO alanı.

11- Blog sitenizin bir anda yükselmesini sağlamak adına backlink, SEO çalışması, link çıkışı vb. gibi metodları uygulamayın. Doğal yollardan yükselmenin yolunun kaliteli içerikten geçtiğini asla unutmayın.








24 Nisan 2013 Çarşamba

Haber siteleri iyi yönetilemiyor

Son zamanlarda haber sitelerinin ciddi bir hızla arttığını gözlemliyorum. Önceleri yalnızca büyük gazetelerin ve haber kanallarının haber sitesi vardı. Şimdilerde ise neredeyse herkes bir haber sitesi sahibi.

Haber sitelerinin hızla artması online habercilik adına birçok sorunu da beraberinde getirdi. Günümüzde birçok haber sitesi içerik ve yönetim bakımından ciddi sıkıntılar yaşıyor.

Haber sitesi sayısının artmasında hazır haber sistemleri de etkili oldu. Zaman içinde geliştirilen içerik yönetim sistemleri ile hiçbir yazılım bilgisi olmayanlar da haber sitesi yönetmeye başladı. Hazır sistemlerin yanı sıra bir alan adı ve hosting alınarak Wordpress ve Blogger gibi ücretsiz blog platformları da çeşitli düzenlemelerden geçirilerek haber sitesi olarak kullanılmaya başlandı.

Haber sitesi sayısının fazla olması "çok sesli internet haberciliği" açısından bir avantaj gibi görülse de içerik ve yönetim bakımından profesyonel bir yaklaşımın olmaması, internette kirliliği artırıyor.

Günümüzde haber siteleri içerikleriyle, kendine özgür tarzlarıyla dikkat çekmek yerine reklamlarla göze batmaya başladı. Çoğu okur haber sitelerindeki reklam bombardımanından rahatsızlık duyuyor. Ziyaretçilerin adeta gözüne sokulan reklamlar nedeniyle haber okumak çoğu zaman bir işkence. Bunun yanında amatör haber sunumları, özensiz başlıklar, imla hataları, yanlış fotoğraf seçimi yapılan işin kalitesini iyice düşürüyor.

Kopyala-yapıştır mantığı ile yapılan habercilik bir yere kadar. Haber sitelerinin yüzde 90'ında aynı haberleri, fotoğrafları görmekten rahatsızlık duyuyorum. Özgün haber üreten internet gazetelerinin sayısı son derece az.  İnternet gazeteleri, rakip olarak gördükleri kağıt gazeteler sayesinde ayakta duruyor. Kağıt gazetelerden alınan haberler takla attırılarak sitelerde boy gösteriyor. Nitelikli haber üretecek personel istihdam edilemiyor. Bütçe sınırlı ya da hiç yok. Finans yapısı son derece zayıf. Kendine hayrı olmayan haber siteleri okuru haber bakımından nasıl doyuracak? Okur ciddi ve kaliteli haberlere ihtiyaç duyuyor. Magazinsel içerikler, foto galeriler istemiyor. Haber siteleri buna rağmen daha fazla "tık" almak uğruna  her türlü yolu denemeye çalışıyor. Magazin içerikleri foto galerinin en büyük amacı sitedeki ziyaret süresini daha çok uzatmak.

Kaç haber sitesi sahibi ya da yöneticisi "daha kaliteli, okunabilir içeriği nasıl sunabilirim" diye kafa yoruyor? Haber siteleri, haber dışında herşeyi veriyor. Oyun var, foto galeri var, video var. Türkiye'deki haber sitelerinin bence en önemli sorunu profesyonel yönetimin eksikliği. Gazetecilik ile alakası olmayan kişilerce yapılan habercilik zaman geçirmeden başka bir işe yaramaz.

Önüne gelenin haber sitesi kurması, "ben gazeteciyim" edası ile hareket etmesi, yıllarını bu işe vermiş, işini hakkıyla yapan "gerçek gazetecilere" yapılan en büyük saygısızlık.

Haber sitesi kurmak, yönetmek ve sürekliliği sağlamak emek ister. Çok çalışmak gerekir. Kaç tane haber sitesi gerçekten çalışıyor? Hangisini açsam başlık, metin ve fotoğraf aynı. Birinde olan şeyi öbüründen neden okuyayım? Her haber sitesinin bir farklı ve duruşu olmalı. Kimliksiz haber sitelerinin sonu hep hüsran.

Küçük ve orta ölçekli haber sitelerinin büyük siteler ile boy ölçüşmeye kalkması yanlış. Her site kendi iç yapısını kurmalı ve bu doğrultuda hareket etmeli. İnternetin haber sitesi çöplüğüne dönmesine izin vermememiz gerek.

Haber sitesi açmadan önce araştırmak ve yol haritası çizmek şart.

Habercilik, ciddi bir iştir.



22 Nisan 2013 Pazartesi

Trend Topic'ler bilgi kirliliği sebebi

Mikro blog sitesi olan Twitter'da en çok konuşulan güncel konular anlamına gelen Trend Topic (TT) olan konular Twitter anasayfasında Gündem başlığı adı altında sağ köşede sürekli bulunuyor. Buradaki konulara binlerce kullanıcı tweet gönderiyor. Zaten çok sayıda kullanıcı tweet göndermezse o konu gündem olarak oraya yerleşmiyor.

Bir konunun Trend Topic (TT) olabilmesi için o konu hakkında bir çok kullanıcının tweet atması gerekiyor söz ya da söz öbekleriyle oluşan Trend Topicler belirli bir zaman dilimi orada kalıyor. Daha sonra atılan tweet  sayısı azaldıkça yerini bir başkasına bırakıyor

Twitter'daki Türkiye gündemi ile Twitter dışındaki gündem çok farklı.  İnternet ortamında konuşulanlar, geleneksel medyanın da beslendiği bir kaynak oldu. Radyolarda, televizyonlarda, hattâ gazetelerde, 'Twitter'da şu yorumlar yapıldı.' şeklinde her haberin altında not yazmak yaygınlaşmaya başladı.

Twitter'daki gündem konularının çoğu vakit geçirmeye yönelik, bilgiden, paylaşımdan uzak kalitesiz başlıklardan oluşuyor. Her gün bir takipleşme hareketi mevcut. Hafta içi ayrı hafta sonu ayrı takipleşme hashtag'leri açılıyor. Bunlar takip edeni ben de takip ederim mantığı ile hareket eden, takipçisi sayısını şişirmeye yarayan başlıklar. Binlerce kullanıcı bu etiketler sayesinde takipçisi sayısını biraz da olsa artırmayı amaçlıyor.

Gündem olan çoğu hashtag kirliliğinden başka bir işe yaramıyor.

Genelde en çok açılan hashtag türleri şunlar:

*Futbol takımlarının taraftarlarının açtığı hashtag'ler,
*Provakatif hashtag'ler,
*İsyan içeren hashtag'ler,
*Geçmişe duyulan özlemi vurgulamak için açılan hashtag'ler
*Karşılıklı takipleşmek için açılan hashtag'ler
*Gerçek gündem (ekonomi, siyaset, eğitim, sağlık) ile ilgili hashtag'ler
*Sosyal sorumluluk hashtag'leri (kan aranıyor vb.)

Sosyal medyada sosyal sorumluluk daha çok önemsenmeli

Sosyal medyada sosyal sorumluluk hareketinden kastım sosyal medya platformlarında yayınlanan, (kan aranıyor, donör aranıyor vb.) geniş kitlelere önemli bir olayı duyurma amacıyla başlatılan bir hashtag'i yaymak. Bu noktada sizin payınıza düşen görev, bilgi paylaşımı, haber paylaşımı ve duyarlılık.

Örneğin kan aranıyor duyurularında özellikle Twitter son dönemlerde Facebook ve buna benzer birçok platformu ciddi anlamda geride bıraktı. Bu anlamda Twitter’ın Facebook’tan daha çok işe yaradığını söylemek mümkün.

Twitter'daki hashtag'lerin sosyal medyadaki bilgi kirliliğini daha da artırdığına inanıyorum. Sosyal medyada hızla artan bilgi kirliliği gelecekte ciddi tehdit oluşturacak. Bu hızla gidersek birkaç yıl sonra temiz bilgiyi mumla arayacağız. Sosyal medya güçleniyor, bu ağları kullanan sayısı artıyor. Buna rağmen nitelikli sosyal medya kullanıcısı bireylerin sayısında bir artış yaşanmıyor.

