30 Mayıs 2014 Cuma

İçerik pazarlama ölçümleme nasıl yapılabilir?

Her pazarlama faaliyetinde olduğu gibi içerik pazarlamasının da markalar için gerekli faydayı sağlayıp sağlamadığının, satışlara bir artısı olup olmadığının ölçümlenmesi büyük önem taşıyor.

İçerik pazarlama faaliyetlerini önemseyen markaların ilerleyen dönemlerde yapacakları içerik pazarlamalarında nasıl bir strateji kullanmaları gerektiğine karar vermeleri noktasında ölçümleme çalışmaları kilit noktada yer alıyor. Ölçümlenen içerik pazarlama ile daha çok dönüşüm oranı sağlayacak çalışmalar için yeni adımlar atılabilir.

İçerik pazarlamasında yapılan çalışmaların etkili olup olmadığını anlayabilmek için birçok farklı ölçümleme kriteri bulunuyor.

İşte içerik pazarlama ölçümlemede en çok kullanılan yöntemler...

Üretilen içeriğin yayılışı

İçeriğin tüketiciler arasında ne kadar yayıldığı pazarlama kampanyasının ne kadar etkili olduğunu gösteren kriterlerden biri. Bu noktada ziyaretçi sayısı, sayfa görüntülenme sayısı, sayfada geçirilen ortalama süre, sayfadan hemen çıkma oranı gibi birtakım verilere bakılması fikir edinmek açısından önemli.

İçeriğin sosyal medyada paylaşım oranı


İçerik pazarlama kapsamında yayınlanan içeriğin sosyal medyada kanallarındaki paylaşımı, arama motorlarında hangi sırada çıktığı gibi kriterler içeriğin ne kadar yayıldığını göstermesi açısından gerekli. Sayfaya gelen yeni ziyaretçi sayısındaki artış içeriğin ne kadar paylaşıldığını ve ne kadar faydalı olduğunu ortaya koyması açısında göz önünde bulundurulması gereken bir diğer veri grubu.

Paylaşılan içeriğin geri dönüşüm oranı

İçerik pazarlama çalışması yapan markalar, ullanıcıların paylaşılan içerik sonrası bir ürünü satın alıp, almadığını inceleyerek yapılan çalışmaların verimli olup olmadığını ölçümleyebilir. İçerik pazarlama kapsamında paylaşılan içerikler sonrasında e-posta bültenlerine veya sosyal medya kanallarına üye olan ya da üyelikten çıkan kullanıcıların davranışları analiz edilebilir.

İçeriğin satış rakamlarına etkisi

İçerik pazarlamada en önemli aşama yapılan çalışmaların maddi bir getiri sağlayıp sağlamadığıdır. İçerik, ilgili ürün ya da ürünlerin satışını artırmak ya da kolaylaştırmak açısından sağladığı katkı ölçülebilir. İçerik pazarlama sonrasında ilgili ürünlerin ne kadar satıldığı, ne kadar sipariş aldığını ölçümleyerek gelecek içerik pazarlama faaliyetleri için altyapı hazırlanabilir.

Blog ile para kazanma maceralarım

"Uzun zamandır blog yazıyorum, artık blogumdan para kazanmak istiyorum ya da henüz bir blog sahibi değilim ama blog yazarak para kazanmak istiyorum" diyen birçok kişinin blogdan para kazanma yolları üzerine kafa yorduğunu gayet iyi biliyorum. Bu yazımda yine kendimden bir şeyler paylaşmak istiyorum. Yazdığım bu yazı "Yazarak para kazanma maceralarım" başlıklı yazının devamı niteliğinde.  Blog dünyasına yeni adım atan ya da bir çıkış yolu arayanlara rehber olması dileğimle...

Blog yazarlığına ilk başladığım zamanlarda para kazanmak gibi bir amacım yoktu. İlgi duyduğum alanlara yönelik farklı bakış açısı ile yazılmış yazılar ile ilgilenen bir kitle edinmeyi planlıyordum. Geçen süre içinde yazdığım blog yazıları birilerinin dikkatini çekmiş olmalı ki iş teklifleri almaya başladım. İşte o zaman blogun ne denli etkili bir araç olduğunu anlamaya başlamıştım.

Yaşadığım gelişmelere paralel olarak blog dünyasına yönelik araştırmalarımı hızlandırdım. Mevcut blogların sorunlarını, eksikliklerini, blog ile para kazanma yöntemlerini araştırdım. Bloglar ile ilgili yeterli Türkçe içeriğin olmaması dikkatimi çekti.

Araştırmalarım doğrultusunda Türkiye'de blogculuk konusunda çoğu kişinin yeterince donanımlı ve sabırlı olmadığını gördüm. İncelediğim blog örnekleri, içerik bakımından son derece yetersizdi. Düzenli olarak güncellenmiyordu. Yazılan yazılar özensizdi. Okuyucuya zevk vermiyordu. Blog teması seçimi başarılı değildi. Yazı fontları berbattı. İçerikten çok rastgele yerleştirilmiş Adsense reklamları ile muhatap oluyordum. "İşte tam okunacak blog" diyebileceğim blog sayısı son derece azdı.

Medya İstasyonu'nu hazırlarken tüm bunları göz önünde bulundurarak hareket etmeye başladım. Kaliteli ve saygın bir blog oluşturmak benim için son derece önemli bir husustu. Benim blogumu ziyaret eden kişiler direkt yazılarım ile buluşmalıydı. Reklamdan ve karmaşık tasarımdan uzak bir şekilde yazdıklarımı keyifle okumalıydı. Bu yüzden basit ve responsive özellikli bir blog teması seçtim.

Blogcular arasında bir hastalık olan sık sık tema değiştirme akımına kapılmadım. Benim için içeriği yalın bir şekilde hedef kitleye sunmak önemliydi. İncelediğim başarılı ve yabancı blogların çoğunda içerik ön plandaydı. Temaları son derece basitti hatta birçoğumuz için tema bile değildi. Ancak bu bloglar internet dünyasında önemli bir konumdaydı. Güvenilir bir içerik üreticisi olmuşlardı. Bu sayede ciddi kazançlar elde edebiliyorlardı.

Medya İstasyonu'nda zamanımın büyük çoğunluğunu nitelikli ve farklı bakış açısı ile yazılmış blog yazılarını okuyuculara sunmak için harcadım. Kaliteli bir duruş oldukça işlerin kısa sürede yoluna girdiğini anladım. Yazdıkça daha fazla takipçiye ve daha fazla potansiyel müşteriye ulaşma şansım oldu.

