23 Mart 2014 Pazar

Tanıtım yazısı ile ilgili en çok yapılan hatalar hangileri?

Tanıtım yazısı yazarak, başka sitelerde yayınlatmak son yıllarda SEO amaçlı en çok uygulanan yöntemlerden biri oldu.

Web sitesi/blog sahibi olan ya da SEO işleri yapan kişiler ilgili yayınların linklerini yazı içine koyarak sayısal değerleri daha iyi olan sitelerde ücret karşılığı yayınlatarak Google'ın gözünde daha iyi bir noktaya erişmeyi amaçlıyor.

Tanıtım yazısı etkili bir yöntem olarak öne çıksada bilinçli bir şekilde yapılmadığı takdirde faydadan çok zarar getirebilir. Tanıtım yazısı konusundaki gözlemlerime göre bu işin yeterince kaliteli bir şekilde yapıldığına inanmıyorum.

Gözlemlerinden ve kendi tecrübelerimden yola çıkarak tanıtım yazısı ile ilgili en çok yapılan yanlışları sizlerle paylaşacağım.

Tanıtım yazısı özensizce yazılıyor

Tanıtım yazısı yayınlatanlar arasında tanıtım yazılarının kaliteli içeriklerinden oluşmasını önemseyen çok fazla kişi yok. Yazma konusunda nitelikli olmayan kişiler tarafından yazılan yazıların son derece berbat içeriklerden oluştuğunu söylemek yanlış olmayacak. Tanıtım yazısı dolgun görünsün, hedeflenen anahtar kelimeler yazıda yer alsın diye şekilden şekile giriliyor.

Tanıtım yazılarının fayda sağlaması  için sadece 100-200 kelime yazı yazmak ve içine 2-3 link yerleştirmek yetersiz. Tanıtım yazıları bir haber gibi  doğru formanlatda yazılırsa anlam kazanır. Öyle tanıtım yazıları görüyorum ki başlık yok, imla kurallarına uygunluk yok, ara başlık yok. Yazıda ne anlatıldığı belli değil. 100-200 kelimelik bir yazıda 4-5 kelime linklenmiş, 4-5 kelime de bold yapılmış. Bu tür yazı ile mi fayda sağlanacak?

"Yazı nasıl yazılırsa yazılsın, ben bu yazıyı PR ve Alexa değeri yüksek sitelerde yayınlatayım yeter" mantığı ile hareket edildiği sürece SEO adına gerçek anlamda sağlam adımlar atılamayacak.

Tanıtım yazısını yayınlayacak site seçimleri yanlış yapılıyor

Tanıtım yazısı yayınlatacak kişilerin en çok dikkat ettiği kriterler PR, Alexa değerleri ve ücret. Bazı zamanlarda da ziyaretçi trafiğinin tatminkar olması.  Bence tanıtım yazısı yayınlatmadan önce tanıtım yazısı ile alakalı sitelerin tespit edilmesinde fayda var.

Örneğin; mobilya içerikleri tanıtım yazısı için mobilya siteleri, mobilya blogları, dekorasyon konulu siteler, haber siteleri tercih edilmelidir. Siz mobilya konulu tanıtım yazısını gidip de sırf verileri iyi diye teknoloji sitesinde ya da sağlık sitesinde yayınlatırsanız gerçek anlamda fayda sağlayamazsınız. Fayda sağlamanız için o yazıyı optimize etmelisiniz. Diğer sitelere mobilya ile ilgili kategorileri var diye genel bir yazı verebilirsiniz.

Ancak sağlık ya da teknoloji siteleri için yazıyı özelleştirmeniz ve onlara uyarlamanız çok daha yararlı olur. Konu mobilya olsa da "Yanlış mobilya seçiminin sağlık açısından zararları" başlıklı bir tanıtım yazısı yazıp sağlık sitesinde yayınlattığınızda etkisi daha fazla olacaktır.

