31 Temmuz 2013 Çarşamba

Blog yazarları için kriz yönetimi planı

Blog açmak, blog yazmak isteyen ya da blog yazarlığına yeni başlamış kişilerin bir eylem planının olması, blog yazarlığında başarılı olmaları için önemli rol oynayacak. Çoğu kişi büyük hevesler ile blog açıyor, birkaç içerik giriyor ve zaman içinde plansızlıktan dolayı blogu ile arasındaki ilişkiyi sonlandırıyor. Bu durum, hem blog için hem de blogu açan kişi için son derece üzücü.

Yazılarımda blog yazarlığının anlatıldığı kadar basit ve zahmetsiz bir iş olmadığını hep vurguluyorum. Çalışmadan, emek harcamadan, düşünmeden blog yazmak faydasız bir uğraş. Blog yazarak para kazanmak hususunda yazılan yazılara itibar eden acemi blog yazarları, aceleci tavırlarından dolayı sürekli kaybediyor. Para kazanmayı bir süre ertelemek, ntielikli işler için önemli bir aşama olacak. Ancak hala bu anlaşılamıyor.

Yeni blog açan ya da bir süredir blog tutan kişilerin çoğu gerçek anlamda blog yazarlığı yapamıyor ya da yapmak için emek harcamıyorlar.

Türkiye'de nitelikli blog yazarlığı hala emekleme aşamasında. Çoğu blog, birden fazla konuda içerikler ile doldurulmaya devam ediliyor. Webmaster forumlarında blog sahiplerinin şikayetleri olaya çok yüzeysel bakıldığının önemli bir göstergesi. Sıralama kaygısı, hit kaygısı, takipçi kaygısı, reklam kaygısı ile hareket eden blogger arkadaşlar "olumsuz bir durum karşısında nasıl mücadele edeceğim?" sorusunun cevabını bir türlü bulamıyor.

Her blog yazarının bir kriz yönetimi planı olmalı. Blog yazarları blogları hususunda yaşayabilecekleri krize karşı birtakım ön hazırlıklar yapmalı.

Bu yazımda blog yazarlarının olası bir kriz karşısında nasıl davranmaları gerektiği hususunda bazı noktalara değinmek istedim.


Blog yazarlarının temel sorunları ve çözüm önerileri

Blog yazısı için konu bulamamak: Birçok blog yazarının en önemli sorunu. "Yazacak konu bulamıyorum. Hangi konunun ilgi çekeceğini kestiremiyorum." diyen çok sayıda kişi var.

Çözüm: Sakin bir ruh halinde, gerçekten yazmak istediğiniz zamanda, uygun bir mekanda yazılar yazmanız sizi üretkenliğe teşvik edecek. Gündemi, diğer blogları, dergileri, gazeteleri takip etmeniz size yazı yazarken kaynak konusunda katkı sağlayacak.

Yazı yazmam lazım: Blog yazarlarının "bugün bir yazı yazmam lazım, sitem sürekli güncel olmalı" şeklindeki kaygılarını bilmeyenimiz yoktur. Zorunluluk içerisinde yazılan yazıların son derece özensiz, okunmaktan ve paylaşılmaktan uzak içerikler olacağını akıldan çıkarmamak gerekiyor.

Çözüm: Kendinizi yazmak için zorlamayın. Blogunuza her gün yazı girmenize gerek yok. Haftada bir iki yazı bile girseniz kafi. Yazacağınız yazıları güncelliğini hiçbir zaman yitirmeyecek konulardan seçmeniz sitenizin sürekli dinamik ve güncel bir yapıda kalmasını sağlayacak.

Blog yazım okunmuyor: Blog yazılarının okunmamasından şikayetçi olanlar sorunun temeline inmekte zorlanıyor. Blog yazısının konusu, paylaşıldığı mecra, hedef kitleye uygunluğu, uzunluğu, imla kuralları, anlam bütünlüğü, başlığı ve kullanılan görseller okunmayı etkileyen en önemli faktörler.

Çözüm: Nitelikli blog yazıları yazmak için alt yapı kurmak. Orijinal olmak. Yazı pratikleri yapmak. Yazarken keyif almak ve yazmayı mecburiyet olarak görmemek. Sürekli araştırma yapmak ve yeni bilgiler öğrenmeye çalışmak.

Blog yazılarıma yapılan yorumlar olumsuz: Blog yazarları, blog yazılarına yapılan olumsuz yorumlara da açık olmalı. Okurdan sadece olumlu yorumlar beklemek hata olur. Olumsuz yorumlar, daha yapıcı yazılar kaleme almak için önemli bir avantaj olabilir. Olumsuz yorumları silmek gibi bir hataya düşülmemeli. Spam ve reklam yorumlarına zaten diyecek bir söz yok.

Çözüm: Olumsuz yorumlar sizi korkutmamalı. Olumsuz yorumları bir yere not edin. Sonraki yazılarınızı bu yorumlar ışığında daha etkili bir şekilde hazırlayın. Yazılarınıza yapılan olumsuz yorumları asla silmeyin. Olumsuz yorumda bulunan kişiler ile iletişime geçerek memnun olmadıkları konular ile ilgili bilgi edinmeye çalışın. Bu davranışınız sizin daha çok dikkate alınmanızı da sağlayacaktır.

Blogumdan para kazanamıyorum: Blog yazarak para kazanmak isteyen kişilerin bu işin bir anda gerçekleşmeyeceğini bilmeleri, ileriki dönemde blog yazarlığı yaparak bir gelir elde etmek için önemli bir avantaj olacak. Maalesef blog yazarlığının para kazanmanın garanti yolu olarak lanse edilmesi,  internet dünyasını tam olarak kavrayamamış, acemi kullanıcıları ve acemi site sahiplerini kolaycılığa itiyor. Bu yanlıştan yol yakınken vazgeçen,  para kazanmak için acele etmeyen kişilerin çabaları er ya da geç karşılığını bulacak.

Çözüm: Para kazanma isteğinizi bir süreliğine erteleyin. Blog yazarak para kazanmak hususunda yazılan yazıları bir kenara atın. Kazanç teknikleri hakkında yayın yapan sitelerin sahipleri bile ciddi paralar kazanamıyor. Piyasada satılan ve yazarak para kazanmak husunda garanti veren setlere itibar etmeyin.

Kulaktan dolma bilgiler ile odak noktanız olan özgün ve fayda sağlayıcı içerik üretmek ilkesinden şaşmayın. "Para ile yazılar yazdırarak ziyaretçi sayısını artırırım, bu da bana reklam almanın yolunu açar" mantığı ile hareket etmeyin. Kaliteli bir blog sitesi oluşturmayı hedefleyin ve içerikleri kendiniz hazırlayın.

Blogunuz bir noktaya gelmeye başladığında hedef kitlenizin ilgisini çekebilecek reklamlar için uygun şirketler ile görüşme talep edin, tanıtım yazısı satışı yapın, ziyaretçi sayınız çok fazla olursa banner reklam alın ya da Adsense tarzı reklam programlarını deneyin.

Yazı yazacak vakit bulamıyorum: Büyük heveslerle ve hedeflerle açılan bloglara ilk başlarda düzenli olarak içerik girişi yapılıyor. Sonra bazı nedenlerden ve aceleci tavırlardan dolayı yazma, güncelleme çalışmaları seyrekleşerek sona eriyor. Buna çözüm olarak da para ile yazar bulma derdine düşülüyor.

Çözüm: Blog yazarlığı yapacak vaktiniz yoksa blogculuk sevdasından vazgeçin. Cüzi paralar vererek yazdıracağınız yazıların kaliteden, bilgi vermekten son derece uzak olduğunu unutmayın. Kelime kaygısı ile hareket etmek yazıyı katlediyor.

100 kelime ve bol anahtar kelimeli makaleler ile blogculuk olmaz! Kendiniz yazamayacaksanız boşverin gitsin.

Yazmayı gerçekten seven, hayat tarzı olarak benimsemiş kişilerin önünü açmak lazım.

Daha kaliteli, okunabilir bloglar için çabalamanız dileğimle...









29 Temmuz 2013 Pazartesi

Ücretsiz reklamın kolay yolu 'basın bültenleri'

Blog yazarlığını hobi olarak yapıyorum. Gazeteci olduğumdan dolayı e-posta kutuma her gün yüzlerce basın bülteni geliyor. Bu basın bültenlerinin hepsini haber olarak herhangi bir mecrada değerlendirmek mümkün değil. Haber değeri taşıyanların sayısı son derece az. Geri kalan kısım kampanya, reklam bilgileri içeriyor.