İnternette blog yazma konusunda kulaktan dolma bilgilere sahip olanların kazanç önerileri ile vakit harcamadım. Garantili ve uzun soluklu olabilecek aktif kazanç (içerik yazarlığı) yöntemlerine yoğunlaştım. Bunda da kendimce başarılı olduğumu düşünüyorum. 

Birçok web sitesi ve blog sahibinin takılı kaldığı sayısal değerlere ve birtakım terimlere bağlı kalmadım. Bunları düşünmek beni içerik üretiminden soğutacaktı. Çünkü rakamlar her zaman değişkendir. Ziyaretçi sayısı, sayfa görüntülenme sayısı, yazıların okunma sayısı değişiklik gösterebilir.

Kaliteli içeriği önemseyenler, kaliteli hedef kitleye sahip yayınları önemseyenler bir şekilde ulaşıyor. Mesela, 10 bin kalitesiz tık yerine 50-100 kaliteli ziyaretçiye ulaşmayı başarı olarak kabul ederim. Çünkü benim ya da benzer düşüncelere sahip kişilerin ilgisini çekmişimdir. Bu da benim bir network oluşturmam için harika bir rakamdır.

Blog yazarlığına başladığımdan bu yana farklı bir iş modeli kurdum. Hem en sevdiğim işi yapıyor hem de para kazanıyorum. Daha iyi şeyler yapmak için çalışmalarımı sabırla sürdürüyorum.

Şunu unutmayın;

En önemli sermaye, beyniniz. Doğru zamanda doğru şekilde kullanırsanız başarıya ulaşırsınız. Para kazanmak, nadir olarak şans faktörü ile gerçekleşse de çoğu zaman akılla olur. Aklınız size hem kazandırır hem de kaybettirebilir.

Atasözlerindeki derin anlamları, yaşanmış tecrübeleri çok severim. Fırsat buldukça da atasözlerini okurum. Size de tavsiye ederim. Başarı ve çalışma motivasyonunuzu artırabilir.

Bu yüzden yazımı birkaç atasözü ile bitirmek istiyorum.

- Ağır giden yol alır, hızlı giden yolda kalır.

- Danışan dağlar aşar, danışmayan yolda şaşar.

- Varsa hünerin, her yerde vardır yerin.

- Zahmetsiz rahmet olmaz.

- Altın yere düşmeyle değer kaybetmez.

- Boş gezmekten bedava çalışmak yeğdir.

- Taşıma su ile değirmen dönmez.

- Bilinmedik iş ya karın ağrıtır ya baş.

- Her ziyan bir öğüttür.

- Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır.

- Akıl kişiye sermayedir.

- Herkes kaşık yapar ama sapını ortaya getiremez.

- Terazi var, tartı var; her şeyin bir vakti var.

27 Mayıs 2014 Salı

Blogdan para kazanmak için rehber bilgiler

Medya İstasyonu'nda daha önce yazdığım "Yazarak para kazanma maceralarım" başlıklı blog yazısı okuyuculardan bayağı ilgi gördü. Blog yazarak para kazanmak isteyen blog yazarlarından çok sayıda e-mail aldım. Bu durum, bana blog yazarak para kazanmak isteyen birçok kişinin bir çıkış yolu aradığı konusundaki düşüncelerimi pekiştirdi. Bu yazımda blog yazarak para kazanmak isteyen blog yazarlarına ve blog yazarlığına yeni adım atacak kişilere rehber niteliğinde bilgiler sunmaya devam edeceğim.

Blog yazarlığı, gerçekten keyifli bir uğraş. Yazmayı seviyorsanız içerik üretmeniz zor olmayacaktır. Yazılarınız sayesinde hem çevre oluşturabilir hem de hatırı sayılır paralar kazanabilirsiniz. Bunun için sabırlı ve planlı çalışmanız gerçekten çok önemli. Para kazanma fikrini taşlar yerine oturuncaya kadar biraz erteleyin. Hemen açtığınız bir blog ile para kazanamazsınız. Zamana ve bazı tecrübelere ihtiyacınız olacak. İçeriğin olmadığı, yetersiz olduğu bir blog ile kim ilgilenir ki? Güvenilir içerik üreticisi olarak blog dünyasında kendinizi kanıtlamalısınız.

İnternet, içerik olmadan koskoca bir hiç. Bu yüzden nitelikli içeriklere ihtiyaç her geçen daha fazla artıyor. Çok sayıda web sitesi, blog olmasına rağmen kaçı kayda değer içerikler üretiyor? Yazmak, herkesin yapabileceği bir uğraş değil. Copy-paste yaparak bir yere de varılmıyor. İnsanlar artık temiz ve öz bilgiler edinmek istiyor. Bundan dolayı milyonlarca insanın vakit geçirdiği internet ortamında özgün, faydalı ve güncel içerikler her zaman ilgi görüyor.

Blog yazarlığına başladığım ilk günden beri hep kaliteli ve faydalı olabilecek içerikler üretmeyi ilke edindim. Benim Medya İstasyonu ile hep kaliteli ve ilgili hedef kitleye ulaşmak istedim. Binlerce ziyaretçiden ziyade etkileşimli, sadık bir okuyucu kitlesi edinmeyi amaçladım. Şu ana kadar başarılı olduğumu düşünüyorum. Blog yazılarımda eskimeyen içerik üretimine ayrı bir önem veriyorum. Mesela, geçen yıl yazdığım bir blog yazısı hala güncelliğini koruyor ve trafik alıyor.

Para kazandıran bir blog oluşturmak için yola çıkacaksanız ya da mevcut blogunuzdan para kazanmayı planlıyorsanız şu soruları kendinize tekrar tekrar sormanızı tavsiye ediyorum:

-Bloglar hakkında ne biliyorsunuz?

(Blog kavramı sizin için ne ifade ediyor? Blog nedir? Blog türleri nelerdir? Blog platformları (Blogger, Wordpress, Tumblr vb.) hakkında neler biliyorsunuz?)

-Neden blog yazmak istiyorsunuz?

(Para kazanmak, çevre edinmek, hobi amaçlı vb.)

-Sabırlı mısınız?

(Sabır, başarılı ve para kazandıran bir blog oluşturmada son derece önemli. Bıkmadan içerik üreterek planlı bir şekilde çalışmalısınız.)

-Yazmayı seviyor musunuz? Daha önce hiç bir makale ya da internet formatına uygun bir yazı yazdınız mı? Eğer yazdıysanız herhangi bir etkileşim aldınız mı?

 (Blog yazarlığını keyif alarak yapmak başarılı blog oluşturmak açısından önemlidir. Bloglar için içerik candır. Yazma deneyiminin olmaması blogu uzun ömürlü yapmaz. Yazınıza yorum geldi mi? Geldiyse sizi daha iyi ve daha çok yazmak için harekete geçirdi mi? Ya da olumsuz bir etki oluşturdu mu?)