Tanıtım yazısı yayınlatılacak sitelerin içerik kalitesine dikkat edilmiyor

Tanıtım yazısı yayınlatırken, yazıyı yayınlayacak sitelerin içerik kalitesinin genellikle yeterince önemsenmediğini söyleyebilirim. Oysa ki içeriği güçlü, özgün ve fayda sağlayıcı olan sitelerde, o sitelerin formatına uygun yayınlatılan yazıların etkisi daha yüksek olur. Sırf tanıtım yazısı almak ve tanıtım yazısı satışı yaparak para kazanmak için açılmış site/bloglardan kesinlikle uzak durulmalı.

"İçerik kraldır" diye boşuna denmemiş. İçeriğin kuvvetli ve faydalı olduğu siteler her zaman ayakta kalır. Yeter ki doğru zamanda doğru hedef kitle ile buluşulsun. İçeriğin kalitesini önemsemezseniz ve yazdığınız/yazdırdığınız saçma sapan tanıtım yazılarından fayda beklerseniz vay halinize...

Tanıtım yazısı fiyatları düşük tutuluyor

Tanıtım yazısı yayınlatanların en çok yaptığı hatalardan biri de kaliteli ve kalitesiz sitelerin ayrımını ciddi anlamda yapamamak. Şunu akıldan çıkarmamak lazım: Kalite çok ziyaretçiye sahip olmak değildir. Kalite; etkileşimli, sadık, sitede fazla zaman geçiren, girdiği siteyi başkalarına da tavsiye eden kitleye sahip olmaktır.

Tanıtım yazısı fiyatları son derece düşük. 5 TL'ye tanıtım yazısı yayınlatan ve yayınlayan birçok kişi var. Peki, bu yazılardan ne kadar hayır gelir? Kaliteli içeriğe sahip, belli bir takipçisi olan, sosyal medyada da takip edilen sitelere 5 TL vermek, kötü söz söylemek gibi bir şey.

Yazı yayınlatanların ağzında sakız olmuş birkaç cümle var: "Bütçem bu kadar, siten bu kadar etmez, fiyatın çok pahalı, sana şu kadar veririm, 3 tane alsam ciddi bir indirim yapar mısın?" Kaliteye önem verdiğim, emek harcadığım, ayakta durması için para harcadığım (hosting, alan adı ücretleri, tema vb.) siteme neden 5 TL'ye yazı alayım?

Neden pazarlık yapıyorsunuz ki? 20 TL'yi çok görenler çöp siteleri sırf 5 TL'den yazı yayınlıyorlar diye göz bebeği yapıyor. Bu anlayıştan artık kesinlikle vazgeçilmeli. "Bütçem şu kadar" diyerek sömürmek yanlış. Bütçen azsa bu işe girmeyeceksin. İş bu kadar basit. "Ne yardan geçerim ne serden" derseniz işler kaliteli bir şekilde yürümez.

Var mı 3 kuruşa 5 köfte? Hem ucuz olsun hem de kaliteli olsun. Yok böyle bir şey. Kaliteli olan şeyi ucuza alamazsın. Her şeyin değeri var. Adam emek harcıyorsa, yazılarını oturup kendisi özenli bir şekilde yazıyorsa, sitesini düzenli olarak güncelliyorsa, sadık bir okur kitlesine sahipse tanıtım yazısı için verdiği fiyatta pazarlık yapmayacaksın. 3-5 TL düşüğe yazı alarak kar yapılmaz.

Sitesinin içeriğine güvenen, özgün içerik üreten, gerçek anlamda çalışan kişilerin tanıtım yazısı ücretlerinde taviz vermemesinin kalite standardı açısından faydalı olacağını düşünüyorum. Artık ciddi anlamda emek harcanan kaliteli siteler ile çöp sitelerin ayırt edilmesinin zamanı geldi. Google da buna başladı.