Markalar/şirketler binlerce başka firma haberleri ile rekabet halinde olduğu için basında yer almak adına ve okurun ilgisini çekmek adına basın bültenlerine ihtiyaç duyuyor. Online ortamda kuvvetli bir imaj çizmek için basın bülteni hazırlama ve değerlendirilebilecek mecralara dağıtma çok önemli. Dikkat çekmesi açısından basın bültenlerinin  fayda sağlayıcı nitelikte güçlü ve hatasız olması gerekiyor. Kaliteli basın bülteni hem okunur hem değerlenir hem de paylaşılır.

İyi bir basın bülteninin objektif bir yönünün olması gerekli buluyorum. Reklam kokan basın bültenlerinin ciddi yayıncılık ilkesi ile hareket eden yerel ya da yaygın mecralarda kullanılması oldukça zor.

Geçen gün bana bir PR ajansından tekne turları düzenleyen bir şirket ile ilgili bülten geldi. Bültenden önce beni kafaya almak için adeta methiyeler düzülmüş. Haber sitemin çok güzel olduğundan, kaliteli içerikleri barındırdığından, kültürel ve sosyal içerikleri beğeni ile takip ettiklerinden bahsetmişler. Sonra da ekte "gönderdiğimiz bülten ilginizi çekebilir" diyerek Word dosyasını iliştirmişler.

Bülteni okudum. İnanır mısınız hiçbir haber değeri yok. Tamamen reklam cümleleri ve bir sürü link. Çok ucuz bir dijital pr, SEO tekniği. 

Gönderen ajansa mail ile ulaştım. Dedim ki; "Bunları haber olarak değerlendirmemiz mümkün değil. Direkt reklam göndermişsiniz. Amacın  reklam yapmak olduğu açıkça ortada."

Bana verilen cevap: "Biz gönüllü olarak (ücretsiz) değerlendirecek mecralara bakıyoruz, reklam için herhangi bir ücret ödemeyi düşünmüyoruz."

Yayınlayan enayi mi? Özenle hazırladığım sitemi/blogumu neden ücretsiz reklam mecrası yapayım ki? Her şeyin bir değeri var. Öyle değil mi?

Reklam kokan, kalitesiz, işin profesyonelleri tarafından yazılmamış, imla ve anlam hatası dolu bültenler ile bedavadan dijital pr yapmaya çalışmak hangi akla hizmet ediyor?

Son zamanlarda halkla ilişkiler ile uzaktan yakından ilgisi olmayanlar bile ajans adı altında pastadan pay almaya başladı. SEO uzmanı çok, sosyal medya pazarlama uzmanı çok, pr uzmanı çok, profesyonel içerik yazarı çok. Uzmandan bol ne var? Peki, az olan ne? Kalite...

Gözlemdiğim kadarıyla bu tür ajansların sistemi kısaca şöyle işliyor: Ajans marka ile anlaşıyor, hatırı sayılır ücretler alıyor. Bültenler yazılıyor ve sonra medya organlarına servis ediliyor. Bültenler haber sitelerine, portallara, blog yazarlarına ulaşıyor. Ajansların gözüne girmek isteyen yayıncılar bültenleri olduğu gibi değerlendiriyor. Ajans amacına ulaşıyor. Bu noktada ufak ve orta ölçekli siteler/bloglar için bir kazanç mümkün olmuyor. Kazanan varsa da  büyük trafiğe sahip siteler. Reklam dolu bültenleri yayınlayan kaliteli ufak siteleri düşünen zaten yok. Burada ciddi bir tıkanıklık söz konusu.

Madem bülten yayıncılığı vasıtası ile reklam yapılmak isteniyor o zaman advertorial içerikler hazırlansın ve belli bir meblağ karşılığı nitelikli sitelerde yayınlansın. Bir nevi tanıtım yazısı alış ve satışı olarak düşünün. Hem SEO hem de online itibar açısından faydalı olacak. Ama kim para verecek ki? Kolay yoldan, ücretsiz tanıtım daha cazip.

Bu sisteme hiç sıcak bakmıyorum. Kazanç olacaksa emek harcayan, güzel şeyler yapmak isteyen ama kaynak sıkıntısı çeken blog yazarları, site sahipleri de kazansın. Blog sahiplerine, site sahiplerine para kazandıracak önerileri peş peşe sıralayanlar neden bunu gündeme getirmiyor?

Bu durumdan ben de şikayetçiyim, konu hakkında "benim de söyleyeceklerim var" diyorsanız yorumlarınızı eksik etmeyin.

25 Temmuz 2013 Perşembe

40 kişiye Kadar Grup Sohbet

“Bağlanmanın yeni yolu” mottosuyla 2013’te Türkiye pazarına giriş yapan yenilikçi mobil mesajlaşma uygulaması WeChat dünya çapında 300 Milyon kıullanıcı çıtasını geride bıraktı.

Dünyaca ünlü futbol yıldızı Lionel Messi, WeChat’in global reklam kampanyasında WeChat’in reklam yüzü olarak karşımıza çıktı. En çok indirilen uygulamalar arasında yer alan WeChat ilk global reklam serisini, “We Share, We Love, WeChat” mottosuyla Türkiye’de de başlattı. Messinin oynadığı TV reklamını aşağıda izleyebilirsiniz.


40 Kişi İle Aynı Anda Mesajlaşın

40 kişiye kadar toplu olarak görüşmelerin yapılabildiği  WeChat ile arkadaş grubunuzla birlikte konuşabilmek artık çok daha kolay. Tek yapmanız gereken arkadaş listenizden grubunuza davet etmek istediğiniz kişileri seçmeniz. Eklenmiş olduğunuz gruplardan çıkmakta öyle 3-4 farklı tuşa basmanızı gerektirmiyor.

Gruplarınıza isim verin

Oluşturduğunuz grupları WeChat ile isimlendirmekte mümkün. Onlarca farklı grubun içinde kaybolmadan her gruba farklı bir isim verebiliyorsunuz. Grupları kişi olarakta kaydedebilir oldukça pratik bir şekilde gruplarınızla iletişime geçebilirsiniz.

Grup mesajlaşmayı kullanabileceğiniz en iyi alanlardan biri iş arkadaşlarınız olabilir. İş arkadaşlarınızdan oluşan ekipler için birden fazla grup oluşturabilir ve sıkıcı  mailleşme prosedürlerine takılmadan anında ve hızlı şekilde ekip arkadaşlarınızla iletişimde kalabilirsiniz.

Grup üyelerini biraz şaşırtmaya ne dersiniz? O halde grubunuz için hemen bir QR kod yaratın ve grup üyelerine mail ile gönderin. Alıcıların tek yapması gereken uygulamayı  açıp kodu akıllı telefonlarının kameraları ile taratmak ve gruba dahil olmak.

Görünen o ki WeChat, mobil mesajlaşma uygulamaları pazarının lideri Whatsapp’ın tahtına gözlerini dikmiş. Her geçen gün, tavsiyeler bölümünde yeni bir arkadaşımın WeChat’e katıldığı bilgisini görüyorum. WeChat, Whatsapp, Viber, Skype ve benzeri uygulamaların arasındaki rekabet gün geçtikçe artacağa benziyor.

Bu arada merak edenler için WeChat’i buradan indirebilirsiniz. http://wechat.com/en/download.html

24 Temmuz 2013 Çarşamba

Dijital PR neden önemli?

Dijital PR (dijital halkla ilişkiler) son yıllarda halkla ilişkiler çalışmalarının en önemli aşamalarından biri olarak öne çıkmaya başladı.

Dijital PR kavramını bilmeyenler için tanımlamak istiyorum"Dijital PR, Bir markayı, bir şirketi, bir projeyi ya da internet sitesini yönetmek ve iyileştirmek için ulusal ve yerel haber siteleri, sosyal medya siteleri, arama motoru, bloglar, forumlar gibi internet araçlarının halkla ilişkiler amaçlı kullanılmasıdır."

İnternet ortamındaki içeriklerin son yıllarda büyük artış göstermesi nedeniyle markalar/şirketler, interneti hem yerleşik hem de mobil olarak aktif bir şekilde kullanan potansiyel müşterilere ve hedef kitleye ulaşmak için online görünürlüğü önemsemeye başladı. Müşterilere daha yakın olmak için bu teknoloji çağında yapılması gereken en önemli şey markaları/şirketleri dijital ortama taşımaktan geçiyor.