-Takip ettiğiniz bloglar var mı?

(İlgi alanlarınıza yönelik hangi blogları ne sıklıkta takip ediyorsunuz?)

-Kaliteli olduğunu düşündüğünüz bloglar nasıl bir yol izliyor?

(Hangi içerikleri ne sıklıkta paylaşıyorlar? İçerik paylaştıkları mecralar nereler? Blog şablonları nasıl? Yazı stilleri nasıl? Yazı uzunlukları ne durumda? Blog isimleri akılda kalıcı mı? Kolayca ulaşılabiliyor mu?)

-Başarılı blogların ortak özellikleri neler?

 (Düzenli içerik üretimi, içerik takvimine sahip olmak, belli konu ya da konularda içerik üretmek, arama motoru optimizasyonu, sosyal medya desteği, okuyucular ile etkileşim, sade ve gözü yormayan tema.)

-Nasıl bir tema seçmelisiniz? Hangi blog temaları kullanıcı dostu?

(Arka planı açık renkli, responsive temalar kullanıcı dostu olduğu için etkilidir. Her cihaz (akıllı telefon, tablet, pc) uyumlu bir şekilde görüntülenen responsive blog temaları iyi bir tercih olacak. Arka planı beyaz renkli olan ve okunabilir yazı fontlarına sahip temaları tercih edin.)

-Blog şablonu düzenleme konusunda bilginiz var mı?

(Hoşunuza giden bir blog şablonunu nasıl düzenleyebilirsiniz? Temel kısımlar nasıl Türkçeleştirilir? Widget'ler nasıl düzenlenir? Bir blogda en çok ihtiyaç duyulan eklentiler neler?)

-Arama motoru optimizasyonu (SEO) hakkında neler biliyorsunuz?

 (SEO nedir, SEO ne amaçla yapılır? SEO nasıl yapılır? SEO teknikleri nelerdir? SEO hataları nelerdir? Bloglar için SEO nasıl yapılır?)
 
-Blogunuz mobil cihazlarda problemsiz görüntüleniyor mu?

 (Akıllı telefon kullanımının artması ile birlikte web siteleri ve bloglar mobil cihazlar üzerinden görüntülenmeye başlandı. Blogunuzun bu cihazlarda uyumlu ve sorunsuz görüntülenmesi mobil trafiğinizi artırmanız açısından önemli.)

- Blogunuzun sosyal medya hesaplarını oluşturdunuz mu?

(Sosyal medya bloglar için en önemli trafik kaynaklarından biri. Daha fazla okuyucuya ulaşmak ve online görünürlüğünüzü artırmanız için sosyal medya hesapları oluşturmanı ve belli periyotlarda güncellemelisiniz.)

-İçeriğinize uygun sosyal medya kanalını belirlediniz mi?

( Facebook, Twitter, Linkedin, Google+, Pinterest vb.)

-Blogdan para kazanma yöntemleri hakkında temel bilgileriniz var mı?

(Adsense reklamları yayınlama, tanıtım yazısı satışı, banner reklam almak, link satışı, makale yazarlığı vb.)

-Google Adsense vb. reklam programları hakkında neler biliyorsunuz?

(Bu sistemler nasıl işliyor? Google Adsense nasıl para kazandırıyor, Adsense hesabı nasıl alınır, Adsense hesabı nasıl banlanır, Adsense ödemeleri nasıl yapılıyor, Adsense ile ne kadar para kazanabilirsiniz? Adsense de en çok kazandıran anahtar kelimeler hangileri? Adsense alternatifi reklam firmaları neler?)

-Blogunuz için en uygun reklam yerleşimi nasıl olmalı?

(Yazı içine, yazı sonuna ve sağ sidebar'a reklam yerleşimi etkili olabilir. Reklam sayılarında aşırıya kaçmayın. Az adette reklam kullanın.)

-Bloglarda en çok hangi alanlardaki reklamlar tık alıyor?

(Bloglarda genelde yazı içindeki reklamlar okuyucu ile direkt muhatap olduğu için daha fazla tık alır. 300x250 ya da 336x280 reklamlar etkili.)

-Google Adsense hesabınız var mı?

(Google Adsense hesabınızın olması, Google Adsense ile para kazanmanız için gereken en önemli şey. Başvuru sırasında bazı şartlar isteniyor. Blogunuzun bu şartları taşıyıp taşımadığını tespit edin. Yeterli içerik olmadan kesinlikle başvurmayın.)

-Advertorial reklam metinlerini nasıl oluşturacağınızı biliyor musunuz?

(Tanıtım yazısı yayınlamak, blogların en popüler gelir modellerinden biri. Tanıtım yazısı nasıl yazılır, tanıtım yazısı nasıl olmalı, tanıtım yazısı örnekleri hakkında fikir sahibi olun.)

-Göze batmayan ve keyifle okunan bir advertorial reklam yazısı nasıl yazılır?

 (Etkili olması ve okuyucu tarafından yadırganmaması gerekiyor.)

-Blogunuzda kendiniz hakkında detaylı bilgiler veriyor musunuz?

 (Kendiniz ile ilgili bilgileri, yaptığınız çalışmaları "Hakkımda" sayfası oluşturarak okuyucuların kolay ulaşabileceği bir şekilde sunmanız güvenilirlik açısından önemli.)

22 Mayıs 2014 Perşembe

Markalaşmak isteyen internet girişimlerine öneriler

Markaların hedef kitlelerine doğru ve etkili bir şekilde ulaşmasının birçok yolu bulunuyor. Son yıllarda markaların tanıtım amacıyla en çok yöneldiği yöntemler arasında sosyal medya reklamcılığı, kurumsal blog oluşturmak, Google Adwords reklamları, banner reklamlar, advertorial reklamlar ve tanıtım filmi oluşturmak göze çarpıyor.

Tanıtım ve reklam çalışmalarının farklı kanallardan yürütülmesi, başarılı bir marka bilinirliği oluşturmak açısından büyük önem taşıyor. Çünkü tüketiciler, potansiyel müşteriler takip ettiği markaya her platformdan ulaşmak istiyor. Bir marka ne kadar görünür olursa müşterileri ve hedef kitle ile kurduğu bağ da o derece kuvvetli oluyor.

Peki, yeni kurulan ve gelecek vizyonu olan bir internet girişiminin gerçek anlamda markalaşması için ne gibi adımlar atması gerekiyor?