Tanıtım yazısı yayınlatırken

-Nitelikli tanıtım yazısı yazın ya da gerçekten yazma kabiliyeti olanlara emeklerinin hakkını vererek yazdırın.

-Yazıları başka sitelerde yayınlatmadan önce kesinlikle yüksek sesle okuyun. Yazıları başka sitelerde görseniz si dikkate alır ve okur muydunuz?

Yayınlatacağınız yazılar için site seçimi yaparken sağlıklı kararlar verin. Yazının içeriği ile örtüşen siteleri tercih edin.

-Sitelerin güncel olup olmadıklarına göz atın.

-Sitelerdeki yazı dilini inceleyin. Yazınız ile uyumlu olup olmadığına bakın.

-Çok fazla sitede komik rakamlara yazı yayınlatmak yerine nitelikli ve gerçekten emek harcanmış birkaç sitede tanıtım yazısı yayınlatmayı tercih edin.

-Site sahipleri ile 3-5 TL için pazarlık yapma huyundan vazgeçin.

-Tanıtım yazılarınızı site sahiplerine Word dosyası şeklinde gönderin.

-Tanıtım yazıları içindeki linklerde ve bold kelimelerde abartıya kaçmayın. En fazla 2-3 link olsun yeter.

-Tek tanıtım yazısını her siteye göndermeyin. Her site için ayrı ayrı tanıtım yazısı yazın/yazdırın.

-Yayınlattığınız tanıtım yazılarının durumunu takip edin. Sitelerden kaldırılıp kaldırılmadığını kontrol edin.

-Tanıtım yazılarınızın 300 kelimeden aşağı olmamasına özen gösterin.

-Tanıtım yazılarınızın tekrar kelimelerden, cümlelerden ve reklam kokan öğelerden uzak durmasına dikkat edin.






21 Mart 2014 Cuma

Blog yazarları için düzenli kazanç önerileri

Blog yazmak para kazandırır mı?

Daha önce blog deneyimi olmayan, blog yazarak para kazanabileceği ile ilgili internetten okuduklarından sonra blog açmayı düşünenlerin cevabını en çok aradığı soru bu.

Bu sorunun cevabını merak eden birçok kişiden mail aldım. Blog yazarak para kazanıldığına dair sağda solda asılsız, abartılı yazıları okuyanlar blog yazarlığı sayesinde iyi paralar kazanabileceklerini düşündü. Daha önceki yazımlarımda da yazdım. Şimdi yine altını çiziyorum. Blog yazarlığı sayesinde para kazanabileceğinizi söyleyen sitelerin çoğu boş. Buradaki içerikler hep tekrardır.

Sırf birkaç anahtar kelimeden trafik sağlayayım, Adsense gelirim artsın mantığı ile açılan sözde kazanç siteleri ile blog yazarak para kazanmak hakkında atıp tutuluyor.

Medya İstasyonu'nu ilk açtığım zamanlar, blog konuları için yazı başlıklarımı netleştirirken bu tür siteleri de çok inceledim. Elle tutulur, okuyuculara fayda sağlayıcı hiçbir bilgi ve yöntem yoktu.

İşte bir örnek;

"Yazmayı seven bir kişi iseniz, hem bu hobinizi tatmin etmek hem de bunu bir kazanç kapısına dönüştürmek sizin elinizde. Kendinize ait bir blog oluşturup, her alanda makaleler yazıp bloğunuz da paylaşırsanız zamanla Google’de ilk sayfalarda yer alıp çok sayıda ziyaretçiye sahip olabilirsiniz. Bundan sonrası çorap söküğü gibi gelir zaten. Eğer “Afilliate” alanında bilgi sahibi iseniz bu ziyaretçi potansiyeli yüksek bloğunuzu bu amaçla kullanabilirsiniz. Bunun yanında “Google Adsense” reklamları alabilir, hatta bazı ürün sahipleri para karşılığında ürünlerini tanıtacak makale yazmanızı teklif edecek ve bu sayede kendinize sabitleşen 5000 TL’ye varan yüksek oranlarda bir gelir elde edebileceksiniz. Yani sadece yazı yazarak para kazanmış olacaksınız. "