Dijital halka ilişkiler faaliyetleri kapsamında marka tanımlama, konumlandırma,  projelendirme, basın bülteni oluşturma ve dağıtma, arama motoru optimizasyonu (SEO), sosyal medya pazarlama ve online bülten takibi gibi çalışmalar yapılıyor.

Peki, başarılı bir dijital pr çalışması için nelere dikkat edilmeli?

*Öncelikle markaların/şirketlerin dijital ortamlarda kalesi konumunda yer alan web sitelerinin kullanıcı dostu hazırlanması gerekiyor.

*Markanın kurumsal imajını yansıtacak bir tasarım, site için dolaşımda kullanıcıları rahatsız etmeyecek bir navigasyon sistemi, marka/şirket hakkında detaylı bilgilerin yer aldığı "hakkımızda, vizyonumuz, misyonumuz, iletişim, referanslarımız, çalışmalarımız, hizmetlerimiz" gibi linklerin önemsenmesi büyük önem taşıyor.

*Kurumsal web sitesi tüm tarayıcılarda eksiksiz görüntülenebilmeli ve mobil cihazlarda sorunsuz açılmalı.

*Sosyal paylaşım butonları mutlaka yer almalı.

*Web sitesinin hızlı açılması, yoğun flash öğelerine sahip olmaması, sitede kullanılan Türkçe'nin akıcı olmasına dikkat edilmeli.

*Web sitelerinin arama sonuçlarında üst sıralarda görüntülenebilmesi için doğal arama motoru optimizasyonu (SEO) çalışmalarına özen gösterilmeli.

*Web sitelerine ziyaretçi çekmek ve müşteri portföyünü geliştirmek için reklam çalışmalarından faydalanılmalı. Google Adwords, Facebook ve Twitter reklamlarının yanı sıra kaliteli web siteleri de reklam için değerlendirilebilir.

*Sosyal medyada aktif olarak yer almak ve düzenli paylaşımlarda bulunmak akıldan çıkarılmaması gereken bir diğer dijital pr çalışması. Müşteriler ile bire bir iletişim kurmak marka imajı ve sürekliliği açısından büyük bir avantaj olabilir. Sosyal medya hesapları, ilgisiz bırakılmamalı.

* Özgün, düzenli olarak güncellenen haber sitelerine/bloglara tanıtım yazısı verilerek online mecralardaki marka görününürlüğü artırılmalı. Markanın forum, haber siteleri, sözlükler, bloglar, tüketici sitelerinde yer alması. Dijital PR’ın artması için hayati önem arz eden çalışmalar.

Bu maddeleri "Djital ortamda Ben de varım" demek isteyen her marka/şirket uygulamalı. Dijital ortamda işler her zaman yolunda gitmeyebilir. Online mecralarda olası bir kriz için önceden hazırlıklı olunması dijital itibarın zedelenmesini önlemede bir gereklilik.

Türkiye'de interneti aktif olarak kullanan milyonlarca kişi var. Bir marka ya da şirket ile ilgili herhangi bir olumsuz durumda acil müdahale edilmesi çoğu zaman zor olabiliyor. Bunun için dijital halkla ilişkiler çalışmaları kapsamında mutlaka kriz yönetimini başarılı bir şekilde yönetecek, sosyal medya araçlarını ve doğal SEO tekniklerini etkili bir şekilde kullanarak olumsuz imajı olumluya çevirecek profesyonelliğe ihtiyaç duyulacak.

Dijital PR kavramı, yakın gelecekte daha çok öne çıkacak. Bu yüzden internet ortamında yer alan her marka ve şirket online pr çalışmalarını çeşitlendirerek hızlandırmak durumunda.



21 Temmuz 2013 Pazar

Tanıtım yazıları için site seçimine dikkat edin!

Tanıtım yazıları bir ürün, hizmet ya da internet sitesini tanıtan ve içerisinde tanıttığı alan hakkında linkler içeren bir seo uygulaması olarak son zamanlarda daha fazla önemsenmeye başlandı. Tanıtım yazılarının bu kadar fazla önemsenmesini birçok reklam türüne göre maliyeti düşük ve geri dönüş oranının daha yüksek olması olarak açıklayabiliriz.

Yeni açılan web sitelerin ya da mevcut sitelerin gerek SEO gerekse de tanıtım amacıyla ücretli olarak tanıtım yazısı alma yoluna gitmesi, tanıtım yazısı piyasasını da önemli ölçüde hareketlendirdi. Webmaster forumlarının e-ticaret kategorilerinde tanıtım yazısı alış ve satışı yapan çok sayıda kişi var. Tanıtım yazıları tek tek alındığı gibi toplu olarak da alınabiliyor.

Tanıtım yazısının bu kadar popüler olmasının bir diğer sebebi de diğer SEO yöntemlerine göre daha doğal olmasıdır. Tanıtım yazıları sizin hakkınızda başka sitelerin birşeyler yazması olarak da tanımlanabilir. Daha başka bir tabirle tanıtım yazısı kendi sitemizi/blogumuzu başka site ya da bloglarda belirli bir ücret karşılığı tanıttığımız yazılı bir reklam birimi olarak adlandırılabilir.

Başkalarının sizden ücretsiz bir şekilde bahsedecek kadar öne çıkan, kaliteli bir siteye sahip değilseniz doğal olarak ücretli tanıtım yazısı almayı tercih edeceksiniz. Tanıtım yazısı satın aldığınız sitenin içeriğinin sizin sektörünüz ile ilgili olması ve hiçbir zaman silinmiyor olması satın aldığınız tanıtım yazısını kalıcı ve doğal kılacak.

Tanıtım yazısı içerisindeki yer alan linklerin yıllar sonra dahi hala tanıtım yazısı yayınlatılan sitede yer alması; zamanla arama motoru örümceklerinin onu Google linklerde yansıtmasını da sağlayacak. Böylece link alt yapınızın kuvvetlenmesi  gerçekleşecek.

Tanıtım yazıları neden önemli?

-Tanıtım yazıları maliyet olarak diğer reklam türlerine göre daha düşük.
   
-Tanıtım yazılarının uzun vadede geri dönüş oranı diğer reklam çeşitlerine nazaran daha yüksek.
   
-Tanıtım yazıları yayınlanan sitenin ömrü kadar ve düşük seviyeli bir backlink kaynağı.
   
-Anahtar kelimeniz ya da kelimelerinizde yükseliş hızınızı arttırmaya yardımcı olur.

-Yeni açılan siteler için en doğal SEO tekniklerinden biri.

Tanıtım yazıları interne ortamında görünürlüğü artırmada son derece önemli. Dijital imaj ve marka bilinirliği çalışmaları için hayati önem taşıyor.

Tanıtım yazısı yayınlatmaya karar verdiniz. Peki, sizin için en uygun siteler/bloglar hangileri? Yazınızı hangi sitelerde yayınlatırsanız daha fazla verim alırsınız? Bu sorular, tanıtım yazısının amacına ulaşması açısından önem taşıyor. Uygun olmayan mecralarda yayınlanan tanıtım yazıları sitenizin imajını sarsacağı gibi SEO açısından da beklediğiniz düzeyde olumlu bir katkı sağlayamayacak.

Tanıtım yazısını yayınlatacağınız siteleri seçerken nelere dikkat etmelisiniz?

-Tanıtım yazılarını yayınlatacağınız sitelerin geleceğinin olması çok önemli. Henüz birkaç haftalık bir siteye tanıtım yazısı vererek verim alacağınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Uzun zamandır internet ortamında olan ve düzenli olarak güncellenen siteler, tanıtım yazılarınızın etkili olması açısından gereklidir.

-Tanıtım yazısı yayınlatmış olduğunuz sitenin geleceği olmasına ayrıca dikkat etmelisiniz. Profesyonel yönetimden uzak, öylesine açılmış be birkaç ay sonra kapanacak sitelerde tanıtım yazısı yayınlatmak bu sitelerin kapandıktan sonra başka sitelerde tekrar tanıtım yazısı yayınlatmanıza neden olacak.

-Alexa ve Pagerank değerleri tanıtım yazısı için önemli bir unsurlar. Bu yüzden tanıtım yazısı yayınlatmayı düşündüğünüz sitelerin Alexa ve Pagerank değerlerinin iyi olmasına özen gösterin. Bu değerler zaman içerisinde sitenize etki edecek.
   
-Önünüze her gelen sitede tanıtım yazısı yayınlatmayın. Çoğu web sitesi sahibinin en sık yaptığı hatalardan biri de kaliteli kalitesiz birçok sitede tanıtım yazısı yayınlatılmasına girişmek. Eğer siz illegal bir site değilseniz illegal sitelerden tanıtım yazısı almanızın bir manası yok.
   