Daha eleştirel, sorgulayıcı olmalıyız. Her önümüze sunulanı doğruluğundan emin olmadan paylaşmamamız ve onaylamamamız gerek. Okuma, izleme ve sosyalleşme alışkanlıklarınızı düzenleyerek bilgi kirliliğinden kaçınmamız bir nebze de olsa mümkün. Bireysel olarak önlem almazsak ilerleyen süreçte doğru bildiklerimizden bile şüphe etmemiz kaçınılmaz olacak.

Kaliteli içerik eşittir iyi SEO

Bir blog için özgün içerik en önemli konudur. Blogunuza başka sitelerden kopyala-yapıştır yöntemi ile aldığınız içerikler sayfanızı arama motoru Google'ın gözünde değersizleştiriyor. Bunu yapmak yerine, sayfa içeriğinizi kendiniz oluşturmanız ve cümlelerinizle geliştirmeniz sizin için daha yararlı olacak.

Çoğu blog sitesi sahibi internette edindiği yarım yamalak bilgiler doğrultusunda kopya içerik ve olmadık sayfalardan aldığı backlinkler ile bir iki gün iyi bir konum elde ediyor ve bundan çok büyük bir başarıymış gibi gurur duyuyor. Birkaç gün sonra bir bakıyor sayfası eskiden olduğu sırada değil. Hatta çok daha gerilere gitmiş. Belki de Google indeksinden çıkarılmış. Bunu geçmişte yaşamış çok site, blog var.
 
Olayı basit bir örnekle açıklayayım; İş yerinize gelen bir müşteriye, kendinizi, markanızı ve hizmetlerinizi nasıl anlatıyorsunuz? Rakiplerinizden farklı olarak öyle değil mi? Herhalde çoğu kimse "rakiplere gidin onlar ne söylüyorsa biz de aynısıyız, farkımız yok" demez. Farklı yönünü vurgulamak ve müşteriyi kendine bağlamak ister. 
 
İşte blog sayfanızda da yapmanız gereken kendinizi, kendi cümlelerinizle en doğal şekilde tanımlamak. Blog yazarı, araştırmacı, üretken olmalı. Tembellik, blog yazarlığının doğasına aykırı bence. Blog sitenizi ziyaret eden insanlara özen göstermeli ve kaliteli özgün içerikler sunmayı amaçlamalısınız. Bunu yapacak özgüveniniz yoksa blog yazarlığını bir kenara bırakın.

Özgün içerik, iyi bir SEO demektir. Bloglara uygulanabilecek SEO için kulaktan dolma bilgilere itibar etmek yerine kaliteli, temiz içerikler üretmek çok daha faydalı olacak.

İyi içeriklerin yer aldığı bir blog;

*Ziyaretçiler tarafından daha kolay bulunur.
*Arama motorları tarafından daha kolay görülür ve indekslenir.
*Google'ın gözünde daha değerli olur.
*Okurlar kaliteli içeriği  güvenle sahiplenir ve devamını merakla bekler.
*Ziyaretçi sayısı önemli ölçüde artar.
*Diğer siteler için referans kaynağı olur.
*Blog yazarlığına başlayanlar için örnek teşkil eder.
*Sponsorların ve reklam veren kuruluşların dikkatini daha kolay çeker.
*SEO çalışmaları adına için ekstra maliyet gerektirmez.
 
Birbirinin aynı, neredeyse kelimesi kelimesine kopyalanmış sayfaların arasından sıyrılmak, farklı olmak, okurların ve arama motorlarının gözünde prestij kazanmak için yazdıklarımı dikkate almanızı tavsiye ediyorum.

Sosyal medyada dinlemek ve iletişim şart!

Bir marka için başarıya giden yolda iletişim kurmak ve dinlemek, tartışılamayacak düzeyde önemli. Ama firmalar yıllarca dinlemeyi reddetti ve konuştu. Ta ki sosyal medyanın gücü keşfedilene kadar...

Hatırlayın, bundan kısa bir süre öncesine kadar birçok marka "hakkımızda kötü konuşulacak, olumsuz yorum girilecek, hep şikayet gelecek, sürekli müşterilerle yüz göz olacağız" diye sosyal medyaya mesafeli duruyordu. Ancak zamanla bu algı değişti.

Artık markalar birkaç yıl öncesinde olduğu gibi şikayetlerden, olumsuz yorumlardan önceki kadar endişe etmiyor. Hatta pek çok marka resmi hesaplarına ek olarak müşteri hizmetleri hesaplarını da ayrıca yönetiyor. Bu yönetim için bünyesinde sosyal medya ekibi kuran markalar da var. Hal böyleyken aslında burada çok büyük bir fırsat var: Olumsuz algıyı olumluya çevirmek. Sosyal medyada olumsuzu olumluya çeviren marka kazanıyor. Bu mecrada kazanmak için müşteriyi dinlemek ve iletişim kurmak birinci koşul.

Markaların sosyal medya sayesinde artık milyonlarca insanı dinleme imkanı var. Sosyal medyada yer alan markalar bu insanların yorumlarını dinleyerek, ürünlerini ya da hizmetlerini değiştirebilme, geliştirebilme şansına sahip.

Marka için en büyük fırsat, mutlu olmayan tüketicisine sosyal medya ile direkt ulaşabilmesi. Çünkü resmi olarak sosyal medyada bir varlığınız bulunuyor. Bu varlığa güvenen tüketici de sorununu ya da şikayetini bu kanallardan tarafınıza iletiyor. Siz de marka olarak bu kullanıcının kim olduğunu bu sayede tespit edebiliyor ve bilgilerini veritabanınıza ekleyebiliyorsunuz.

Sosyal medya doğası gereği diyaloğa, çift yönlü iletişime ve herkese açık olduğundan, “sorunlu tüketici” ile en iyi şekilde iletişime geçmek gerek. Bir kullanıcı ne kadar sinirli olursa olsun, siz ona cevap verip sorunuyla ilgilendiğinizi söyleyince yelkenleri suya indiriyor. Bazen telefon ile çözülmekte geç kalınan problemler sosyal medya sayesinde birkaç tweet ya da mesaj ile çok hızlı çözülebiliyor.


Sosyal medyada müşterileri memnun etme yolları

Günümüzde iş hayatında müşteri memnuniyeti, rekabet etme açısından hayati önem taşıyor. Müşteri memnuniyetini üst seviyede tutan markalar her zaman daha çok önemseniyor.

Gelişen teknoloji ile birlikte markalar ile tüketiciler arasındaki keskin sınır artık ortadan kalktı. İnternetin kullanım oranının artması ve yayılmacı gücünün fazla olması, çoğu markayı pazarlama alanında bu mecraya yöneltti. Geleneksel pazarlama yöntemlerini yavaş yavaş terkeden markalar müşteriler, ile sosyal medyada üzerinden iletişim ve etkileşim kurabiliyor.

Bu yazımda bir markanın sosyal medyada müşteri ilişkileri konusunda başarılı olması için neler yapması gerektiğine kendi tecrübelerim ve gözlemlerim doğrultusunda değinmek istiyorum.

Müşteri sosyal medyada nasıl mutlu olur, bunun sağlamanın yolları nelerdir?

Ürün veya hizmetin arkasında durulması

Müşteriler, markalara her zaman güvenmek ister. Bir ürün ya da hizmet satın aldıktan sonra ortaya çıkabilecek her türlü olumsuzluğu dile getirebileceği etkili bir sistemin varlığını bilen  müşterilerin o markalara bakış açısı her zaman iyi olacaktır. Ürününü veya hizmetini sattıktan sonra ortadan kaybolan, telefonlara, maillere cevap vermeyen ya da müşterileri sürekli oyalayan markalar kaybetmeye mahkumdur. Markalar, sosyal medyadaki hesaplarını yönetirken bu hususu dikkate almalı. Müşterilerin mağduriyeti en kısa zamanda giderilmeli.