Blog yazarak para kazanmak ile ilgili birtakım yazıların yer aldığı bir sitede yazılanlardan kısa bir bölüm. Yazıyı yazan kişi daha blog kelimesinin nasıl yazıldığını bilmiyor. Ayda 5000 TL kazançtan bahsediliyor. Acaba kendileri bu parayı hiç kazandı mı? Başkalarına atıp tutmak kolay.

Şunu bilmekta fayda var. Blog yazarak para kazanmak ile ilgili yazılanlarda en çok öne çıkan Afilliate Marketing (Satış Ortaklığı) yöntemidir. Bu yöntemi uygulayan sitelerin ağına dahil olursunuz.

Satış ortaklığı ise internette reklamı yapılan bir ürünün satışına ortak olmak olarak tanımlanabilir. Yani, satılacak olan ürünün tanıtmına/satılmasına yardımcı olur ve bundan komisyon alırsınız. Burada reklam animasyonlarını direkt olarak yayınlayarak ve hatta dizayn ederek de reklamcılık alanında kazanç elde edebilirsiniz ama satış ortaklığının temelinde satılacak olan ürünün satılmasına yardımcı olmak esastır.

Burada kazanç sağlamak kişisel becerilerinize, içerik üretiminize, hedef kitle olan iletişimize ve prensipli çalışmanıza bağlı. Türkiye'de satış ortaklığı sistemi ile ciddi anlamda gelir elde eden çok fazla kişinin olacağını düşünmüyorum. Bu sistem diğer kazanç yöntemlerine göre biraz daha farklı. Birkaç Adsense reklamı koyarak tık almayı beklemeye benzemiyor. Blog yazarlarının çoğu kolaya kaçtığı için kendilerini yormayacak aynı zamanda yüksek kazanç getirecek modellerin peşinden gidiyor.

Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi blog yazarlığı size direkt para kazandırmaz. Blog yazmak, size para kazandıracak, farklı kazanç alanlarını görmenizi sağlayacak bir araç olarak önünüzü açar.

İçerik üretebilecel yetenekleriniz yoksa, ürettiğiniz içerik ile değer oluşturamıyorsanız işiniz zor. İçerik üretimi düzenli ve fayda sağlayıcı bir şekilde yapıldığı zaman anlam kazanan bir şey. Özgün ve nitelikli içeriğe olan ihtiyacın her geçen gün arttığı günümüzde bu doğrultuda çalışanlar kazanacak.

"Yazarak ayda 5000 TL" kazanın gibi cümlelere kapılarak bu işe girerseniz daha yolun başında kaybedersiniz.

Blog yazarları için kazanç önerilerim

Blog yazılarınıza kalite ve değer katın.

Sade ve okuyucuların direkt yazılarınıza odaklanacağı temaları seçin.

Blogunuzun SEO optimizasyonunu yapın. Blogunuzun Google'daki durumunu zaman zaman gözlemleyin.

Blogunuzun içeriği zayıf ise Adsense reklamları yerleştirmeyin.

Adsense'den aylık 200 TL'ye ulaşmadan ödeme alınmıyor. Bu yüzden bir blogun Adsense'den para kazanması bazen birkaç ayı bulabiliyor.

Bu noktada blogunuza konularınız ile alakalı tanıtım yazıları almanızı öneriyorum. Adsense'den bir ayda kazanacağınız parayı tanıtım yazısı alarak bir anda kazanabilirsiniz.

Tanıtım yazısı yayınlama fiyatı olarak 20 TL belirlediğinizi varsayalım. Ayda 10 adet yazı alsanız 200 TL kazanmış olursunuz.