-Siteniz ile aynı kategoride yazan blog ya da sitelerden tanıtım yazısı almanız daha yararlı olacak. Site konusu ile alakalı olmayan sitelerde tanıtım yazısı yayınlatmak, arama motorları tarafından daha çok önemsenecek.
   
-Ucuz olsun diye link çöplüğüne dönmüş, belli bir yayın anlayışı olmayan, düzenli güncellenmeyen, para kazanmak uğruna açılmış çöp sitelerden her zaman uzak durun.

-Tanıtım yazısını kendiniz yazamıyorsanız bu işi profesyonel bir şekilde yapan kişiler ile çalışın. Piyasada tanıtım yazısı adı altında satışa sunulan makalelerin çoğu nitelikli değil. Sizin sitenizi ve hizmetlerinizi en iyi şekilde ifade edecek yazarları ve yazıları önemseyin.

-Her siteye aynı yazıyı göndermeyin. Her siteye aynı tanıtım yazısını göndermek yerine konunuz ile alakalı farklı bakış açıları ile tamamen özgün yazılmış ayrı  tanıtım yazılarına yer verin.

Etkili tanıtım yazısı nasıl hazırlanır?

17 Temmuz 2013 Çarşamba

White Hat SEO önem kazanacak

Son zamanlarda sürekli değişkenlik gösteren SEO güncellemeleri ile SEO rekabeti artmaya başladı. Arama motorlarının gün geçtikçe gelişen ve değişen algoritmaları karşısında web sitesi sahipleri artık ne yapacaklarını şaşırdı.

Artık geleneksel SEO teknikleri yerini daha doğal, arama motorlarını aldatmaya yönelik olmayan tekniklere bırakacak. İnternet dünyasında son zamanlarda yeni nesil SEO anlayışı ile ilgili bir kavram dolaşıyor. Duymayanlarınız olabilir. Ben bu yazımda "White SEO" diye adlandırılan bu kavrama biraz değinmek istiyorum.

White Hat SEO nedir? diye soranlar için kısaca "en doğal SEO tekniklerinden oluşan yeni nesil bir SEO anlayışı" cevabını verebilirim. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de SEO ( Arama Motorları Optimizasyonu ) kavramının gelecek yıllarda tamamen White kavramına kayacağına inananlardanım.

Webmaster araçlarına gelen doğal olmayan yollardan elde edilmiş link uyarıları, Google Penguen 2.0 güncellemesi derken, webmasterlar tedirgin bir bekleyiş içerisine girdi. Bunun nedeni Google’ın bir süredir, yapay oluşturulmuş linklerle, webspam ve black hat seo yöntemleri ile sıralama sonuçlarında haksız yer edinmiş sitelere karşı açtığı savaş. 

Bu noktadan sonra alışılmış SEO teknikleri artık daha çok emek, çalışma ve kalite isteyen bir yapılanmaya doğru yönelecek. SEO adı altında yapılan, yarardan çok zarar getiren çalışmaları uzun uzadıya anlatmamıza gerek yok. Bu yüzden daha nitelikli, uzun vadede de fayda sağlayıcı çalışmalar için emin adımların atılması gerekecek.

SEO kavramının  White SEO'ya doğru kayması demek site/ blog sahiplerinin daha adil bir ortamında rekabet etmesi anlamına geliyor. White bildiğiniz üzere beyaz anlamına geliyor. Beyaz, saflığı, temizliği dürüstlüğü temsil eden bir renk. İnternet dünyasında da her türlü oyunun üçkağıdın döndüğünü varsayarsak daha adil ve insanları kandırmaya yönelik olmayan çalışmaların önemseneceğini söylemek yanlış olmaz.

Ben yakın gelecekte "sözde SEO uzmanlarının" birer birer piyasadan silineceğini düşünüyorum. “Bu işi gerçekten bilen yapacak. Önümüzdeki yıllarda White üzerine uygulamalar yapan Onpage işlemleri titizlikle yerine getiren kişiler daha çok öne çıkacak. Gözlemdiğim kadarıyla bu değişim bu yıl başladı ve etkisini arttırarak sürecek.

Gelecekteki SEO hususunda bazı öngörülerim

*Türkiye’de White üzerine çalışan kişilerin sayısının yeterli olduğunu düşünmüyorum. Bu durum gelecekte nitelikli SEO uzmanı sıkıntısı yaşanacağının bir işareti olabilir.

*Rekabetin kıyasıya yaşandığı e-ticaret ve haber sitelerinin white seo uzmanlarına ve White Hat SEO tekniklerine ciddi anlamda ihtiyacı olabilir.

*White hat SEO tekniklerini iyi özümseyen ve uygulamaya çalışanlar avantajlı olacak.

*Geleneksel SEO teknikleri konusunda diretenlere itibar edilmeyecek.

*Özgün içerik üretimi, bilgi verici, okuyucuları doyurucu makalelere ihtiyaç artacak.

*İnfografikler önem kazanacak.

*Sosyal medya paylaşımları White Hat SEO için hayati önem taşıyacak.

*Özgün içeriğin bel kemiği olan bloglar öne çıkacak.

*Şirketler/markalar yazma becerisi yüksek, belli kalıplara sıkışıp kalmamış içerik yazarları ile çalışmayı tercih edecek.

*SEO uyumlu makale piyasasında tutunmaya çalışanlar kaliteyi yükseltmek durumunda kalacak.

*Özgün yazılmış tanıtım yazılarının kaliteli sitelerde yayınlatılması geleneği artarak devam edecek.

*Artık içeriği oluşturan kişinin itibarı (Author Rank) arama sonuçlarına direkt etki edecek. Online itibar yönetimi hayati önem taşıyacak.

*Eski nesil SEO çalışmaları kapsamında sadece SEO uğruna yazılmış yazıların yer aldığı siteler arama motoru sıralamasında düşüşe geçecek.

*İçeriğin daha değerli ve okunabilir, paylaşılabilir olması için oluşturma periyodu seyrekleşecek. Daha az ama daha nitelikli içerik üretimine odaklanılacak.

*Kopyala-yapıştır mantığı ile hareket eden siteler/bloglar çöp olacak.

*White Hat SEO hizmeti veren servisler öne çıkacak.

*Site analizleri için White Hat SEO araçları daha çok kullanılacak.

*White Hat SEO link inşası önem kazanacak.

*Arama motorlarını kandırmaya yönelik girişimler etkili bir şekilde cezalandırılmaya devam edecek.

16 Temmuz 2013 Salı

Arama motorları günah keçisi mi?

Arama motorlarının gelişen algoritmaları karşısında web sitesi/blog sahipleri artık ne yapacaklarını şaşırdı. Anahtar kelime sıralamasında düşüş yaşayanların şikayetlerine sıkça şahit olmaya başladık.

Google'ın son algoritmasını beğenmeyenler, eleştirenler, çalışmalardan memnun olmayanlar, saçma ve gereksiz bulanlar sızlanmaya devam ediyor. Sıralamada, hitlerde ve Adsense reklamlarında yaşanan düşüşler, hazmedilemiyor. Bu noktada işler istenildiği gibi gitmeyince şikayetler hep artıyor.

Şunu unutmamak lazım internet dünyasına her gün binlerce yeni site katılıyor. İnternet alemine son zamanlarda katılmış siteler içinde ciddi anlamda kaliteli içerikler üreten, istikrarlı ve sosyal medyayı etkili kullananlar da var. "Eski site kalitelidir, arama motorlarında hep üst sıralarda yer alır" mantığı artık terkedildi. Çok yeni bir site bile sıralamalarda üst noktalara gelebiliyor.

Şunu akıldan çıkarmamak gerek. Penguen 2.0 güncellemesi sonrasında genel kabul görmüş SEO bilgileri yavaş yavaş değişmeye başladı. Yaygın olarak bilinen seo teknikleri ile hedeflenen noktaya ulaşmak artık çok zor.

Eskiden bir sitenin yükselmesi için SEO'ya ciddi paralar harcanırdı. Artık kaleminiz ne kadar güçlüyse arama motoru sıralamasında o kadar daha iyi noktalara ulaşmanız mümkün hale geldi. Bunu hala inkar edenler, saçma bulanlar var, biliyorum.

Bu konuda daha önce yazdıklarımı eleştirenler de var. Eleştirmeye devam edebilirler. Özgün içerik diye diretiyorsam bir bildiğim var. İnternet, bilgi kirliliği anlamında kotasını aslında çoktan doldurdu. Artık temiz, düzenli ve fayda sağlayıcı içeriklerin yükselme devri geldi. Çoğu kişi özgün ve nitelikli içerik üretmeye neden bu kadar soğuk ve mesafeli anlamış değilim. Neden kolaycılığa kaçılıyor?