Hızlı geri dönüş

Markaların kendilerine yöneltine sorulara en kısa sürede dönüş yapması, müşterilerin hoşuna giden bir davranıştır. Müşteri ürün ya da hizmet aldığı marka ile ilgili sorununu ya da isteklerini markanın kurumsal hesabından  iletir ve ilgili birimden çözüm odaklı bir cevap bekler. Cevap kısa sürede gelirse ve somut bir adım atılırsa müşteri memnun olur. Önemsendiğini hisseder ve markaya sadakati daha da artar. Ancak sorusuna uzun zaman sonra cevap verilmesi ya da hiç cevap verilmemesi müşterinin markadan soğumasına ve başka markalara yönelmesine neden olur. Bu da sosyal medyada ciddi bir kriz sebebi olabilir. Memnun olmayan müşterinin yazacağı olumsuz yorumlar, binlerce kişi tarafından aynı anda okunabildiği için markanın sosyal medya krizi yaşaması kaçınılmazdır.

Bulunabilirlik ve ulaşılabilirlik

Sosyal medya üzerinde görünür olan markalara ilgi daha fazladır. Sosyal medyada hesabı olmayan bir marka, rakiplerine göre bir adım geride yer alıyor. Sosyal ağları kullanan müşteriler, ilgi duydukları markaları sosyal medya üzerinden de takip etmek, markalar ile ilgili son gelişmeleri öğrenmek ve etkileşim kurmak ister. Aradığı markayı sosyal medyada göremeyen, ona ulaşamayan müşteri hayal kırıklığına uğrayacaktır. Müşterilerinizin size kolayca ulaşması için gerekli optimizasyonları yapın.

İlgili olmak

Sosyal medya üzerinden markanıza ulaşan ve size sorular soran, şikayetlerini dile getiren müşterileri her zaman önemseyin. Geri dönüşlerinizde kullanacağınız ifadelere dikkat edin. Müşterilerinize kaba davranmayın. İsmini tam hatırlamayamadığım bir markanın Twitter hesabından bir müşteriye karşı kaba bir tabir kullanılmıştı. Markanın sosyal medyadaki iletişim tarzını beğenmeyen müşteriyi destekleyen diğer tüketiciler, hedefteki markayı topa tutmuştu. Bu da bir nevi sosyal medya krizine neden olmuştu. Unutmayın; "Tatlı dil, yılanı deliğinden çıkarır"

Bilgilendirici ve paylaşımcı olmak

Sosyal medyada bilgi verici içerikler üreten ve  paylaşımlarda bulunan markalar, müşterileri tarafından takdir ediliyor. Müşteriler sadece reklam ya da kampanyalara dayalı içerikleri ve paylaşımları sevmiyor.

Mutlu müşteri, genellikle ;

*Markanız ile ilgili herşeyi çevresiyle paylaşır, tavsiye eder ve adeta bedava reklamınızı yapar.

*Yeniden ürününüzü satın alır. Sadık bir tüketici olur.

*Şikayet öneri ve beklentiler yoluyla, ürün farklılaştırmanıza katkı sağlar.

Müşteri memnuniyetinin etkin olabilmesi sosyal medya bazında ölçümlemeler yapılması, istatistiksel metotlar kullanılması, elde edilen sonuçların önceki dönemlerle karşılaştırılması, olumlu olumsuz yöndeki eğilimlerin ele alınması ve gerekirse iyileştirici faaliyetlerde bulunulması ve /veya sürecin yeninden tasarımı yoluna gidilmesi bir marka için hayati önem taşıyor.      

Sistematik bir şekilde müşteri memnuniyetini geliştirmeye çalışan, müşteri ihtiyaç ve beklentilerinden, satış sonrası servis hizmetlerine kadar olan tüm sürecin tüm aşamalarını yakından izleyen markalar her zaman kazanıyor.

21 Nisan 2013 Pazar

Advertorial reklamlar önem kazanıyor

Advertorial reklam, internet, gazete ve dergilerde yer alan, haber niteliğindeki reklamlar olarak tanımlanabilir. Bu tip reklamlar da diğer reklamlarda olduğu gibi reklam verenler tarafından yaptırılıyor.

Advertorial reklamlarda metin daha çok öne çıkıyor. Yazılan metin, makale veya haber formatı kullanılarak hazırlanıyor ve daha etkili oluyor. Haberde veya makalede markanın kurumsal imajı, şirket departmanları, firma çalışanlarının uzmanlıkları ve çalışmaları , ürün ve hizmet özellikleri gibi bilgiler detaylarıyla anlatılıyor.

Advertorial ilanlar, reklamdan çok bir haber veya makale formatında olduğu için çoğu kişi, bunun bir reklam olduğunu anlayamıyor. Bu tip reklamların bir köşesine veya altına, sadece “advertorial reklam” ya da "bu bir ilandır" yazıyor. Reklam verenler, bu tip reklam mecraları son zamanlarda sıkça tercih etmeye başladı.

Advertorial reklamda, reklamın yer aldığı sayfanın mizanpajı, reklam sayfası gibi düzenlenmiyor. Yazılan metinin formatı gereği, haber veya makale sayfası gibi tasarlanmakta ve reklam metni bu formata konuluyor. Okuyucu, okuduğunun haber, makale olduğunu düşünerek okuyor. Tabi bu durum bazen okuyucuların eleştirisine maruz kalıyor. Fakat buna rağmen advertorial reklam, popüler bir reklam mecrası olarak önemini her geçen gün artırıyor.

Advertorial reklamda, reklam sloganları, marka, ürün veya hizmet logoları bulunmuyor. Bu tip reklamın anlatım şekli, haber yapma veya makale anlatımı olduğu için belirli bir ciddiyete sahip. Advertorial reklamın araştırılarak veya bilgi edinilerek gündeme paralel yazılması etkisini daha da artırıyor. Bu tip reklamların başlıkları da çok çarpıcı değil. Normal bir haber başlığı gibi görünüyor. Advertorial reklamların önemli özelliğinden biri gazete veya dergi okurlarının, bu tip ayırımları yapmadan, gazete veya dergilerini baştan sona kadar, yoğunlaşmış bir şekilde okumaları. Okurlar tarafından yadırganmıyor.

Advertorial reklamın haber niteliği taşıyor olması onu etkili kılıyor. Herhangi bir ürün ya da hizmet için advertorial reklam çalışması yapılırken bunun bilgiyle harmanlanarak hedef kitleye ulaştırılması amaçlanıyor. Bilgi çağında olduğumuz advertorial reklam seçeneği, hem reklam verenleri hem de hedef kitleyi çok daha fazla etkiliyor. Reklam kampanyalarında başarılı olmak isteyen markaların reklam çalışmaları kapsamına advertorial ilanları da dahil etmesi yararlı olacak.

Advertorial reklamların faydaları

*Yayınlanacak tüm içerikleri ve markanızın algısını siz belirleyebilirsiniz ve bu doğrultuda bir çalışma talep edebilirsiniz.
   
*Ürün tanıtımı, mikro-site, blog, kampanya duyurusu, kriz iletişimi, sosyal medyaya özel kurgulanmış mesajlar gibi farklı amaçlara yönelik yayılım gücü yüksek içerikler hazırlanabilir.
   
*İçerik bazlı reklamlar arama motorları tarafından indekslenir. Arama motorlarında üst sıralarda yer almanız için önemli bir araç olabilir.
   
*İçerikleriniz sosyal medya'da paylaşılabilir. Bu da markanızın daha çok kişi tarafından görülmesine ve web sitenize ekstra trafik sağlanmasına katkı sağlar.
   
*İçeriklerinizin web sitelerinde ve sosyal medyadaki paylaşımları kalıcı olur ve yıllarca erişilebilir. Web siteniz için etkili bir backlink kaynağı olabilir.

Foto galeri haberciliğinden vazgeçilmeli

Foto galeri haberciliği, online haber sitelerinin son yıllardaki en büyük kurtarıcısı olarak öne çıkıyor. İrili ufaklı çoğu haber sitesi foto galeriler ile manşeti doldurarak ziyaretçilerin sayfalarında daha fazla kalmasını sağlamaya çalışıyor.

Genelde magazin içerikli olan foto galerilerin manşetten verilmesini doğru bulmayan çok sayıda okur olmasına rağmen haber siteleri bu alışkanlıklarından vazgeçmiyor. Sonra da "okurlar bunları seviyor" denilerek savunmaya geçiliyor.