-Öncelikle kurumsal kimlik oluşturmak şart. Bu kapsamda gerçek online ortamda gerekse de gerçek hayatta kullanılabilecek ürünlerin (logo, slogan, yazışmalar için antetli kağıt, kartvizit, kurumsal web sitesi, kurumsal tanıtım filmi, promosyon ürünleri, kurumsal e-dergi vb. ) hazırlanması lazım.

-Hazırlanacak kurumsal kimlik araçlarının görsel ve işitsel olarak akılda kalıcı olmasına dikkat etmekte fayda var. Karmaşık tasarımlardan uzak durmak, olumsuz bir izlenim oluşturmamak gerekiyor.

-Faaliyet gösterilen ya da gösterilecek sektörde otorite olma hedefiyle hareket edilmesi gerekiyor. Hedef kitlenin internet ortamında ciddi vakit geçirdiği düşünülürse hedef kitleye yönelik profesyonel ve faydalı içeriklerin üretim çalışmalarına başlamak lazım. İçerik pazarlamanın planlı bir şekilde yürütülmesi gelecek vizyonu açısından çok önemli.

-Kurumsal web sitesi, kurumsal blog, sosyal medya hesaplarının eş zamanlı içerikler üretilecek düzenli olarak güncellenmesi yeni müşteriler kazanmak açısından kilit rol oynayacak. İçerik üretimi konusunda profesyonel içerik yazarları ya da içerik ajansı ile çalışılırsa daha iyi olacak.

-Türkiye'de internet kullanıcıların en çok vakit geçirdiği mecralardan biri de video siteleri. Tanıtım filmi çekimi ile marka bilinirliğini ve görsel algıyı artırmak kolaylaşacak. Profesyonelce hazırlanmış bir tanıtım filmi son derece etkili olabilir. Hazırlanan tanıtım filminin kurumsal sitenin yanı sıra Youtube, Vimeo, Dailymotion, İzlesene vb. popüler video sitelerinde paylaşılması online görünürlük için mutlaka gerekli.

-Arama motorunda doğal yollardan yükselme önemsenmeli. Bunun için anahtar kelime analizleri yapılmalı ve rekabetin fazla olduğu kelimelere yönelik özel çalışmalar planlanmalı. SEO çalışmaları için alanında uzman, kurumsal firmalar ile çalışılmalı.

-Müşteri memnuniyeti ve şikayet yönetimi kavramlarınının üzerine mutlaka düşülmeli. Müşterilerin gönderdiği mailler, telefonlar gün içinde mutlaka cevaplanmalı. Müşteriyi her ortamda memnun eden bir marka, geleceğe en önemli yatırımı yapar. Şunu unutmayın; "En önemli reklam, memnun ve mutlu müşterilerdir."

-Belli bir takipçiye sahip, alanında etkili blog yazarları ile iletişime geçerek bloglar yoluyla pazarlama faaliyetlerine ağırlık verilmeli.

-Advertorial reklam çalışmaları ile daha fazla potansiyel müşteriye ulaşmak için çalışmalar yapılmalı. Bunun için ciddi anlamda emek harcanan, nitelikli sitelerin listesi oluşturulmalı.

-Mobil cihazlarda kusursuz bir şekilde görüntülenmek için gerekli optimizasyonlar yapılmalı.

-Kurumsal sitenin gözü yormayan, kolay kullanılabilen bir formatta olması mutlaka önemsenmeli. Ziyaretçilerin ilk birkaç saniyelik izlenimleri çok önemli.

15 Mayıs 2014 Perşembe

Blog yazılarınız neden okunur?

Blog yazan her kişinin en büyük isteği yazdığı blog yazılarının çok sayıda kişi tarafından okunmasıdır öyle değil mi?

Peki, ziyaretçileri sizin yazdığınız blog yazılarını okumaya teşvik eden için sebepleri biliyor musunuz? İnsanların blog yazılarınızı okumaları için bazı temel nedenler var.

Bu yazımda bunlara değinerek blog yazarlığı yapanlara daha fazla okuyucuya ulaşmaları için farklı bir bakış açısı ile düşünmelerini ve kendilerini geliştirmeleri konusunda katkı sağlamak istiyorum.

Duygular

Ziyaretçileri bir blog yazını okumaya iten en temel şeylerden biri duygudur. Örneğin bir fırsatı kaçırma duygusu, başarısız olma duygusu, yalnızlık duygusu, işsizlik korkusu, para tutkusu, zengin olma tutkusu, kariyer tutkusu vb. Bu ve benzeri duygu durumlarına sahip olan ve kendi içsel dünyalarında bir çıkış yolu arayan kişilerin ilgisini çekebilecek yazılarınız varsa bu yazılarınızın okunma şansı son derece yüksektir.

Değer 

İnternet kullanıcıları aradıkları, merak ettikleri konular ile ilgili doyurucu, faydalı bilgileri kolay bir şekilde bulmak ister. Blogunuzda yer alan bir metinden ya da izlediği bir videodan yararlı bilgiler edinen bir kullanıcı daha fazlasını bulmak ümidiyle ilgili yayınları takip etmeye başlar. Değerli içerik kavramının hızla yükseldiği internet dünyasında okuyuculara bu doğrultuda içerikler sunan siteler/bloglar her zaman önde olacak. İnsanlara ihtiyaçları olan bilgiyi sunmak, gelecek için iyi bir yatırım olacağı gibi bir otorite olmayı da kolaylaştırır.

Beklenti

İnsanlar blog yazılarını okurlar çünkü blog yazılarındaki içeriklerden bilgi sahibi olmak, fayda sağlamak ve bunları sosyal hayatta uygulamak isterler. Okudukları yazının sonunda arzu ettikleri neticeyi görmek isterler. Örneğin; blog yazarak para kazanmak ile ilgili bir yazı kaleme aldınız. Bunu blogunuzdan okuyan ve oradaki tavsiyelerinizi mantıklı bularak uygulama yoluna giden bir okuyucu, kendi blogundan para kazanma beklentisi içinde olacaktır. Okuyuculara yazınızı değil, yazınızın sonunda onların işine yarayabilecek şeyleri vermeye çalışın. Kendinize şunu sorun: "Okuyucu, benim blog yazımı okuyarak neye ulaşmak istiyor?"