Emek harcanarak ortaya çıkan bir içeriğin kalıcı bir bilgi kaynağı olduğunu hala neden anlamıyoruz? Kopya içerikler ile yükselmenin kolay yol olarak öne çıkması, üretkenliği baltalıyor. İşler istediğimiz gibi gitmeyince de günah keçisi Google oluyor.

Google diyor ki; "Yıllarca kopya içerikler ile, saçma sapan SEO teknikleri ile siteni üst sıralara taşıdın, beni de kandırdın.Ya da kandırdığını sandın. Halbuki ben hep takipteydim. Ama benim de sabrım bir yere kadar. Gerçekten çalışan, iyi bir şeyler yapan kişilere hak ettiğini verme zamanım geldi. Bu durumda sen artık benim kara listemdesin."

Anlamayanlar, anlamakta zorlananlar için bir kez daha tekrarlayayım: Google artık bizden sadece nitelikli içeriğe önem vermemizi istiyor. "Ne kadar kaliteli, imla kurallarına uygun, belli SEO kriterlerine uygun yazılar yazarsan siteni arama sonuçlarında o kadar üst sıralara taşırım diyor.

Son birkaç aydır yaptığım gözlemler doğrultusunda rekabet düzeyi yüksek olan bazı kelimelerde eski sitelerin sıralamalarda gerilerde yer aldığını, kaliteli içerik giren sitelerin ise üst sıralara çıkmaya başladığını görmeye başladım. Bu benim özgün ve emek harcanarak üretilmiş içeriğin ne kadar güçlü olduğuna dair inancımı daha da pekiştirdi.

Web sitesi/blog sahipleri artık arama motorlarını suçlamaktan vazgeçerek asıl amaca, yani içerik üretimine odaklanmalı.

Sosyal medyadan ve özgün tanıtım yazılarından alacağınız kaliteli backlinkler, arama motorlarındaki sıralamalarda gözle görülür bir artış sağlayacak.

Sitenizin yükselmesini istiyorsanız webmaster forumlarında büyük kampanyalar ve referanslar eşliğinde kurumsal bir imaj şeklinde satışa sunulan, ne olduğu belli olmayan, saçma sapan SEO paketlerinden uzak durun. Paranızı bu tür paketler ile boşa harcamayın. "Ben özgün yazı yazmaktan anlamam, zaten vaktim de yok ama internet dünyasında yer almak istiyorum" diyorsanız birkaç kaliteli yazar tutarak tatminkar bir ücret karşılığında sitenize kaliteli ve özgün yazılar yazdırabilirsiniz.

Yazı satın alırken de ayrıca dikkatli olun. SEO uyumlu diye yazılan her yazıya ve yazara itibar etmeyin. Nitelikli, yazmayı gerçekten seven, bu işi salt para kazanmak uğruna yapmayan, sözde değil özde kişiler ile uzun vadeli çalışın.

İstikrarlı ve gerçek anlamda emek harcanmış bir çalışma ile arama motorlarında daha güvenli ve kalıcı yükselmeyi yakalayabilirsiniz.






11 Temmuz 2013 Perşembe

Bloglar markalar için neden önemli?

Bloglar, son yıllarda internet dünyasının en önemli içerik kaynaklarından biri olarak öne çıkıyor. Sosyal medya kavramının yükselişe geçmesi ile blogların yok olacağını düşünenler olsa da tam tersi bloglar daha da önemli bir noktaya erişecek. Çünkü artık bloglar markaların pazarlama faaliyetlerinde önemli bir konumda yer alıyor.

Bloglar pazarlamada kilit noktada

Blogların günümüzde markalar /şirketler için önemli bir pazarlama mecrası olarak adından sıkça söz ettirmesi, geleneksel pazarlama yöntemlerinin online mecralara doğru kaymasında önemli bir etken. Çoğu büyük şirket blogları ciddi bir pazarlama aracı olarak uzun zamandır kullanıyor. Markaların çekim alanına giren ve her geçen gün büyümeyi sürdüren blogları/blog yazarlarını takip etmek, kontrol altına almak uzun ve zorlu bir çaba gerektiriyor.

Günümüzde markaların bloggerlara ulaşmak istemesinin temel nedeni, blog yazarlarının bloglarında yazacağı kitleleri etkileyici cümleler ile markanın ürünlerinin ya da hizmetlerinin daha çok konuşulmasını sağlamak.

Bloglar sayesinde daha daha fazla imkana erişmek de mümkün. Tüketiciler ile sürekli etkileşim içinde olmak, ürün ve hizmetini sunarak geri bildirimler almak, ağızdan ağıza pazarlama yapacak, viral etki oluşturacak sadık müşteri kitlesi yaratmak, müşteri trafiği çekmek ve kemikleştirmek bloglar aracılığı ile yapılabilecek önemli çalışmalardan sadece birkaçı.

Bloglardan faydalanmayı düşünen markaların blog yazarlarını yakından tanıması ve onlarla sürekli etkileşim içerisinde olması çok önemli bir husus. Markalar önce ilgi alanlarına giren blogları/blog yazarlarını belirlemek durumunda. Markalar kendilerine yakın anahtar kelimelerle ilgili yazılar yazan blog yazarlarını öncelikli olarak izlemeye almalı. Markanın faaliyet gösterdiği alan, ürün ya da hizmet ile ilgili bir blog yazıldığında haberdar olmak rakiplerin önüne geçmek açısından da bir gereklilik. Bunun için çeşitli blog arama araçlarından yararlanılabilir.


Markalar blog yazarlarına imkanlar sağlamalı

Markalar, blog yazarlarından maksimum düzeyde yararlanmak istiyorsa blog yazarlarına reklam yapmanın, ürün denetmenin ötesinde imkanlar sağlamak durumunda. Bu bağlamda daha ciddi adımlar atmak uzun vadede olumlu bir gelişim sağlarmak açısından sağlıklı olacak. Belli zamanlarda blog yazarları ile bir araya gelmek, ürün, hizmet veya markaya dair fikirleri dinlemek, blogger'ların önerilerde bulunmalarını sağlamak ve onları daha fazla işin içine katmak bir markayı online mecralarda şaha kaldırabilecek önemli girişimler olacak.

Günümüzde blog yazarlarının sosyal medyadaki gücünün her geçen gün arttığını dikkate almak hem büyük markalar hem de küçük ve orta ölçekli markalara önemli katkılar sağlayacak.

Bloglar markalara ne gibi faydalar sağlar?

*Kaliteli ve özgün içeriğe sahip bloglar hedef kitlenin ilgisini daha çabuk çeker.

*Arama motoru Google orijinal içerikleri ve güncel blogları sever ve sıralamada öncelik tanır.

*Markaların farklı yönlerini ortaya koymak için bloglar önemli bir fırsat oluşturur.

*Bloglar marka-tüketici, tüketici-marka etkileşimini sağlar.

*Bloglar vasıtasıyla marka iletişimi daha sağlıklı sağlanır.

*Blog yazarları markaların elçisi gibi konumlanabilir.

*Bloglar markaların çok büyük reklam bütçeleri ile alamadıkları verimi, geri dönüşü kısa sürede almayı sağlar.
 

 

 

Markalar Twitter'ı neden kullanmalı?

Sosyal medya denilince akla ilk gelenlerden biri olan Twitter, dünya çapında oldukça popüler bir mikroblogging platformu. Twitter, ülkemizde özellik medyanın gündeminde yer almaya başlaması ile birlikte popüler olmaya başladı.

Twitter'a üye olanların kullanım amacı farklılık gösterebiliyor. Markalar/şirketler açısından Twitter son yıllarda en çok önemsenen platformların başında geliyor. Twitter’ın Türkiye'deki markalar, kurumlar ve şirketler açısından kullanım örneklerinin sayısı da her geçen gün artıyor.

Twitter, markalar/şirketler için pazarlama sürecinde yeni fırsatlar sunacak bir platform olmakla birlikte geleneksel pazarlama yöntemlerini online ortamlarda etkili bir şekilde yürütmek hususunda vazgeçilmez bir mecra. Twitter'ı aktif bir şekilde kullanarak sosyal medyada pazarlama faaliyetlerinin başarılı olması zor değil.

Peki, hala Twitter'ı kullanmamakta direnen markalar/şirketler neden bu kararlarından vazgeçmeli?