Foto galeri haberciliği yapan sitelerden ben de rahatsızlık duyuyorum. Örneğin bir haber sitesinin manşetinde 20 haber var. Bunların en az 5 tanesi foto galeri birkaç tanesi advertorial ilan gerisi de diğer gündem haberleri.

Türkiye'de internet gazeteciliği alanında alınması gereken uzunca bir yol var. Hala bir standart oluşturulmuş değil. Haber adı altında bizlere sunulan içeriklerin çoğu gereksiz ve saçma. Ben bir haber sitesinden ciddiyetle sunulmuş, alternatif bakış açısı getirilen haberleri okumak isterim. Ünlülerin çocukluk halleri, yaşları, doğum yerleri, frikikleri, arabaları, oturdukları evler manşetten verilecek kadar önem taşımıyor. Gerçek gündem sürekli saptırılıyor.

Güzeller galerisi ile haber siteleri erotik yayınlara dönüşüyor. Müstehcen fotoğrafların haber sitelerinde yer alması doğru değil. Haber sitesi, haber verir. Alternatif içerikleri isteyen kullanıcılar için zaten birçok site var.

Haber siteleri, kaliteli yayıncılığı ilke edinmeli ve bu tarz foto galeriler ile manşetleri doldurmayı bir an önce bırakmalı. Ciddi ve temiz haberleri okumak isteyen okurlara saygısızlık edilmemeli. Birkaç tık daha fazla almak uğruna haberciliğin bir kenara bırakılması ve gerçek gazetecilikten uzaklaşılması hiç doğru değil.

20 Nisan 2013 Cumartesi

Tematik bloglara ilgi artıyor

Belirli bir konu ya da alan hakkında içeriklerin paylaşıldığı bloglar tematik blog olarak adlandırılıyor.  Türkiye'de son yıllarda tematik bloglar ciddi anlamda öne çıkmaya başladı. Bu tür blogları takip edenler ilgilendikleri alan ile ilgili farklı bilgileri, deneyimleri öğrenebiliyor.

Türkiye’de tematik bloglar arasında en yaygın olan türler hiç kuşku yok ki, giyime ve yemeğe olan tutkumuzdan dolayı moda ve yemek blogları. Bu blog türlerine ilgi gün geçtikçe artıyor.

Bu konularda kaliteli içeriklerin yer aldığı blogları hazırlayan kişilere moda, yayıncılık ve yemek sektöründen ciddi teklifler geldiğini belirtmeden geçmek istemiyorum. Blogu sayesinde kendine bir kariyer kapısı açan kişilerin bu başarısı, çoğu kişi için blog yazarak kariyer yapmak anlamında önemli.

Tematik blog yazarlığı kaliteli, okunabilecek içerikler üreterek istikrarlı bir şekilde yapılırsa blog sahibini cidd bir noktaya ulaştırabilecek güce da sahip.

Tematik blog yazarlığı yaparken bazı noktalara dikkat edilmesi gerekiyor. Bu yazımda kendi gözlem ve tecrübelerim doğrultusunda bazı noktalara kısaca değineceğim.

İddialı olduğunuz konuda yazın

Blog yazarlığına yeni başlayan ya da başlayacak olan çoğu kişi "Ne yazsam tutar?"sorusunu çoğu zaman kendine ve çevresindekilere soruyor. Bunu önceden kestirebilmek çok zor. Bazen yeterince ön planda olmayan bir konu ya da alan bile ciddi bir okur kitlesinin sizi takip etmesini sağlayabilir. Blog yazmak, daldan dala atlamak olmamalı. Bir konu, alan belirlemek ve bu doğrultuda ciddi çalışmak şart. Bilginizin olmadığı bir alanda blog yazmayın. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olamazsınız. Bilgi içermeyen içeriklerin ilgi görmesi ve okurlar için faydalı olması çok zor.

Blogunuz için içerik kaynakları edinin

Blogunuz için kaliteli içerik üretmenin en önemli ayaklarından biri de sağlam kaynaklar edinmekten geçiyor. Yazacağınız makaleleri bazı kaynakları okuyarak, kendi süzgecinizden geçirerek yazarsanız daha profesyonel bir içerik üretmiş olursunuz. İçerik kaynaklarınız kitap, dergi, gazete, web sitesi ya da uzman kişiler olabilir. Bu kaynaklardan edindiğiniz verileri kendi düşünceleriniz ve ifade biçiminiz ile yoğurursanız okuyucularınız da keyifle okuyabilir ve bilgi sahibi olabilir.

Faydalı içerikler üretin

Tematik blogların en çok tercih edilme nedenlerinden biri de okuyuculara yarar sağlaması. Blog sitenizde yazdığınız bir konu ile ilgilenen okurlar makalelerinizi okuduktan sonra yeni bir şeyler öğreniyorsa bununla gurur duymalısınız. Okurlar, yalın ifadeler içeren ve bilgi veren makaleleri gerçekten çok seviyor.

Örneğin blog yazarlığı ile ilgili konuların bir blog siteniz var. Siz blogunuzda "Blog yazarlarının yaptığı 10 hata" başlıklı bir yazı yazdığınız. Yazınızda gözlemlerinizi, tecrübelerinizi bilgi ile yoğurarak okurlara 10 madde olarak okurlarınıza sundunuz.

Blog yazan ama hedeflediği başarıya ulaşamamış okurlar bu yazı ile ciddi olarak ilgilenecek. Sıraladığınız 10 madde arasında kendi yaptığı hatayı ya da hataları gören okur bu yazınızı kendi başarısı için bir referans kaynağı olarak alacak. Belki de defalarca okuyacak. Yarar sağlayan içerikler, okurların blogunuzu daha fazla ziyaret etmesi için çok önemli.

Bilgili okurları dikkate alın

Blogunuzu takip edenler arasında sizin yazdığınız içerikleri yetersiz bulan, konuya daha hakim olan okurlar da olabilir. Bazı doğru bildiğiniz yanlışları düzeltmeniz için sizinle iletişime geçebilir, öneriler sunabilirler. Bu tür okurları daima dikkate alın. Asla iletişime kapalı olmayın. Bu kişilerle bilgi alışverişinde bulunarak blog sitenizin kalitesini daha üst seviyeye çıkarmak için çaba harcayın. Bazı durumlarda yardım talebinde bulunmaktan çekinmeyin. "Bu konuyu benden daha iyi kimse bilemez" mantığı ile hareket ederseniz sizi takip eden kitleyi kaybetme olasılığınız çok yüksek. Bilgi, sürekli geliştirilebilen ve genişletilebilen bir kavram. Bilginin paylaştıkça çoğalacağını da hiçbir zaman unutmayın.


18 Nisan 2013 Perşembe

Kaliteli Twitter takipçisi edinmenin yolları

Twitter'ın sosyal medya pazarlamasında etkili bir şekil araç olarak öne çıkmaya başlaması birçok markanın dikkatini çekti.

Markalar Twitter'da takipçi sayısı artırmak için bir sürü yolu deniyor. Çoğu marka profesyonel anlamda verim almak için ajanslar ile çalışma yoluna gidiyor. Twitter'da takipçi sayısını artırmanın bir sürü yolu var. Öncelikle karar verilmesi gereken prestij adına fazla takipçi mi yoksa etkileşimi yüksek kaliteli takipçi mi? Gözlemdiğim kadarıyla markaların çoğu takipçi sayısına önem veriyor. Takipçi sayısı fazla olan markalar sosyal medyada daha etkili olacaklarını düşünüyor.

Ben bu noktada farklı düşünüyorum. Twitter'da sizin markanız ve hizmetleriniz hususunda etkileşimde bulunmayan, sizi kuru kuruya takip eden binlerce kişiden asla verim alamazsanız. Twitter'da sosyal medya pazarlama konusunda başarılı olmak için kaliteli, retweet gücü yüksek, etkileşimde bulunan takipçi kitlesini hedeflemek birinci kural olmalı.

Ancak Twitter’da bu şekilde takipçi sayısını artırmak sabır ve uğraş gerektiriyor. Doğal yollardan bu işi yapamayacağını düşünenlerin başvurduğu yöntem para ile takipçi satın almak ve suni yollardan takipçi sayısını artırmak. Bu işi yapanlar mevcut. Hatta size istediğiniz takipçiden fazlasını gönderiyorlar. Çünkü anlaştığınız takipçi sayısında dalgalanmalar olabiliyor.