Referans

Blogunuzun ziyaret edilmesinde başkalarının tavsiyeleri son derece önemlidir. Blogunuzu daha önce ziyaret eden ve içeriklerinden fayda sağlayan bir okuyucu sizi çevresindeki kişilere de tavsiye edebilir. Bu son derece önemli ve size ciddi anlamda fayda sağlayacak bir olaydır. Başkaları sizin blogunuza ne kadar çok tavsiye yoluyla gelir ve içeriklerinizden yarar görürse zaman içinde o kadar daha iyi bir konuma gelebilirsiniz. Bu da sizin içerik ürettiğiniz alanda bir otorite olmanızı sağlar. Kendinizden pay biçin. "Ahmet, şu blogda fotoğrafçılık teknikleri ile ilgili harika püf noktaları var. Sen de göz atmalısın. Tesadüfen buldum. Uyguladığım teknikler ile başarılı fotoğraflar çekmeye başladım." gibi sözleri arkadaşlarınızdan illa ki duymuşsunuzdur.

Tanınma

Referans, size aynı zamanda tanınmayı da beraberinde getirir. İnsanlar genelde daha itibarlı yayınlardan bilgi ihtiyacını karşılar. Çünkü bu tür yayınları güvenilir görürler. Alanınızda marka olmayı hedefleyin. Ne kadar çok tanınırsanız o kadar çok kazançlı çıkarsınız. Başkalarının sizi bir marka olarak görmesi size maddi ve manevi olarak çok şey katacak. Hedeflerinizi büyütün.

İhtiyaç

Gerçekçi olalım. Bazı yazıları o an bilgi sahibi olmaya ya da bir sorunu çözmeye ihtiyacımız olduğu için okuyoruz. Örneğin yeni bir blog açacaksınız ve blog teması değiştirmeyi bilmiyorsunuz. Arama motorundan blog teması nasıl değiştirilir şeklinde arama yapıyorsunuz karşınıza ilk çıkanlara tıklayarak ihtiyacınız olan bilgiyi edinmeye çalışıyorsunuz. Yazılarınızda ne kadar değerli ve her zaman fayda sağlayacak bilgiler sunarsanız o kadar çok başkalarının ihtiyacı olursunuz. Blogculara yönelik ipuçlarını güzel bir dille okuyuculara sunuyorsanız blog açmayı düşünenler için bir ihtiyaç olabilirsiniz. İhtiyaç olmanızı sağlayacak en önemli unsur fark oluşturmak. İçeriklerinizi güzel bir şekilde okuyucuya sunmak olmalı.

Sunum

İnternette okuyucular yazılarının sunumuna da bakar. Yazılarınızı profesyonel bir şekilde sunmanız daha fazla kişi tarafından okunmanızı sağlar. Yazı başlığı, yazı uzunluğu, imla kuralları, yazıda kullanılan görseller, ifade şekli, paragraf düzeni, yazının yer aldığı blogun teması sunumuzun başarılı ya da başarısız olmasını etkileyen en önemli faktörler olarak öne çıkıyor. Bunu şöyle düşünün; mutfakta uzun süre vakit harcayarak hazırladığınız yemek son derece lezzetli olabilir. Onu uygun tabaklarda, uygun bir masa düzeninde güzel bir şekilde servis etmezseniz yiyecek olanların önyargı ile yaklaşması kaçınılmaz olacaktır. Bu da yemeğinize gölge düşürecektir. Bunu yazılarınız için de düşünmelisiniz.


13 Mayıs 2014 Salı

Yazarak para kazanma maceralarım

Milyonlarca sitenin bulunduğu internet ortamında gerçekten kaliteli ve fayda sağlayıcı içerikleri ziyaretçilerine sunan sitelere ihtiyacın her geçen gün daha fazla arttığı bilinen bir gerçek.

Her gün binlerce yeni web sitesi açılıyor. Bunların çok az bir kısmı yoluna devam ederken geriye kalanları yok olup gidiyor. Fark oluşturmak ve istikrarlı bir şekilde çalışmak çok önemli bir konu. Bu iki kriteri sağlayan bir şekilde başarılı oluyor. Bu işlerde sabır gerçekten çok önemli.

Blog yazmaya başladığımdan bu yana gözlemlerim ve araştırmalarım sayesinde çok şey öğrendim. Kaliteli, özgün ve eskimeyecek türden içeriklerin her zaman değer gördüğünü bilmek, beni bu doğrultuda içerik üretmek için ciddi anlamda motive etti.

Bilgi kirliliğinin had safhaya ulaştığı günümüz dünyasında doğru ve yanlışı ayırt etmek son derece zor. Kopyala-yapıştır mantığı ile hareket ederek bir yere ulaşmayı hedeflemek iyi bir yol değil. Maalesef Türkiye'de gerçek anlamda içerik üreticisi çok fazla olmadığından dolayı kopya içerik çöplüğüne dönen sitelerin sayısı son derece fazla.

Daha fazla ziyaretçi çekebilmek adına şekilden şekile girmek, alakasız içerikleri sırf hit getiriyor diye ziyaretçi kitleye sunmak kısa vadede kazanç olarak görünse de uzun vadede hiçbir fayda sağlamayacak.

Atalarımız ne demiş: "Taşıma su ile değirmen dönmez" Kopya içerik bir yere kadar idare edecek. Ya sonrası? Ziyaretçiler azalacak, sitenin arama motorundaki konumu değişecek, güncelleme sıklığı azalacak. Sosyal medyada eskisi gibi ilgi görmeyecek ve yavaş yavaş çökecek. Sonu böyle olan bir sürü site var.

Yazmak, gerçekten yetenek işi. Profesyonel anlamda içerik üretmek, büyük emek istiyor. Bunu bıkmadan yapabilecek kaç kişi var? Medya İstasyonu'nu açtığımda tüm bu yazdıklarımın farkındaydım. Bu yüzden de oturup üşenmeden elimden geldiğince faydalı olabilecek yazıları yazdım. Özgün içerikler ile beslediğim Medya İstasyonu'nun maddi ve manevi anlamda faydasını gerçekten gördüm.

Yazarak nasıl para kazanıyorum?

Özgün içerik ihtiyacı olanlara ulaşmama gerek kalmadı. Onlar beni buldu. Nasıl mı? Tabi ki Medya İstasyonu aracılığı ile. Aralarında birçoğunuzun bildiği girişimler de vardı. Benim için iyi birer referans oldular. Peş peşe yazı işleri almaya başladım. İlk başlarda çok yüksek ücretler karşılığında yazı yazmadım. Piyasadaki standart tarife olan 100 kelimesi 1 TL, 200 kelime 2 TL gibi fiyatlardan da hiçbir şekilde yazı yazmadım. Çünkü kendi piyasamı ve ağımı oluşturmak istiyordum.

Yazı ihtiyacı olan ve ücret karşılığında başkalarına yazdıranlar bu piyasada gerçek anlamda kaliteli yazılar yazabilen çok fazla kişinin olmadığını gayet iyi bilir. Bu yüzden de fiyatlar çok komik. Yazı ihtiyacı olanlar arasında profesyonel olarak düşünen çok fazla olmadığından dolayı alan da veren de razı. Hal böyle olunca da 1-2 TL'lik yazılara çok rağbet oluyor.