Müşteri hizmetleri

Markaların/şirketlerin müşteri hizmetlerini ve çağrı merkezlerini Twitter'a taşıması Twitter kullanıcılarının ulaşmasını kolaylaştıracak. Sorunların ve taleplerin dinlenerek online olarak hızlı bir şekilde cevaplandırılması problemlerin çözüm süreci açısından önem taşıyor.

Kriz yönetimi


Twitter kriz anlarında mesajınızı en hızlı şekilde iletmenizi sağlayacak, markanın doğrudan iletişim kurabildiği bir platform. Oluşabilecek bir kriz anında kullanıcıları takip etmek, onlara samimi ve doğru cevaplar vermek markanın online itibarı açısından gerekli.

Sosyal medya takibi

Twitter’da markayı takip etmek itibar yönetimi açısından olmazsa olmaz bir husus. Marka hakkında olumlu ve olumsuz görüşler yazan kişilerle iletişime geçilmesi, sorunların çözülmeye çalışması memnun edici bir girişim olarak karşılanacaktır.

Promosyon ve kampanyalar

Twitter kullanıcılarına özel promosyonlar yapan markalara ilgi oldukça fazla. Yapılacak tüm promosyonların ve kampanyaların Twitter’dan duyurulması daha geniş bir kullanıcı kitlesine ulaşmayı sağlayacak. Sadece takipçilere özel promosyonlar ve öncelikli haberdar olma fırsatı  markaların takipçi sayılarını arttırmak için   yardımcı bir yöntem olarak düşünülmeli.

Haber duyurma ve basın bülteni yayını

Markalar/şirketler kendileri  ile ilgili gelişmelerin yayınlandığı basın bültenlerini, linkleri Twitter hesabı üzerinden duyurmalı. Böylece dijital pr anlamında etkili olunabilir. Basın bültenlerinin Twitter'a özel hazırlanması okunmasını kolaylaştıracağı gibi yayılma hızını da arttıracaktır. Bu yüzden fayda sağlayıcı, reklamdan uzak, çok fazla uzun olmayan eğlenceli bültenlerin hazırlanmasına yoğunlaşmak gerek.

Blog yazarları özgün içerikten yana olmalı

İçerik pazarlama, internet dünyasında son yıllarda en çok önemsenen konuların başında yer alıyor. Özgün, fayda sağlayıcı içeriklerin bir web sitesi/blog için ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz.

Birçok web sitesinde, blogda özgün içerikler ile ilgili farklı farklı makaleler yer alıyor. Buna rağmen hala özgün içeriğin bir getirisi olmadığına inanan kişiler var. Üye olduğum birkaç webmaster sitesi var. Burada site/blog sahiplerinin açtığı konulara bakıyorum. Çoğu forumda son derece yüzeysel ve yetersiz paylaşımlar var.

Webmaster forumlarında en çok öne çıkan konu başlıkları

*Arama motorlarında yükselme

*İnternetten para kazanma

*Google Adsense ile para kazanma

*Blog yazarak para kazanmak

*Backlik-link ticareti

*Tanıtım yazısı alış-satış

*Reklam alış-satış

*SEO teknikleri

*Alexa'da düşme, yükselme

*SEO uyumlu tema

*Makale yazarlığı

*Sosyal medya ticaret (hayran, takipçi artırma, hesap ve sayfa alış satışı)

Bu başlıklar altında yazılan içeriklerin çoğu aynı ve ciddi bir bilgi kirliliği oluşturuyor. Hatta her forumda bu tür tekrar içeriklere rastlayabiliyorsunuz. Bu forumlarda "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan" kişilerin birbirilerine yaptığı yorumlar da hiçbir değer taşımıyor.

 Site sahipleri özgün içeriğin önemini kavramış değil

Geçenlerde blog yazımı paylaştığım bir forum sitesinde yazılan yorumlar çoğu kişinin nasıl uzman! olduğunun bir göstergesi. Özgün içeriklerin internet dünyası için ne kadar hayati bir önem taşıdığını anlamayan, anlamak istemeyen kişiler çok ucuz polemiklere giriyor.

Biri diyor ki "Özgün içerik girdiğim sitem arama motorlarında istediğim noktaya ulaşmadı. Kopyala-yapıştır yapan siteler benim hedef kelimemde daha çabuk yükseldi. Bu da beni özgün içerikten soğuttu."

Özgün içerik üreten siteler her zaman var olacaktır. Kopya içerikler ile bir noktaya gelmeye çalışan sitelerin uzun ömürlü olmayacağını biliyoruz. Bu yüzden bu yola başvurmanın son derece faydasız ve zaman kaybı olduğunu söylemek istiyorum.

Yazarken kaygılarınızdan kurtulun

Yazın, sadece yazın. SEO, ziyaretçi kaygısı, sıralama kaygısı olmadan yazın. O zaman ortaya hem okunabilir yazılar çıkacak hem de yazma yeteneğiniz gelişecek.  Kimseye aldırış etmeyin. Unutmayın kimse bu işleri ana karnında öğrenmiyor. Kim kime göre uzman? Neye göre uzman? Herkes okunabilir yazı yazamaz. SEO uyumlu diye yazılan yazıların kalitesini çok iyi biliyorum. Son derece berbat ve insanı soğutucu türden.

Bunu ticarete döken, kaliteyi hızla aşağılara çekenler nedeniyle nitelikli yazılar yazan, yazmak ile iç içe olan kişiler zarar görüyor. Şimdi bir kampanya yapsam "100 kelimelik SEO uyumlu makale 50 kuruş" diye eminim onlarca kişi atlayacak. Siparişler arka arkaya gelecek. İnsanlar hem kolaya hem de ucuza kaçıyor. 100 tane kelime çöplüğüne dönmüş, berbat makale alacağıma 5-10 tane adam gibi yazılmış makale alırım daha iyi.

Daha iki kelimeyi bir araya getiremeyen, hangi kelimelerin nasıl yazılacağını bilmeyen kişilerin webmaster olması, SEO uyumlu makale yazarı olması, profesyonel içerik yazarı olarak hizmet vermesine gülüp geçiyorum. Bazılarınız "bu tarz konulara çok takılıyorsun" diyebilir. Haklı olabilirsiniz. Ancak bu noktada bazı gerçeklere dikkat çekmek, bir kaliteyi savunmak biz blog yazarlarının temel sorumluluğu olmalı diye düşünüyorum.

Az ya da çok bloglarımızı takip eden, devamlı diyalog kurduğumuz bir kitle var. Bu kitle içinde webmaster dünyasının, internet dünyasının  iç yüzünü anlamaya çalışanlara yardımcı olmak kötü bir şey değil. Unutmayın, blog yazarlığı özgün içerikler ile yapıldığı zaman anlam kazanır. Bu yüzden özgün içerik üretimi bizim temel kaygımız olmalı.

Webmaster dünyasına yeni adım atan, herhangi bir tecrübesi olmayan kişilerin edindiği yalan yanlış bilgilerin sitelere uygulanması yarardan çok zarar getiriyor. Zarar gören kişilerin ileri geri konuşmaları ise tam bir fiyasko.

Daha birkaç günlük sitelere link almak, reklam almak, tanıtım yazısı almak da neyin nesi? Nerde görülmüş? Özgün içerik üretiminin önemini kavramamış, yazma kabiliyeti olmayan, para ile yazı satın alarak yükselmeyi ümit eden kişilerin internet dünyasında kalıcı olması gerçekten çok zor.

İş işten geçmeden önleminizi alın ve çalışmalarınızı özgünlük doğrultusunda yapılandırın.

Özgün içerik ile ilgili aşağıdaki yazımı da okuyabilirsiniz.

Özgün içeriğe yatırım yapan kazanıyor



8 Temmuz 2013 Pazartesi

Özgün içeriğe yatırım yapan kazanıyor

Arama motoru Google'ın son güncellemeleri ile birlikte daha fazla öne çıkan özgün içerik, çoğu web sitesi sahibinin çekim alanına girmeye başladı.

Web sitesi sahipleri SEO uyumlu, tamamen özgün bir şekilde yazılmış makalelere ayrı bir önem veriyor. Bu da özgün içerik yazarlığına olan ilginin hızla artmasını sağlıyor. Yazmaya vakit bulamayanlar makale satın alarak sitelerini sürekli güncel tutmayı hedefliyor.

Özgün içeriğin önem kazanacağı ile ilgili tahminlerimde yanılmadım. Dünya çapında internet kullanımının artması, anlık veri trafiğindeki baş döndürücü hız ile birlikte bilgi hızla eskimeye ve kirlenmeye başlamıştı.