Twitter'da araştırma yaparken bazı kişilerin şişirilmiş hesapları dikkatimi çekti. Yazdıkları, paylaştıkları içerikler dikkat çekebilecek türden değil. Günlük konuşmalardan oluşuyor. Buna rağmen takipçi sayıları binlerle ifade ediliyor. Merak edip takip edenlere baktım. Çoğu yabancı kişilerden oluşuyor. Maksat rakam kalabalığı. Bu yol başvuran markalar da var. Onların durumu da iç açıcı değil.

Ben Twitter'da önemli bir konuma ulaşmayı hedefleyen markalara ve kişilere yalnızca takipçi sayısını arttırmaya odaklanmamalarını öneriyorum. Sizi takip edecek kişilere tweetlerinizi retweetletmeye elverişli veya twitlerinize karşı etkileşime geçeceği içerikleri sunmanız daha yararlı olacak.

Bence kaliteli twitter takipçisi web sitenize arama motoru Google vasıtasıyla gelen organik ziyaretçilere benzetiyorum. Bu takipçi kitlesi anahtar kelimelerinize ilgi duyan, yaptığınız işe, faaliyet gösterdiğiniz sektöre karşı hevesli olan paylaşım gücü yüksek olan kişilerden oluşuyor. Bu tür takipçiler siz onları takip etmediniz diye sizi takip etmeyi bırakmayacak, parayla satın alacağınız binlerce takipçiye göre çok daha fazla sadakatli olacak. Markanız ve hizmetleriniz ile alakalı başka tüketicilere hakkınızda olumlu mesajlar veren, bir nevi viral pazarlama elçileri olarak sosyal medyada hedeflediğiniz noktaya ulaşmanızda köprü olacaklar.

Kaliteli Twitter takipçisi edinmek için basit ama etkili yollar

Kurumsal kimliğinizi vurgulayın

Kurumsal kimliğinizi yansıtmayan bir Twitter profiliyle sosyal medyada nasıl bir etki oluşturabilirsiniz ki? Sizi siz yapan, rakiplerinizden ayıran en önemli öğe kurumsal kimliğinizdir. Sosyal medyada da kurumsal kimliğinizi başarılı bir şekilde temsil etmelisiniz. Kurumsal kimliğinizi yansıtacak bir arka plan çalışmasına vakit kaybetmeden başlayın.

Tweet atmak için uygun bir zamanla şart

Sosyal medyayı kullanan kişilerin kendine has ziyaret alışkanlıkları var. Bazen çok fazla retweet edileceğini düşündüğünüz içerikler beklediğiniz değer görmeyebilir. Bunun temel nedeni zamanlama hatası olabilir. Uygunsuz bir zamanda attığınız tweet, takipçileriniz tarafından görünmeyebilir diğer tweetlerin arasında kaynayabilir. Twitterda bence tweet atmak için en uygun zaman sabah ve akşam saatleri. 

Takipçileriniz ile etkileşimde bulunun

Takipçilerinizin size sorduğu her soruyu cevaplamaya çalışın. Sizi mention ettikleri bir konuda onları hatırladığınızı gösterin. Gerekirse siz de onları mention edin. Sadık takipçilerinize özelden mesaj atıp onları onurlandırabilirsiniz. Unutmayın; etkileşimli bir hesap, binlerce kişinin takip ettiği ama etkileşimde bulunmadığı bir hesaptan daha yararlı olacak.

Bilgilerinizi, tecrübelerinizi paylaşın

Uzman olduğunuz alanlar dahilinde yapacağınız paylaşımlar, konunuza ilgi duyan kişilerin sizin tecrübelerinizden faydalanmak istemeleri nedeniyle onları sizin hesabınızı takip etmeye yöneltecek. Twitter'ı  yeni birşey öğrenmek amacıyla kullanan çok sayıda kişi var.

Medya İstasyonu desteklerinizi bekliyor!

Düzenli olarak blog yazmak, her blog sahibinin en çok istediği ama çoğu zaman yapamadığı bir şey. Bunun birden fazla nedeni var. Biz biraz fazla aceleci ve sabırsızız. Blog yazmaya yeni başlamış kişiler, hemen popüler olmak, adlarını duyurmak ve hatta para kazanmak istiyorlar.

Aceleci olmak, kaliteli blog yazarlığını baltalayabilecek en büyük sorun.  Bu tarz düşüncelerle blog yazmaya başlayan, sürekli varolan blogunu kapatıp yeni bir başlangıç yapmaya çalışanlar var. Bu kişilerin blog yazarlığı maceraları genelde hüsranla bitiyor.

İnternetin blog çöplüğüne dönüşmesi benim gerçekten çok canımı sıkıyor. İlgilenilmeyecek bir blog fuzuli yer işgal etmemeli. Bir blog, bebek gibidir. Beslersin, ilgilenirsin, büyütürsün. Emek harcamadan yapılan her iş, başarısız olmaya mahkum. 

Medya İstasyonu, yeni bir site olmasına rağmen istikrarlı bir şekilde büyümeyi sürdürüyor. Medya İstasyonu'nu ilgiyle takip eden, yazdıklarımı yorumlayan okurlar var. Olumlu tepkiler alıyorum. Bu bana o kadar büyük keyif ve güven veriyor ki... Sürekli yeni şeyler yazmak, paylaşmak istiyorum. Bazen her oturduğumda kaliteli yazı yazmam mümkün olmuyor. Defalarca siliyorum, yeniden yazıyorum. Önce kendim beğenmeliyim, okurken kendim keyif almalıyım. Çünkü ben de bir okurum. Başka insanların yazdıklarını okuyorum. İnsanlar benim yazdığım yazılarda bir yeni kelime ya da düşünce dahi öğrense bu benim için büyük mutluluk. 
 
Ben blog yazarlığına maddi kazanç sağlamak için başlamadım. Medya konusunda sınırlı bilgisi olan ya da hiç bilgisi olmayan kişilere medya ile ilgili tecrübelerimi, görüşlerimi aktarmaya çalışıyorum. Genç iletişimcilere, medya ve sosyal medyaya ilgi duyanlara fayda sağlayabilecek projeler üreteceğim. Planım hazır. Şartların olgunlaşmasını bekliyorum.
 
Medya İstasyonu'nun daha iyi bir konuma gelmesi ve daha geniş kitleye fayda sağlaması için siz değerli ziyaretçilerimin ilgisi ve desteği benim için son derece önemli.





17 Nisan 2013 Çarşamba

Her Zaman Okuduğunuz Hürriyet'i Şimdi İzleyin

Hürriyet TV şimdi yayında.

Hürriyet TV’yi ziyaret edenler, aradıkları her şeyi artık tek tıkla seyredebilecekler. Hürriyet TV, zengin haber içeriğinin yanı sıra konusunda uzman isimlerle gerçekleştirdiği programlarla da dopdolu.

Hürriyet TV’de Berza Şimşek’ten günün mutlaka görülmesi gereken haberlerini izleyip usta gazeteci Sedat Ergin’den haftanın yorumunu alabilirsiniz. Üstelik gündemin özetini, Metehan Demir, 3 dakikada sizin için yorumluyor.

Burcunuzdaki yeni gelişmeleri merak ettiğinizde ise Susan Miller ile yıldızlara bakabilir, Sebla Kutsal ile dilediğiniz zaman, kültür ve sanat dünyasında keyifli bir yolculuğa çıkabilirsiniz.

Uğur Cebeci ise sivil havacılığın geldiği son noktayı size Kokpit’ten anlatıyor.

Magazinden spora, eğlenceden ekonomiye hepsi ve daha fazlası, sürekli güncellenen Hürriyet TV’de sizi bekliyor.

Bir bumads advertorial içeriğidir.

Twitter'dan nasıl faydalanılır?

Sosyal medya sitesi Twitter‘ın markalar için hem kendilerini ifade etmek, hem de tüketicilerini dinlemek için çok yararlı bir platform olduğunu biliyoruz.

Peki bir marka, şirket Twitter'dan genel olarak hangi alanlarda fayda sağlayabilir?