Bana bu fiyatlardan yazmam için ulaşan kişilerin haddi hesabı yok. Hiçbir teklifi kabul etmedim. Çünkü bu işi yapanlardan bir farkım olmalıydı. Adam gibi bir adet yazı yazarak alacağım parayı onlarca yazı yazdıktan sonra neden alayım ki?

Ben kaliteye önem veren birisiyim. Kendi sitem için yazar gibi titiz bir şekilde hareket ediyorum. Aldığım yazı işlerini önemsiyorum ve profesyonelce çalışıyorum. Zamanında teslim ediyorum. İmla kurallarına, başlıklara, uzunluğuna dikkat ediyorum. Aceleye getirmiyorum.

Belli bir standart oluşturunca da yazı işleri zaman içinde artıyor. Yazı işlerinin yanı sıra yazı başına alınan ücretler de artıyor. Bu süreci bizzat yaşadım. Burada kendi pazarınızı oluşturmak önemli. Yeteneklerinizi iyi pazarlarsanız yükselme şansınız son derece yüksek. Taviz vermemelisiniz. Ucuzcu bir piyasada dik bir şekilde ayakta durabilmek, mücadele etmek büyük bir özveri istiyor.

Blogunuzu dijital bir CV olarak etkili bir şekilde kullanın. Genel blog gibi saçma sapan bir kavrama sığınıp çöp haline getirmeyin. Belli alanlara yönelik bıkmadan düzenli içerik üretin. İşlerin yoluna girdiğini göreceksiniz.

Ben Medya İstasyonu'nu bir vitrin olarak kullanıyorum. Bu yüzden hit, Page Rank, Alexa vb. kriterlere kafamı takarak asıl işim olan içerik üretmeyi ikinci plana itmiyorum. Yazmak istediğim zamanlarda içimden geldiği gibi yazıyorum. Yazmaktan keyif alırsanız çok daha iyi motive olursunuz. Yazdığınız her yazı sizi bir adım daha ileriye götürecek. Yazarak para kazanmak hayal değil. Zor da değil. Sadece sabredin, yazma becerilerinizi geliştirin ve gerçek anlamda çalışın.

Bir düşünün...

Sermayeniz; beyniniz, parmaklarınız, bilgisayarınız, internet bağlantınız... Bunlar son derece maliyetsiz şeyler. Bir dönem en çok izlenen videoların birinde biri demişti ya: "Beyin bedava" Evet, bedava. Önemli olan doğru zamanda doğru bir şekilde kullanmak...

Yazarak para kazanın, bir şeyler öğrenin network kurun.

Daha ne olsun?

Not: Bu konudaki tecrübelerimi sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.





7 Mayıs 2014 Çarşamba

İyi bir tanıtım yazısı ne özellikler taşımalı?

Tanıtım yazıları, bir ürün, hizmet ya da siteyi tanıtan ve içerisinden tanıttığı alana doğru linkler içeren bir seo uygulaması olup son zamanlarda en popüler yöntemler arasında bulunuyor.

Web sitesi/blog sahibi birçok kişi ücret karşılığında tanıtım yazısı yayınlatarak kendi sitelerinin arama motoru sıralamasında hedef anahtar kelimelerde daha iyi bir noktaya gelmesini arzuluyor.

Tanıtım yazısı, etkili bir yöntem olarak öne çıksa da gerçekten verim alabilmek için gerekli olan birçok kriter göz ardı ediliyor.

Tanıtım yazısı yayınlatmayı düşünenler genelde yazılarının yer alacağı sitelerde Pagerank, Alexa, Dmoz kaydı ve günlük tekil ziyaretçiye bakıyor. Peki, bu kavramlar tek başına yeterli mi? Bazen çok iyi değerlere sahip olan sitelerden alamadığınız verimi sadık okuyucu kitlesine sahip, çok fazla trafiği olmayan sitelerden almanız mümkün olabiliyor.

İyi bir tanıtım yazısı ne özellikler taşımalı?

- Tanıtım yazılarının birçoğu yazma kabileyeti son derece düşük kişilerce baştan savma bir şekilde hazırlanıyor. Bu da tanıtım yazısı ile beklenen verimin alınmasının engelliyor. Tanıtım yazıları içerik yazarlığı yapan ve bu alanda profesyonel olmuş kişilerce yazılmalı. Maalesef birçok kişi birkaç liranın hesabını yaptığı için yazı yazdırma işinin üstüne düşmüyor. Ya kendi yazıyor ya da 1-2 TL'ye yazı yazanlara başvuruyor. Bu yazıların kalitesi ortada. Profesyonel yazarlar ile çalışılmalı.

- Tanıtım yazıları ya çok reklam ifadeleri içeriyor ya da ansiklopedik terimler. İyi bir tanıtım yazısı doğal olmalı. Reklam ifadelerinden mümkün olduğunca arındırılmalı. Sadece içine link eklenen ve başka sitelerde fayda sağlamak amacıyla yayınlatılan metinler olmamalı.

- Tanıtım yazısı ilgi çekici, haber ya da bir blog yazısı gibi yazılmalı. Ara başlık içermeli, imla kurallarına uygun olmalı, çarpıcı başlığa sahip olmalı. Ne çok uzun ne de çok kısa olmalı. Okuyucu tarafından keyifle okunan bir yazı olmalı.

- Tanıtım yazısında yer alacak site linklerinin ve anahtar kelimelerin abartılı bir şekilde kullanılmasından kaçınılmalı. Bir tanıtım yazısında en fazla 3 link yer almalı. Aslında ben 3 linke de karşıyım. Tek link kullanmak her zaman iyi. Ancak SEO takıntısı olanlar belli anahtar kelimelerde yükselmeyi arzuladığı için 3 linkte ısrarcı. Anahtar kelimeleri bold yaparak okuyucunun yazıya olan ilgisini azaltmaktan da kaçınmak etkili olacak.

- Tanıtım yazısı yayınlatılacak sitenin geçmişi ve içeriğinin güçlü olması yazıdan verim almak açısından önemli bir husus. Sırf ücreti düşük diye önüne gelen her siteden tanıtım yazısı alanlar yaptığı yanlışın hala farkında değil. Eğer içeriğiniz teknoloji ise teknoloji konulu sitelerden tanıtım yazısı alın. Gidip sağlık ya da kadın sitesinden yazı satın almayın. Eğer siteniz ile aynı ya da benzer içeriklere sahip sitelerden yazı satın alırsanız tanıtım yazısı üzerinden daha fazla ziyaretçi çekmeniz mümkün. Hatta içeriğiniz tatminkar ise sadık okuyucular bile kazanabilirsiniz.