Sosyal medya denen kavramın da yaygın olarak kullanılması bilgi trafiğini artırdığı gibi kirliliğin de had safhaya ulaşmasına neden olmuştu. Er ya da geç temiz bilgiye ihtiyaç duyulacağı ile ilgili düşüncelerim son yıllarda daha da somutlaşmaya başlamıştı.

Özgün içerik internet var olduğu sürece önemini yitirmeyecek. "Özgün içerik; kraldır, internetin canıdır." Kopya içeriklerden nefret etmeye başladığımız bu zamanlarda özgün, nitelikli makaleler, yazılar, görseller daha da önemli hale gelecek.

Kendimden örnek verecek olursam kopya web siteleri benim hiç ilgimi çekmiyor. Ziyaretçi çekmek uğruna her telden içeriği barındıran, düzensiz, güncel tutulmayan siteleri hiç hesaba katmıyorum. Bir defineci gibi internetin kuytu köşelerinde kalmış siteleri, blogları artık daha fazla önemsiyorum. Çünkü genel web sitelerinin bana katmadıklarını bu sitelerden öğrendim.

Geçen gün bir forum sitesinde gördüğüm soruya verilen cevaplar dikkatimi çekti. Soru şöyleydi: "Kaliteli ve reklam alma potansiyeli olabilecek bir sitede sizin için hangi kriter önemli?" Verilen cevapları az çok tahmin edersiniz. Ziyaretçi sayısının fazla olması, görsellik, Alexa verilerinin iyi olması, pagerank'ın yüksek olması, kelimesinde üst sıralarda olması vb.

"Kral" gözden kaçmıştı. Diyecekseniz kral da neyin nesi? Kral, içeriktir. Hani meşhur bir söz var ya "Content is King ( "İçerik, Kraldır") Cevap verenler, özgün içeriği dikkate almamıştı. Sitelerin hayati besin kaynağı olan içerik, siteler için candır. İçeriğin olmadığı ya da zayıf olduğu bir site nasıl ayakta duracak ki? Sizce mümkün mü?

Hep söylüyorum, yine söyleyeceğim içeriğin geri plana itildiği hiçbir internet girişimi uzun soluklu olamaz ve sahibine gerçek anlamda para kazandıramaz.

"Ben içeriksiz de kazanıyorum" diyenler genelde senede 1-2 kez Google Adsense reklamı yayınlayarak aldıkları para ile övünüyor. Ya da forum sitesinde 1 aylık 5 TL ye  reklam, ya da tanıtım yazısı alınır ilanları ile müşteri kovalıyor.

Bu sevdadan artık gerçekten vazgeçilmeli. Google, size işin püf noktasını açık açık söylüyor:  "Benim için, özgün olarak ürettiğin, fayda sağlayıcı içerikler önemli. Beni, bayat SEO teknikleri ile kandıramazsın, gözüme girmek istiyorsan kendin bir şeyler üret. Sen doğal ol, işin hilesine kaçma ben de seni hatırı sayılır bir konuma yükselteyim."

Bundan sonra öncelikleriniz şunlar olsun;

*Özgün içerik

*Düzenli çalışmak, istikrar

*Sabır

*İyi ilişkiler

*Doğallık

*Özgüven

*Gerçekçi hedefler

*Doğru bilgi için sürekli araştırmak

*Tecrübeli kişilerin önerilerine kulak asmak

*Para kazanmayı hatırı sayılır bir süre düşünmemek


Bunları uygulamak gerçekten çok mu zor?



.


5 Temmuz 2013 Cuma

Blog yazılarım neden okunmuyor?

Blog yazan çoğu kişinin en büyük hayali blogunda yazdığı yazıların çok sayıda kişi tarafından okunması, paylaşılması ve yorumlanması.

Bu amaçla blog yazarlığına başlayanlar için dikkat çekici bir blog yazısı yazmak çoğu zaman mümkün olmuyor. Blog yazısı yazma sürecinde etkili olan bazı faktörler yazıların kalitesini önemli ölçüde etkiliyor.

Yazdığı yazıların okunmadığını ya da çok az kişi tarafından okunduğunu düşünen blog yazarları zaman içinde yazma hevesinden uzaklaşıyor ve blogları ile ilgilenmeyi bir kenara bırakıyor.

Blog yazarlarının yazmaya başlamadan önce kendilerine sorması gereken sorular

*Neden yazıyorum?

*Kimin için yazıyorum?

*Yazmak için uygun bir zaman mı?

*Yazmak için uygun bir mekan mı?

*Yazmak istediğim konu ilgimi çekiyor mu? Yoksa ziyaretçi çekmek için mi oynayacağım?

*Yazacağım konuya hakim miyim?

*Yazı için kaynakları topladım mı?

*Alıntılama yapacak mıyım?

*Yazacağım yazı fayda sağlayıcı unsurlar barındırıyor mu?

*Ben olsam bu tarz bir yazıyı okur muyum?

Bir blog yazısı neden okunmaz?

*Güncel bir konu değildir.

*Akıcı bir yazı değildir.

*İmla hataları vardır.

*Ara başlık kullanılmamıştır.

*Görseller ile desteklenmemiştir.

*Fayda sağlayıcı bilgiler içermez.

*Blogunun genel profili ile uyumlu değildir.

*Reklam kokusu vardır.

*Ziyaretçi çekmek için yazılmıştır.

*Okuyucuda merak uyandırmamıştır.

* Yazarı, okuyucuya güven vermemiştir.

*Profesyonel yaklaşımdan uzaktır.

*Okuyucunun hoşuna gitmeyen bir ifade tarzı kullanışmıştır.

*Başka yazılardan kopyalanmış içerikler vardır.

Blog yazısı yazma konusunda sıkıntı çekiyor musunuz?








3 Temmuz 2013 Çarşamba

Etkili içerik pazarlama için tavsiyeler

İçerik pazarlama, potansiyel müşterilerinin ilgisini çekerek onlarla farklı kanallar üzerinden etkileşime geçmenin ve onları kazanmanın önemli bir yolu olarak öne çıkıyor.

İçerik pazarlama çalışmalarında başarılı olmak birçok markanın, firmanın en büyük hedefi. Ancak bu hedefe ulaşmak öyle sanıldığı kadar kolay olmuyor. İçerik pazarlamanın başarıya ulaşması noktasında kapsamlı bir rakip analizine ve stratejiye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.

İçerik pazarlamaya girişmeden önce pazarlanacak içeriğin alanındaki yapılmış tüm içerik pazarlama çalışmaları hakkında bir ön araştırma yapılması şart. Bu ön araştırma sürecinde piyasada ne tür içeriklerin olduğu, bu içeriklerin nasıl sunulduğu, hangi mecralardan sunulduğu, hangi mecralarda ne boyutta yer aldığı ve sizin fark yaratmak için neler yapabileceğiniz gibi sorular üzerine yoğunlaşmanız etkili bir içerik pazarlama faaliyeti açısından önemli.

Bu yazımda içerik pazarlama konusunda daha etkili olmak isteyenlere birkaç önerim olacak.

*Rakip içerik analizi yapın.

*İçerik pazarlama planı yapmadan önce içeriğiniz ile kimlerin ilgileneceğini netleştirin.

*Hedef kitlenize ve içerik türünüze göre bir ifade şekli belirleyin.

*Müşterilerinizin ilgisini çekecek, onlara çeşitli ipucu verecek içerikler üretmeye özen gösterin.

*İçeriğinizi net ifadeler ve hedefler ile şekillendirin.

*İçeriğinizin sitenizde ya da blogunuzdaki konumunu iyi belirleyin. Göze çarpması önemli.

*İçeriğinizi paylaşacağınız platformları netleştirin.

*Okuyucuların kolay ulaşmadığı bir içerik, ne kadar kaliteli olsa da başarıya ulaşmayacaktır. Unutmayın.

*İçerik oluşturma sürecinde mümkün olduğunca çok bilgi edinin, kaynaklarınızı çeşitlendirin.

*İçerik için bir arşiv oluşturun. (Resim, video, fotoğraf, grafik, ses dosyaları vb.)

 *İçeriğinizin sürekli güncel olmasını sağlayacak yöntemler üzerine yoğunlaşın.

*İçeriğinizi düzenli olarak ölçümleyin. Buna göre içerik pazarlama planınızda revizyona gidin.

*İçeriğinizi resmi ifadelerden uzak tutun. Samimi bir dil kullanın.

*İçeriğinize yapılan yorumları dikkate alın.

*İçeriğinizin hedef kitlenize ulaşmasında bir körpü vazifesi gören arama motorlarına uyumlu olmasını unutmayın.