Müşteri İlişkileri Yönetimi

Twitter müşteri ilişkilerinde hızlı ve etkili bir yöntem. Müşterilerin ürün ve hizmet ile ilgili öneri, istek ve şikayetleri Twitter üzerinden anlık olarak takip ediliyor ve geri dönüşler problemler çözülebiliyor. Twitter'da yer alarak hem hedef kitleniz ile yakın bir iletişim sağlayabilir, hem de istek ve ihtiyaçlarla ilgilenerek olumlu görüşlerin artmasına katkı sağlayabilirsiniz.

Marka bilinirliğini artırmak


İçerik değeri olan tweetler paylaştıkça daha fazla kişinin sizi farketmesini ve takip etmesini sağlayabilirsiniz. Marka bilinirliliğinin artmasının yanında sizin markanızı takip eden kişilerin gözünde markanızın teknolojiye uyumu konusunda da olumlu izlenimler sağlamanız mümkün.

Duyuru aracı

Markanızı takip eden kişi sayısı arttıkça hedef kitleniz ile aranızdaki iletişimde Twitter önemli bir paya sahip olabilir. Her sektörün kendine has bir iletişim tarzı var. Mesala medya alanında alanında faaliyet gösteren şirketler için en güncel haberleri anında duyurabilirken, e-ticaret siteleri için promosyon, kampanyalar ve pazarlama etkin bir şekilde kullanılabilir. Twitter yeni ürün ya da hizmetler, reklam kampanyaları gibi çeşitli konularda müşterilerinizin neler düşündüğünü öğrenmek için de önemli bir sosyal medya ağı.

Web siteleri için trafik kaynağı

Web sitenizde çeşitli konular ile ilgili yer alan içeriklerin linklerini Twitter hesabınızda paylaşarak Twitter üzerinden sitenize trafik sağlayabilirsiniz. Etkili sonuç almak için web sitenizden gidilen sayfanın Twitter’da verdiğiniz mesaj ile aynı olması önemli taşıyor.

Viral kampanya alanı

Markanız ile ilgili yapacağınız özel indirimler hakkında bilgilendirme amaçlı olarak Twitter'ı kullanabilirsiniz. Sadece buradaki takipçilerinize özel olarak tanımlanan promosyon kodu, kupon kodu gibi uygulamalar ile markanıza olan ilgiyi artırabilir iyi sonuçlar elde edebilirsiniz. Ayrıca bu tür kampanyalar viral olarak da yayılma potansiyeli taşıyorlar. Twitter, viral pazarlama için çok etkili bir araç. Viral kampanyaların diğer kampanya türlerine göre yayılma hızı ve geri dönüşü oldukça iyi.

16 Nisan 2013 Salı

En çok kullanılan haber sitesi sloganları

İnternet haberciliğinin önem kazanması ile birlikte haber sitelerinin sayısında artış yaşanmaya başlandı. Düşük yatırımlar ile hayata geçen haber siteleri geleneksel gazetelere göre daha fazla kişiye ulaşmada bir adım öne çıkıyor. Haber sitesi sayısı artmasına arttı ancak kaliteli habercilik adına önemli gelişmeler yaşanmadı. Çoğu haber sitesi birbirini taklitten öteye gidemiyor. Haber sitelerinin yazılımları, logoları, içerikleri, sloganları bile neredeyse aynı. Genelde kopyala-yapıştır mantığı ile hareket eden bu siteler özel haber üretmekte son derece yetersiz kalıyor.

Haber sitelerini sürekli takip ediyorum. Yazılımlarını, künyelerini, içeriklerini, kullandıkları yayın dilini, sosyal medyadaki davranışlarını inceliyorum. Beğendiğim birkaç site var. Haber sitelerinin geneli ise vasat durumda. Daha kaliteli işler yapabilmek için gereken özeni göstermiyorlar. Özgün olmayı amaçlayan sınırlı yayın var. Bu yazımda haber sitelerinin iddialı sloganlarına yer vermek istedim. Medya sektöründe ünvan, slogan ayrı bir öneme sahiptir. Slogansız yayın yok denecek kadar azdır. Siteleri incelerken kullandıkları  iddialı sloganlar dikkatimi çekti. Hepsi kendi çapında bir şeyler iddia ediyor. Aynı sloganların onlarca farklı sitede yer almasına hem güldüm hem de üzüldüm. Slogan bile üretemeyen haber siteleri, haberi nasıl üretecek?

En çok kullanılan haber sitesi sloganları

*Türkiye'nin En Büyük Haber Sitesi
*Türkiye'nin En İyi Haber Sitesi
*Tarafsız Haberin Doğru Adresi
*Türkiye'nin Haber Sitesi
*Türkiye'nin En Büyük İnternet Gazetesi
*Türkiye'nin Tarafsız Haber Sitesi
*Türkiye'nin 1 Numaralı Spor Haber Sitesi
*Türkiye'nin Araştırmacı Güncel Haber Sitesi
*Sık Sık Güncellenen Haber Sitesi
*Türkiye'nin Günlük Haber Sitesi
*Türkiye`nin Haber Kaynağı
*Haberin Doğru Adresi
*Doğru ve Dürüst Haberciliğin Adresi
*Türkiye'nin Haber Portalı
*İnternetin Hür Gazetesi
*Türkiye'nin en geniş haber portalı
*Haberin Tek Kaynağı
*En Güncel Haber Sitesi
*Bağımsız İnternet Gazetesi
*Türkiye'nin Lider Haber Portalı
*Tarafsız İlkeli Haber

Haber siteleri "En" olmak derdinde. Haber sitelerinin geneli "büyük, en iyi, en güncel, en doğru, en tarafsız, en geniş, en araştırmacı, en dürüst"

Kötü olan yok zaten.

Semiyun'da yazmaya başladım

Medya İstasyonu'daki yazılarımın yanı sıra sosyal medya, teknoloji ve girişim haberlerinin yer aldığı Semiyun'a da içerik üreterek katkıda bulunmaya başladım. Semiyun kaliteli bir ekip tarafından hazırlanan ve gelecekte daha iyi konuma ulaşacağını düşündüğüm bir site. Gayet başarılı buluyorum ve ara ara takip ediyordum. Sitenin kurucularından Mertcan Bey Semiyun'da yazmamı teklif edince kabul ettim. Semiyun'da haftada 1-2 kez yazmayı planlıyorum.

Semiyun için hazırladığım içeriklerin linklerini paylaşıyorum. Arzu edenler okuyabilir.

Twitter’da Takip Edilmeme Nedenleri

 http://www.semiyun.com/2013/04/twitterda-takip-edilmeme-nedenleri/

 Web Siteleri İçin Mobil Optimizasyon Önemli

http://www.semiyun.com/2013/04/web-siteleri-icin-mobil-optimizasyon-onemli/

Siteniz mobil cihazlarla uyumlu mu?

Mobil internet siteleri önem kazanacak
Hayatımızın önemli bir parçası olan mobil cihazlar, blog yazarları için de büyük önem taşıyor. Blog sitesi mobil cihazlar ile uyumlu olan blogger'lar daha fazla ziyaretçi çekebilir. 

Tabletler, akıllı cep telefonları, dizüstü bilgisayarlar, ultrabooklar; hepsi istisnasız mobil. Günümüzde bir teknoloji ürününün pratik ve taşınabilir olması son derece önemli. Teknoloji şirketleri de bu ihtiyaçları göz önünde bulundurarak kullanıcıların mobil cihazlardan maksimum düzeyde fayda sağlamasını amaçlıyor.

Kendine özel bazı standartları, ekran boyutları, çözünürlükleri ve kısıtlamaları olan bu cihazlar aynı zamanda birçok kişi için bilgiye ulaşmak için öncelik taşıyor.  Ben de internet ile ilgili bir ufak bir işim olduğunda çoğu zaman dizüstü bilgisayarımı açmaya üşeniyorum. Elimin altındaki telefon ya da tabletimden işimi görüyorum. Eğer aradığım içeriği bu cihazlar ile doğru bir şekilde görüntüleyemiyorsam o siteye bir daha girmiyorum. Mobil sayfalar öncelikli ilgi alanım oluyor. Mobil cihazları ile internete giren kullanıcılar, girdikleri sitelerin cihazları ile uyumlu çalışmasını ister. Mobilde düzenli görüntülenmeyen, tam sayfa açılan bir web sayfasında kimse uzun süre kalmak istemez.