- Tanıtım yazısı yayınlatanların en çok takıldığı nokta ücret. Ücreti düşük olan siteler her zaman gözde oluyor. Yeni açılmış, içeriği zayıf, okuyucuya faydasız içerikler sunan sitelerden uzak durulmalı. Eğer tanıtım yazısı yayınlatacağınız sitenin içerikleri kuvvetli ve gerçek anlamda organik ziyaretçileri varsa tanıtım yazısı ücreti için pazarlık yapmayın. Emeğin karşılığını verin. 3-5 lira eksik vermek ile kimse zengin olmaz ya da fakirleşmez. "Hocam senin site bu kadar etmez, ancak şu kadar verebilirim" gibi cümleleri kesinlikle kullanmayın.

- Webmaster forumlarda tanıtım yazısı satışı yapanların birçoğu olaya gerçek anlamda profesyonel yaklaşmadığı için "3-5 lira kazanayım bana yeter" mantığı ile hareket ediyor. Yazı satın aldığınız sitelerin olası problemlere karşı iletişim kurabileceğiniz güvenilir ve anlayışlı kişilerce yönetilmesi önemli. İşi gerçekten hakkıyla yapanlar ile uzun soluklu çalışın. Müşteri memnuniyeti önemli öyle değil mi?

- Tanıtım yazısı fiyatları genelde 5, 10, 15, 20, 25 TL arası seyrediyor. 20 - 25 TL gibi yazı başı ücretler birçok kişinin gözünü korkutuyor. Bu alışkanlıktan vazgeçilmeli. Korkulacak bir durum yok. Düşünsenize tanıtım yazısı yayınlattığınız sitenin içeriği kaliteli, güncelleniyor, yöneticisi gayet iyi ve anlayışlı. Tanıtım yazınız da sitede kalıcı. İstenilen fiyatlar çok mu? 5-10 TL verip de yayınlattığınız tanıtım yazınızın 2-3 ay sonra kaldırılması hoşunuza gitmez öyle değil mi? "Ucuz olan, pahalıdır" diye bir söz var. Dikkate alın.

- Tanıtım yazınızı yayınlattığınız siteleri takibe almayı unutmayın. Bazı site sahipleri işin üçkağıtçılığına kaçıyor ve yazıları, linkleri kısa bir süre sonra kaldırıyor. Paranız ve tanıtım yazısı ile alacağınız verim boşa gitmiş oluyor. Dikkatli olun.

- Aynı tanıtım yazısını her sitede yayınlatmayın. Her site için ayrı ve özgün tanıtım yazısı hazırlayın ya da hazırlatın. Böylece faydasını çok daha fazla görürsünüz. Bu konuda çoğu kişi kolaya kaçıyor. Sonra da "tanıtım yazılarından hiçbir fayda görmedim" diye şikayet ediyorlar. Kolaya kaçmayın.


6 Mayıs 2014 Salı

Yazma motivasyonunuzu artırmak için enstrüman çalın

Blog yazarlığına büyük hevesler ile başlayan ve sonrasında düzenli olarak içerik üretemediği için blog yazmayı bırakan birçok kişi bulunuyor.

Blog yazmak, istikrarlı bir şekilde yapıldığında anlam kazanan bir uğraş. Bu yüzden blog yazarlarının içerik üretimi konusunda kendilerini iyi bir şekilde motive etmesi gerekiyor.

Blog yazısı yazma sürecini sekteye uğratan birçok faktör var. Bunlardan en önemlisi blog yazarının o anki ruh hali. Sakin bir kafa ile yazılmayan yazılar genelde özensiz olduğundan dolayı etkili olamıyor.

Örneğin; Medya İstasyonu'nundaki yazılarımı gerçekten yazmak istediğim zamanlarda ve sakin bir ruh haliyle kaleme alıyorum. Bunun için yazılarımı yazarken sabah saatleri ya da gece saatlerini tercih ediyorum. Eğer ruh halim elverişli değilse, keyifsizsem sırf güncel olsun diye yazma sürecine girmiyorum.

Yazmakta sıkıntı çeken blog yazarlarına zihinlerini rahatlatacak aktiviteler edinmelerini öneriyorum. Mesela; ufkunuzu genişletecek ve zihninizi rahatlacak bir aktivite olarak bir enstrüman çalmayı deneyin. Herkesin hoşuna gidecek ve çalabileceğini bir enstrüman illa ki vardır. Müzik, ruhun gıdasıdır unutmayın.

Küçük yaşlardan beri amatör müzik ile uğraşan biri olarak müziğe başlamanızı öneririm. Canım ne zaman sıkılsa, ne zaman kendimi stresli hissetsem klavyenin başına oturarak en sevdiğim şarkıları birkaç dakika çalıyorum ve gerçekten rahatlıyorum.

Son zamanlarda müzik aletleri satışı yapan sitelerde daha fazla vakit harcamaya başladım. Yeni bir müzik enstrümanı çalmayı öğrenmek istiyorum. Bundan dolayı uygun müzik enstrümanlarına göz atıyorum. Yaylı ve nefesli çalgılar ilgimi çekiyor.

Peki, bir müzik aleti çalmak size neler katacak? Hiç düşündünüz mü?

Bir müzik aleti çalmayı öğrenmenin ve bunu başarmanın insana sağladığı pek çok fayda olduğu biliniyor.

Zekanızı geliştirecek

Müziğin beyin üzerindeki etkilerini araştıran birçok çalışma mevcut. Özellikle küçük yaşlardan itibaren müzik aleti ile uğraşmak kişinin zeka düzeyinin belirli oranda artırarak, başarı oranının yükseltiyor. Hafızayı geliştiriyor, zihni canlandırıyor ve aktif hale getiriyor.

Disiplinli olmayı öğreneceksiniz

Bir müzik aletinin çalmayı öğrenmek tıpkı farklı bir dili öğrenmek gibi olduğu için zaman gerektiren bir uğraş. Bunu öğrenmek için belirli bir düzen ve disiplin şart. Günün belirli saatlerinde çalışmak, zaman ayırmak ve sürekli belli aralıklarla pratik yapmak size ve yaşamınıza bir disiplin getirecek.

Stresinizi azaltacak

Günümüzdeki yaşam koşullarında bazen çok bazen az miktarda stres yaşıyoruz. Bu yoğun tempoya bir ara verip dinlenmeyi hepimizin en doğal hakkı öyle değil mi? Bir müzik aletini çalmak, kafanızı boşaltmak, bir ara vermek ve rahatlamak için çok iyi bir aktivite olacak.