*SEO tekniklerinde aşırıya kaçmayın.

Tanıtım yazısı yazarken nelere dikkat edilmeli?





1 Temmuz 2013 Pazartesi

Tanıtım yazısı ve makale alırken 2 kere düşünün!

Tanıtım yazısı satın almak, son zamanlarda yeni web sitesi ya da blog açan çoğu kişinin sıkça başvurduğu bir SEO yöntemi olarak öne çıkıyor.

Belli periyotlarda değişen Google algoritmaları, web sitesi sahiplerini sıralamalardaki yerlerini korumak ya da daha üst noktalara taşımak için çeşitli teknikleri uygulamaya itiyor.

Arama motorlarında hedeflenen kelimeler için yapılan bağlantı (backlink) çalışmalarının önemi, maksimum özgünlük ve çok çeşitlilik kavramlarıyla birlikte daha çok artmaya başladı.

Tanıtım yazıları bence en doğal SEO tekniklerinden biri. Reklam kokmayan, bilgilendirici, fayda sağlayıcı içerikler ile işlenmiş bir tanıtım yazısı internet ortamında kalıcı bir referans kaynağı olarak varlığını sürdüreceğine inanıyorum. Bu konuda da hatalara düşmemek için atılacak adımlar önemli.

Tanıtım yazısı ve makale yazarlığı ile ilgili internette yazılan çoğu şey, aynı blog yazarlığı konusunda olduğu gibi tekrar içeriklerden oluşuyor. Bu konu hakkında da doyurucu bilgiler maalesef yok. Eksik bilgiler ile para kazanma derdinde olan, ücret karşılığında makale yazımı hizmeti veren kişiler SEO uyumlu yazacağım diye güzelim yazıyı şekilden şekile sokuyor.

Günlük hayatta iki cümleyi bir araya getiremeyen kişilerin internet ortamında profesyonel yazar olması çok can sıkıcı bir durum. İnternet için özgün içerik çok önemli lafını duyan birçok kişi makale yazarlığı sektörüne adım attı. Kendi çaplarında düzenledikleri kampanyalar ile müşteri topluyorlar. Webmaster forumlarında bu kişilerin ilanlarını gördükçe gülmeden geçemiyorum.

 Kurumsal çalışan makale yazarları varmış da haberimiz yokmuş!

Kurumsal gibi çalışanlar bile var. Hatta kurumsal imaj katabilmek için bir web sitesi kurmuşlar. Burada bünyelerinde yazar olmak isteyen kişilerde aradıkları özellikleri, verdikleri ücretleri bile belirtmişler. İmla kurallarına dikkat etmeli denilmiş fakat yazılarda -de, -da bitişik yazılıyor.

SEO uyumlu 100 kelimelik makalenin fiyatı 70 kuruş. Çok iyi valla:) Sigorta, akbil ve yıllık izin de varmış :) Şaka şaka o kadar çok sosyal imkan yok. Kuru kuru yazacaksınız işte. Ama olsun, kurumsal bir makale firması yani :) Baksanıza siteleri de var. Yazarlara güven veriyor :) Böyle işveren her yerde bulunmaz :)

Ah ah... Çoğu kişi internetten kolay para kazanmanın derdine düşmüş. Biraz zorluk çekilse fena mı olur? Zahmet olmadan rahmet olur mu ya? Beyinler neden hep kolaycılığa yönlendiriliyor? Biraz zorlayalım beyinlerimizi.

Bu kişilerin yazdığı makaleleri "Sudan ucuzmuş ya, hem de SEO uyumlu, sitem sıralamada tavan yapacak" hayali ile satın alan kişilerin de yeterli düzeyde bilgi sahibi olmaması, makale yazarlığı piyasasındaki uzmanların artmasına katkı sağlıyor. Emek verilerek hazırlanmış bir yazı ile ansiklopedik kaynaklardan derlenerek özgün adı altında sunulan makaleler arasındaki farkın anlaşılaması SEO uyumlu makale yazarı enflasyonunun artmasına neden oluyor.

Tanıtım yazısı ya da makale yazdırmak istiyorsanız lütfen iki kere düşünün. İşin profesyonelleri ile çalışmanız etkili sonuçlar almanızı sağlar. Belki birkaç lira daha fazla vereceksiniz ancak gerçekten yazmayı seven kişilerin elinden çıkan makalelerin, yazıların faydasını daha çabuk göreceksiniz.

Geçenlerde bir arkadaş bana "SEO çalışmaları kapsamında bu zamana kadar ne yaptınız?" diye soru sordu.

Medya İstasyonu'nu takip edenler bilir. Bilmeyenler için de söyleyeyim çok özel yöntemlerim yoktur.

"Sadece yazarım."

Birkaç öneri

Şu tanıtım yazısına kafam çok takıldı diyenler için: Etkili tanıtım yazısı hazırlamanın püf noktaları

Makale yazarlığı piyasası hakkında biraz fikir edineyim diyenler için: Makale yazarlığı piyasası kızışıyor

Yazarak para kazanılıyormuş denemek istiyorum diyenler için: Yazarak para kazanmayı düşünenler dikkat!


Blog yazmak, aceleye gelmez!

Blog yazmak, çoğu blog yazarı için vazgeçilmez bir tutku. Benim için de öyle. Bundan birkaç ay öncesine kadar blog yazmak konusunda ciddi tereddütlerim vardı. Bloguma vakit ayıramayacağımdan korkuyordum. Bu yüzden blog açmayı kendimi tam anlamıyla hazır hissedene kadar erteledim.

Zaman içinde bendeki blog yazma isteğinin bitmeyeceğini anladım ve Medya İstasyonu ile blog yazarlığına uzun bir aradan sonra yeniden merhaba dedim. Nisan 2013'te açtığım Medya İstasyonu, blog dünyasında kendime bir yer edinmek, yeni insanlar ile tanışmak ve bilgi alışverişinde bulunmak için çok önemli bir araç oldu.

Henüz çok yeni bir blog olmasına rağmen kısa sürede aldığım olumlu geri dönüşler beni çok mutlu etti. Yazdığım yazıların okunması, yorumlanması ve paylaşılması bendeki yazma isteğini düzenli bir yapıya kavuşturdu. Artık yazı yazmadığım zamanlar kendimi eksik hissediyorum.

Blog yazmaya başladığımdan beri kendimi çok daha iyi hissettiğimi söyleyebilirim. İnsan yazdıkça gelişiyor, yeni şeyler öğreniyor ve yeni kişiler ile tanışıyor. Medya İstasyonu sayesinde çok değerli kişiler ile tanışma fırsatım oldu. Ağım, her geçen gün daha çok genişliyor.

Nasıl düzenli içerik üretiyorsun diye soranlar için cevabım: "Sadece yazmak istediğim zamanlarda yazı yazıyorum."

İçerik üretimi konusunda sıkıntı yaşayan blog yazarlarına birkaç maddelik öneriler

Her gün yazmalıyım diye kendinizi asla şartlamayın.

Blogunuzun içeriği ile alakalı olmayan yazılar yazmayın.

Yazılarınızı iyi bir ruh halinde kaleme alın.

Yazı yazamıyorum, yazmak bana göre değil diyerek kendinizi yıpratmayın.

Okunabilir yazı yazmak zamanla olacak birşey, aceleci olmayın.

Yazılarınıza gelen yorumları dikkate alın ve yazma eyleminize yön verin.

Örnek aldığınız bloglardaki yazıları inceleyin.

Sizden daha tecrübeli blog yazarları ile içerik üretimi konusunda fikir almak için temasa geçin.

Blogunuz için "ben yazamıyorum, bari para ile makale yazarı tutayım o yazsın" şeklinde bir yanlışa asla düşmeyin.

Yazma sürecinde sizin canınızı en çok sıkan şeyleri listeleyin ve sakin bir anınızda düşünün.

Yazma ve okumanın birbirinden ayrılmaz bir bütün olduğunu unutmayın ve bol bol okuyun.

Her şeyi bilgisayara, internete endekslemeyin. Bazen en güzel yazılarınızı teknolojik araçların olmadığı ortamlarda da yazabilirsiniz. Bir kağıt ve kalem yeterli olabilir.

Blog yazarlığında başarının altın anahtarları;

*Sabret

*Zamana bırak

*İste

*Motive ol

*Özgüvenini yitirme

*İstikrarlı ol

*Kararlı ol

Eklemek istedikleriniz varsa yorumla belirtmenizi rica ediyorum. Yorumlarınız ve fikirleriniz benim için son derece önemli.