Bakın markalar, şirketler, kurumlar hepsinin mobil uygulaması mevcut. Böylece isteyen kişiler istedikleri yerden bu uygulamaları kullanarak hizmet alabiliyor. Kolaylık, hızlılık insanların hoşuna gidiyor. Teknoloji çağında kimse beklemek istemiyor.

Mobil cihazlarla uyumlu ve ulaşılabilir olmak neden bu kadar önemli?

*Web siteniz ya da blogunuz küçük ekranlarda da içeriğini kaliteli ve eksiksiz bir şekilde sunabilmeli. Bundan dolayı büyük ekranlara yönelik yapılan standart sayfalardan fazlalıkları ayıklamamız gerekiyor.
   
*İçeriğiniz mobil cihazların desteklemediği formatları içermemeli. Görüntülenemeyen içeriğin varlığı ile yokluğu bir. Kullanıcılar görüntülebilir içerikleri her zaman ön planda tutuyor.
   
*Siteniz mobil cihazların kendine has özelliklerini desteklemeli. Bu kullanım oranını da arttıracak. Mobil siteniz İOS, Android, Blackberry OS, Windows Phone gibi mobil işletim sistemleri ile uyumlu çalışmalı. Uyumlu olup olmadığını zaman zaman mutlaka kontrol edin. Eğer görüntüleme ile ilgili bir sıkıntı varsa tedbirinizi alın.

Mobil internet sitesi tasarımı önem kazanacak





Her ne kadar mobilin yükselişinden konuşsak da şu an kullandığımız web sitelerinin birçoğu mobil ile uyumlu bir halde değil. Bu açık mobil bilgisi olanlar için önemli bir fırsat olabilir. Zaman içinde siteler mobile daha fazla önem verecek. Bu eğilimi iyi takip etmek önemli. Mobil internet sitesi hazırlama konusunda bilgi sahibi olan kişiler için kariyer kapısı açılabilir. Düşünmekte fayda var.

15 Nisan 2013 Pazartesi

Bir blog nasıl para kazanır?

Blog yazarlığı basit ve küçük bir yatırım ile ya da hiç yatırımsız başlayabileceğiniz bir iş. Son zamanlar blog yazarlığına ilgi artmaya başladı.

Ancak blog yazmaya başlayan ve istikrarlı bir şekilde sürdüren blogger sayısı oldukça az. Bir noktadan sonra insanlar blog yazmaktan vazgeçiyor. Bunda blog yazarlığının ekonomik kazanç alanı olarak görülmesi de bir faktör.

Blog yazmaya yeni başlayanlar blog yazarak ün yapmış, para kazanmaya başlamış kişilerin hikayelerini okuduktan sonra "Ben neden para kazanmayayım?" diyerek hobi olarak başladıkları blog yazarlığının odak noktasına bir anda parayı koyabiliyorlar. Bu durum blogların içerik kalitesinin geri plana itilmesine neden oluyor. Blog yazarak para kazanmak tabiki mümkün. Ancak her zaman dediğimiz gibi kalite, istikrar, sabır şart.

Bu yazımda bir blog için gelir modelleri hakkında bazı bilgiler vermek istiyorum.

Google Adsense ve benzeri reklam programları

Blogger arkadaşların sıkça kullandığı bir yöntem olan bu tip reklam programları tıklama başına ya da gösterim başına ödeme alabileceğiniz bir sistemden oluşuyor. Yeni blog açan kişilerin en çok yaptığı hata bu tarz reklamlar ile blogu gelişigüzel doldurmak. İçeriklerden daha fazla olan reklamlar ne blogger arkadaşlara fayda sağlar ne de okura. Ziyaretçi trafiği olmayan bir blog için adsense reklamları düzenli
gelir modeli oluşturmaz. Blog sahiplerine bu tip reklamları önermiyorum.

Sponsor firmalar - Advertorial İçerikler

Kaliteli bir bloga sahipseniz ve sadık bir okur kitleniz varsa bazı firmalar size sponsor olabilir. Bunun karşılığında ürünlerini, hizmetlerini blogunuzda içerik pazarlama yöntemi ile tanıtmanızı isteyebilir. Size ödeme yapabilir ya da ürün gönderebilir. Bunları nasıl kullanacağınız size kalmış. Bu model daha samimi görünüyor. Kar amacı gütmeyen kaliteli bloglar bu yolu kullanıyor ve sponsor firmalardan gelen hediyeleri, ürünleri okurlarına çekilişle dağıtıyor. (Örnek: Blog Hocam adlı blog sitesi)

Banner reklam

Güncel ve ziyaretçi trafiği iyi bir blog siteniz varsa blog temanıza uygun ebatlarda banner reklam alabilirsiniz. Aylık olarak alacağınız banner reklamlar sizin için iyi bir gelir olabilir.

Tanıtım yazıları

SEO uyumlu tanıtım yazıları ile hizmet gösterdiği sektör ile ilgili aramalarda üst sıralarda yer almayı hedefleyen firmalar, kişiler ya da markalar size ulaşabilir. Tanıtım yazılarının kalıcı özelliklerde olması tanıtım yazısı verenler için yararlı ve çok etkili bir yöntem olarak son zamanlarda sıkça kullanılıyor.

Link alış-satışı

Web siteleri arama motorlarında üst sıralarda yer almak, site link yapısını sağlamlaştırmak için kendi yayınları ile paralel yayın yapan kaliteli sitelere belli bir ücret karşılığı linkini vermek isteyebiliyor. Bloglar için çok sağlıklı bir gelir yöntemi olacağını düşünmüyorum. Blog siteniz link çöplüğüne dönmemeli.

Affiliate Marketing 

Affiliate Marketing’de reklamveren, blog sahiplerine ürünlerini ya da servisini internet ortamında pazarlamaları karşılığı affiliate’lere satış ya da lead başına önceden belirlenen bir komisyon ödüyor.

Affiliate’ler reklamverenin kampanyalarını birçok farklı kanaldan pazarlarlar. Bu kanallar, kendi sitelerine reklam banner’ları koymaktan, sosyal medyada direk affiliate linklerini paylaşmaya kadar çeşitli olabilir.

Her affiliate’in kampanya bazında kendine özel bir linki (URL’si) olduğu için, affiliate sistemleri gelen satış ya da lead’leri spesifik affiliate ve kampanya bazında takip edebilir.

Affiliate marketingin diğer internet pazarlama yöntemlerinden farkı reklamverenin neredeyse sıfır risk aldığı bir model. 

Twitter'da rakiplerinizi ücretsiz analiz edin

Sosyal medyada etkili bir pazarlama stratejisi oluşturarak rakiplerinden bir adım önde olmayı amaçlayan bir sürü marka var.

Sosyal medyadaki gelişmeleri etkili bir şekilde takip edip gelecek ile ilgili bir yol haritası çizmek için genelde ajanslar ile çalışılıyor. Ajansların sosyal medya hususunda sağladığı hizmetler için ne kadar ücret talep ettiklerini bilmiyorum.

Büyük markalar için rekabetin sert bir şekilde yaşandığı piyasada görünür olmak çok önemli. Bu yüzden onlar için sosyal medya ajanslarının kendilerine maliyeti pek de önemli değil. Ancak KOBİ'ler için sosyal medya pazarlaması ek bir ekonomik yük oluşturabilir. Bu yazımda sosyal medya takip araçlarına herhangi bir ücret ayırmadan rakip analizinin nasıl yapılabileceği konusunda temel bilgiler aktarmak istiyorum.

İşe anahtar kelimeleri tespit ederek ile başlayın

Twitter’da rakip analizine başlamadan önce faaliyet gösterdiğiniz sektör ve markanızla alakalı, rakiplerinizin adının da geçtiği 15-25 adet anahtar kelime belirleyin. Bu anahtar kelimeler Twitter’da belirli bir alana odaklanmanıza yardımcı olacak. Böylece çok kısa bir sürede gönderilen binlerce gereksiz tweetten sizi koruyacaktır. Tweet kirliliği markaların, kampanyaların, duyuruların arada kaynayıp gitmesine neden oluyor.