Adsense reklamından para kazanmak için kuvvetli bir içerik, niş alanda faaliyet gösteren ve tıklama başına yüksek ücretlere sahip bir blogun olması önemli. Blogunuzun bu kriterlere uygun olup olmadığını kontrol edin.

Düşük fiyatlar ile banner reklamlar alın. Örneğin aylık 20-30 TL'ye yayınladığınız banner reklamlar ile de sabit gelire ulaşmanız mümkün olabilir. 5 adet banner reklam alsanız 100-150 TL kazanç elde edersiniz.

Blogunuzun verileri fena değilse link satışı da yapabilirsiniz. 3-6 aylık periyotlardan sattığınız linklerden de gelir elde etmeniz mümkün.

Bu kazançlar ilk başlarda uygulayacağınız fiyat tarifesine göre. Blogunuzun trafiği arttıkça, diğer değerleri iyi bir seviyeye geldikçe kazancınız da artacaktır.

17 Mart 2014 Pazartesi

Oyun sitelerinin popülerliği artacak

Online ve offline olarak oynanabilen binlerce oyun sayesinde internette keyifli ve heyecanlı vakit geçirmek mümkün olabiliyor.

Oyun sitelerinde yer alan oyunların oynanması kolay ve insanı sıkmayan türden oyunlardan oluşması oyun oynayarak saatlerce vakit harcamayı istemeyen kişiler için iyi bir çözüm oluşturuyor.

Günlerce süren video oyunlarına göre çok kısa sürede tamamlanan ve oynayan kişilere zevkli anlar yaşatan flash oyunlar, zengin seçenekler sayesinde internette vakit geçiren birçok kişinin beğenisini kazanıyor.

Oyunlar, video oyunlara göre çok basit gibi görünse de grafik bakımından son derece tatminkar. Zaman zaman oyun sitelerinde vakit geçiriyorum. Video oyunları pek sevmediğim için oyun sitelerindeki oyunlar daha çok ilgimi çekiyor.

Özellikle bu sitelerde yer alan 3d oyunlar çok geniş bir yelpazeye ve harika grafiklere sahip. 3d oyun keyfini zahmetsiz yaşamak isteyen oyun tutkunları için çok sayıda seçenek bulunuyor. Günün yorgunluğunu atmak için iyi bir tercih olacağını düşünüyorum.

Oyun sitelerine girdikçe göz attığım bir diğer oyun kategorisi de futbol oyunları ve diğer spor oyunlarının yer aldığı spor oyunları kategorisi oluyor. Bu kategori içinde yer alan birçok oyun arasından seçim yapmak zor olsada hoşuma giden birkaç oyuna göz atıyorum. Video oyun oynamaktan sıkıldım, hem zaten oyun oynayacak kadar fazla zamanımda yok diyenlerin  göz atmasında fayda var.