Motivasyonunuzu artıracak


Bir aleti çalmaya yeni başladığınızda, blog yazarlığına başladığınız ilk zamanlardaki gibi ilk başlarda zorlanabilirsiniz ve hevesiniz kaçabilir. Ancak çalıştıkça bunu başarmanın verdiği haz sizi motive edecek. İlk öğrendiğiniz parçalar basit olsa da gittikçe bunu geliştirebilir ve en son aşamaya kadar ilerleyebilirsiniz. Böylelikle en üst aşamaya varmak için aşama aşama ilerleyerek başarı için gerekli sabır ve motivasyonu kazanmış olacaksınız.

Yaşamınıza renk ve eğlence katacak

Başlangıçta zorlukları olsa da müzik aleti çalmak, hayatınızı değiştirir, basit ezgilerle başlayan müzik yolculuğu zamanla farklı müzik türlerinden örneklerle oldukça eğlenceli hale gelecek, ufkunuzu ve hayata bakışınızı değiştirecek. Böylece daha pozitif bir ruh haline sahip olarak nitelikli yazılar üretmek için gereken gücü kendinizde bulacaksınız. Bir müzik aleti çalmak, yazma alışkanlıklarınıza çok farklı boyutlar katabilir. Denemenizde fayda var. Kaybedeceğiniz hiçbir şey yok. Kazanacaklarınızı düşünün.

Müzik enstrümanlarına meraklıysanız ve kendinize uygun müzik aleti bakıyorsanız www.muzikbakkal.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

2011'den beri enstrüman satışının yanı sıra faydalı olabilecek müzikal bilgiler de veren Müzik Bakkal'da her bütçeye uygun çok sayıda müzik aleti bulunuyor. Sitede yer alan el yapımı müzik aletleri de ilginizi çekebilir.

2 Mayıs 2014 Cuma

Blog yazmak isteyenlere 9 nasihat

İçeriğin her geçen gün daha çok öne çıktığı internet dünyasında nitelikli ve fayda sağlayıcı içerikleri düzenli bir şekilde üretmek büyük önem taşıyor.

Düzenli bir şekilde blog yazmak gerçekten zor bir iş. Bu yüzden ayakta kalabilen çok fazla blog yok. Blog açmak birkaç dakikalık bir iş iken bir blogun tutunması uzun bir zaman alabiliyor. İstikrarlı bir şekilde ilgi çekici içerik üretimini başaranlar er ya da geç kazanan taraf oluyor.

1- Yeni blog açan çoğu kişinin söylediği "Düzenli blog tutacağım, düzenli yazacağım ve yazılarım çok paylaşılacak" cümlesinin devamı çoğu zaman gelmez. Blog yazmak, içerik üretmek herkesin harcı değildir. Öncelikle bunun bilinmesi gerek. Verilen sözler tutulmalı.

2- Blog açarak para kazanma hevesinde olanlar sağda solda okudukları yazılara kapılmamalı. Her blog açan zengin olsaydı etraf blog zengininden geçilmezdi. Emek olmadan yemek olmaz unutmayın.

3- Blog yazarlığı Türkiye'de hala yeterince ciddi olarak algılanmıyor. Bu yüzden de "Nasıl olsa blog açmak bedava, bu tutmazsa diğeri tutar" gibi düşünceler ile blogculuk yapılıyor. Siz ciddiye almazsanız okuyucu sizi ve blogunuzu neden ciddiye alsın?

4- Daha önceki yazılarımda da söyledim. Genel blog diye bir kavram yoktur. Bloglar belli ilgi alanlarına yönelik içeriklerin üretildiği mecralar. Blogların haber sitelerinden, forum sitelerinden, portallardan farklı olması lazım değil mi? Genel blog sevdasından vazgeçilmeli. Bloglar çöplük değil.

5- Blog temasının ziyaretçi sayısının artmasında en önemli faktörlerden biri olduğu vurgulansa da içeriği kuvvetli olmayan bir blogun teması süper olması bir anlam ifade etmiyor. Başarılı blogların çoğunun teması gösterişten ve karmaşıklıktan uzak. Genelde yazıların ön planda olduğu temalar tercih ediliyor. Temanın arka fonunun beyaz olması okuyuculara güven veriyor. Kim siyah fonlu bir temaya sahip blogda keyifli vakit geçirir? Basit ve yazı fontlarının okunabilir olduğu temalar seçilmeli.

6- Şu blog yazılarını para karşılığında başkalarına yazdıranlara şaşıyorum. Blog yazmak, kişisel bir uğraş. Neden bunu başkası yapsın ki? Yazmayı bilmeyenler blog açmamalı. Taşıma su ile değirmen dönmez öyle değil mi? 50 adet 100 kelime 1 TL'den makale yazdıracaksın ve binlerce ziyaretçi hayali kuracaksın. Gerçekçi adımlar atılmalı.

7- Arama motoru optimizasyonu birçok blog sahibinin en çok üzerinde durduğu konu. Peki, ya okuyucu optimizasyonu? Okuyuca yönelik içerik üretmek önemli. Arama motoruna yönelik üretilen içeriklerin birçoğu kaliteden uzak. Önce okuyucu fethetmek lazım.  SEO yapacağım diye yazıları katletmenin bir anlamı yok. En iyi SEO, memnun okuyucu kitlesine sahip olmak. Okuyuları memnun edin.

8- Blogdan para kazanmak birçok blog yazarının en büyük hayali olsa da bunun için sabır, zaman ve emek gerektiği hala yeterince bilinmiyor. Çalışmadan para kazanma hayalleri ile bu iş olmuyor. Kolay yoldan para kazanmayı düşünenler blog açarak para kazanmak sevdasından vazgeçmeli. Bloglardan para kazanmak öyle kolay değil. İçerik ile, okuyuculara sağlanan fayda ile bir fark oluşturulursa para kazanma süreci başlayabilir. Okuyuculara fayda sağlayın, para peşinden gelecek.

9- Blog yazmak, direkt para kazandırmaz. Para kazanmanın yollarını açar. Kişiler kendilerini geliştirme durumunda. Bloglarda üretilen içeriklerin iyi bir şekilde pazarlanması para kazanmayı belirleyen en önemli faktör. Bloglar, bir nevi dijital CV'lerdir. Blog yazmayan kişilere göre bir adım daha önde olmayın sağlayabilir. Bunu etkili kullanmak ve avantaja çevirmek blogcuların elinde. İçerik pazarlamayı öğrenin.