Gelişmiş arama motorunu kullanın

Anahtar kelimelerinizi belirledikten sonra Twitter’ın gelişmiş arama motoru özelliğini kullanmalısınız. Twitter gelişmiş arama sayfası sonuçlarınızı özelleştirmenize yardımcı olacak. Anahtar kelime aramalarınıza negatif anahtar kelimeler, kelime grupları, dil seçimi, etiket, lokasyon ekleyebilir, hashtag kullanabilir ya da yer seçebilirsiniz. Bir kere kullanılabilir arama sonuçları yarattıktan sonra yaptığınız aramaları ve arama sonuçlarını “sonuçları kaydet” seçeneği ile saklayabilirsiniz.

"Özel listeler" oluşturun

Twitter Liste özelliği ile muhtemel rakiplerinizi, sektörünüzle ilgili paylaşımlar yapan kişileri ya da şirket çalışanlarını listeleyebilirsiniz. Oluşturduğunuz listeleri “özel” olarak yapılandırırsanız bunu yalnızca siz görmüş olursunuz. Bu da başkalarının rakiplerinizi izlediğinizi bilmesini engellemiş olur. Liste oluştururken rakibinizin kimleri takip ettiğini detaylı inceleyin; bu, size daha sonraki süreçte yeni listeler oluşturmada ilham verecek.

Blogunuz size iş kapısı açabilir

Hobi olarak başladığınız blog yazarlığı, zaman içinde sizin için ciddi bir iş kapısı olabilir. İş dünyasında özellikle ilgi duyduğunuz bir sektör varsa bu sektör ile ilgili fikirlerinizi sektörde çalışanlar ile blog yazarak paylaşmak kariyerinizi önemli ölçüde etkileyebilir.

Blogunuzda paylaşacağınız içerikler şirketlerin er ya da geç dikkatini çekecektir. Markalar artık daha sosyal ve gündemi iyi analiz edebilen kişileri bünyesine katmak istiyor. Bunun için de internette ciddi ciddi araştırmalar yapıyorlar. Kendi faaliyet alanları ile ilgili yararlı ve orjinal paylaşımlarda bulunan blog yazarları ile iletişime geçerek beraber çalışmayı teklif edebiliyorlar. Bunun örnekleri oldukça fazla.

Blog yazarlığında en önemli husus özgün ve güncel bir yayın oluşturmanız. İş hayatı her gün yeni bilgilerle donanırken sizin 1 yıl önce yazmış olduğunuz makale marka ve şirketlerin ilgisini çekmez. Bu sektörel gelişmeleri ne kadar sıklıkta takip ettiğinizin de bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Bu yüzden düzenli içerikler ile blogunuzu doldurmanız gerekiyor.

Blogunuzun iş dünyasının ve diğer okurların ilgisini çekebililmesi için şunlara dikkat etmenizde fayda var:

*Daldan dala atlamayın. Tek bir konuya odaklanın.


*Düşüncelerinizi yazmaktan çekinmeyin. İnsanlar başka kişiler tarafından yazılanları okumayı ve eleştirmeyi seviyor. Çünkü daha samimi buluyorlar.

*Yazınızı blogunuza koymadan önce internet’te tarama yapın. Düşüncelerinizin daha iyi bir anlatımla bir yerlerde yazıldığını görebilirsiniz. Buna göre yazınızın içeriğini yeniden şekillendirebilirsiniz.

*Özgün düşüncelerinize bazı linkler ekleyebilirsiniz.  Bunda aşırıya kaçmayın. Okuyucular aşırı linkli sayfaları pek sevmez.

*Yazılarınızı kısa tutmaya çalışın. Kısa ve öz anlatımlar her zaman ilgi çekicidir.

*Güncel olmaya özen gösterin. Eskimiş içerikler kimsenin ilgisini çekmez.

*Yazma sıkılığınızı aynı aralıkta tutun. Örneğin haftada bir yazarken ayda bir yazmaya kalkışmayın.

*Yazılarınıza ara verecekseniz okuyucularınızı mutlaka bilgilendirin.

*Yazı dilinize ve imla kurallarına özen gösterin. Argo içeriklerden ve kısaltmalardan kaçının. Bazı kelimeleri, terimleri parantez içinde açıklayın.

*Linklerinizi zaman zaman yenileyin. Yazılarınızı kaçırmış olan okurlar için yararlı olacak.

Kariyeriniz sosyal medyanın kurbanı olmasın!

Günümüzde şirketler artık işe alım sürecinde adayların sosyal medya hesaplarına ve aktivitelerine önem veriyorlar. Sosyal medya global anlamda çok büyük bir güç haline geldi. Markalar ve şirketler tanıtım, pazarlama, satış ve reklam alanındaki stratejilerini sosyal medyaya göre yeniden belirlemek zorunda kaldı.

İşe alım departmanları ve insan kaynakları uzmanları işe alınması düşünülen adaylar ile mülakat yapmadan önce internetten ön araştırma yapıyor. Adayların hesaplarındaki paylaşımları, arkadaş ilişkileri ön izlenim edinmede önemli pay sahibi. Bireylerin sosyal medyadaki davranışları, paylaşımları şirket kültürüne ters ise o şirket başka adaylara yönelebiliyor.

Örneğin, aday şirket için hazırladığı özgeçmiş dosyasında sigara içmediğini söylüyor ama sosyal ağlardaki fotoğraflarında sigara içtiği görülüyor ya da adayın politik görüşleri fazla agresif bulunabiliyor. Marka duruşu ile çelişen bir imajı olabiliyor veya sosyal mecralardaki profilinde yer alan resimler ya da paylaşımlar aday hakkında dışa dönük, eğlenceli, hayvansever olduğu izlenimi vererek onun için avantaja dönüşebiliyor.

Sosyal medyadaki paylaşımlar ve davranışlar kişilerin kariyer hedeflerini olumlu ya da olumsuz şekilde etkileyebiliyor. Bu yüzden bu mecralardaki paylaşımlara dikkat etmek kişinin geleceği için yapacağı en önemli kariyer yatırımlarından biri.

Yaşamımızın her alanında etkisini artıran sosyal ağlar, hem küresel çapta hem de Türkiye'de aktif olarak kullanılacak. Bu platformlarda bulunmak, mecralara ayak uydurabilmek kadar bu mecraların nasıl kullanıldığına da dikkat etmek, gelecek süreçte daha çok önem kazanacak.

Kişiler gelecekte kariyer anlamında sosyal medya ile ilgili sorun yaşamamak için nasıl davranılmalı?

*Kişiler sosyal medyada farklı bir karaktere bürünmemeli,
*Sosyal medya hesaplarında müstehcen içerik paylaşımından kaçınmalı,
*Sosyal hesaplarda özel hayata ilişkin fotoğraf paylaşımında dikkatli olmalı,
*Sosyal medyada kullandığı dile dikkat etmeli,
*İletilerinde imla kurallarına dikkat etmeli,
*Sağlığa zararlı şeyler ile ilgili fotoğraf, yazı vb. içerik paylaşımından kaçınmalı,
*Sosyal medya hesaplarındaki profilleri özenli bir şekilde doldurmalı
*Takipçi kazanmak uğruna şekilden şekile girilmemeli,
*Yorumlarda ve eleştirilerde dikkatli olunmalı,
*Markaları kötüleyici, aşağılayıcı tutum takınılmamalı,

Peki sosyal medyada şirketlerin, markaların gözüne girmek için neler yapılabilir?


*Olduğunuz gibi davranın ve daima gerçekçi olun.
*Yardımcı olun. Tecrübelerinizi, bilgilerinizi, iş deneyimlerinizi paylaşın.
*Çekingen olmayın, Sadece kendinize odaklanmayın.
*Yeni kişiler tanıyın. İş dünyasından işinize yarayabilecek kişileri ve kurumları, şirketleri takip edin.
*Paylaşımlarınızda iddialı olduğunuz alanları öne çıkarın.
*Beğendiğiniz içerikleri retweetleyin. Paylaşımcı olun.
*Kişiler sizinle aynı fikirde olmasa da iletişimi devam ettirin.
*Blog yazın. Bloglarınızda sektörel ve iş dünyası ile ilgili yazılar paylaşmanız sizin açınızdan bir avantaj sağlayabilir.