Oyun sitelerinin ilerleyen zamanlarda daha popüler internet girişimleri arasında yer alacağını düşünüyorum. İnternetteki oyun sitelerinin sayısı her geçen gün daha çok artıyor. Bu noktada kullanıcılara kolay bir oyun deneyimi sunan, işlevsel tasarıma sahip oyun sitelerin önünün daha açık olacağını söyleyebilirim.
yun sitelerinde yer alan oyunlar, genelde oynanması kolay ve insanı sıkmayan türden oyunlardan oluşuyor. - See more at: http://medyaistasyonu.blogspot.com/2013/11/3d-oyunlar-oyun-tutkunlarn-cezbediyor.html#sthash.CTV7ohBv.dpuf
Online ve offline olarak oynanabilen binlerce oyun sayesinde internette keyifli ve heyecanlı vakit geçirmek mümkün olabiliyor. - See more at: http://medyaistasyonu.blogspot.com/2013/11/3d-oyunlar-oyun-tutkunlarn-cezbediyor.html#sthash.CTV7ohBv.dpuf
Online ve offline olarak oynanabilen binlerce oyun sayesinde internette keyifli ve heyecanlı vakit geçirmek mümkün olabiliyor. - See more at: http://medyaistasyonu.blogspot.com/2013/11/3d-oyunlar-oyun-tutkunlarn-cezbediyor.html#sthash.CTV7ohBv.dpuf
Online ve offline olarak oynanabilen binlerce oyun sayesinde internette keyifli ve heyecanlı vakit geçirmek mümkün olabiliyor. - See more at: http://medyaistasyonu.blogspot.com/2013/11/3d-oyunlar-oyun-tutkunlarn-cezbediyor.html#sthash.CTV7ohBv.dpuf
Online ve offline olarak oynanabilen binlerce oyun sayesinde internette keyifli ve heyecanlı vakit geçirmek mümkün olabiliyor. - See more at: http://medyaistasyonu.blogspot.com/2013/11/3d-oyunlar-oyun-tutkunlarn-cezbediyor.html#sthash.CTV7ohBv.dpuf
Online ve offline olarak oynanabilen binlerce oyun sayesinde internette keyifli ve heyecanlı vakit geçirmek mümkün olabiliyor. - See more at: http://medyaistasyonu.blogspot.com/2013/11/3d-oyunlar-oyun-tutkunlarn-cezbediyor.html#sthash.CTV7ohBv.dpuf

14 Mart 2014 Cuma

Bloglar neden para kazanamıyor?

Blog sahibi olan, blog yazan birçok kişinin aklında para kazanma fikri illa ki vardır. Blog yazarak para kazanmak, her ne kadar kolay bir yolmuş gibi görünse de işin içine girince dengeler değişiyor.

İnternette araştırma yaptıysanız birçok sitede "blog yazarak ayda birkaç bin lira kazananın, günde 2-3 saatinizi ayırarak kazanın" gibi konu başlıklarını görmüşsünüzdür. Peki, bu iş gerçekten böyle basit mi? Bir blog açarak para kazanma serüveni başlıyor mu? Elbette hayır. Öyle kolay olsaydı blog açan herkesin durumu iyi olurdu.

Peki, bloglardan neden para kazanılamıyor?

Kopya içeriklere sahip

Bloglar, özgün ve fayda sağlayıcı içerikler ile anlam kazanan mecralar. Blog okuyucuları, okudukları yazının kendilerine fayda sağlamasını, sorunu çözmesini ya da çözüm yolları sunmasını arzular. Siz blogunuzu kopya içeriklerle doldurursanız bu okuyucuların gözünde hiçbir anlam ifade etmeyecektir. Bloglar, portal siteler değildir.

Belli konular üzerine yoğunlaşmadıktan sonra para kazanmak hayaldir. Blog açmak, belli kelimeler üzerinden hit alarak para kazanmak hayali ile yanıp tutuşan birçok acemi insan var. Bu işler hiç kolay değil. Sağda solda yazılanlara itibar etmeyin. "Kelin ilacı olsa kendi başına sürer" atasözünü anımsayın. Şunu yaptım bu kadar kazandım, şu kelimeden hit aldım, bu alanda bir niş kelime buldum kazancımı katladım" gibi cümleler sizi heyecanlandırabilir ancak iş pratiğe geldiğinde apışıp kalırsınız.

Neden? Çünkü blog yazmak ile ilgili bir altyapınız yok. Yazmayı gerçek anlamda sevmiyorsunuz. İçerikleri cüzi fiyatlar ile başkalarından temin ederek yolunuza devam etmeyi düşünüyorsunuz. Bu düşünce ile sağlıklı ve uzun vadeli bir şeyler gerçekleştirmeniz zordur.

Cüzi ücretler ile satın aldığınız yazılar size hiçbir şey kazandırmaz. Güçlü içeriğiniz yoksa, fayda sağlayıcı bir şeyler sunamıyorsanız internet dünyasında tutunmanız çok zordur. Kopya içerikler ile yol alınmaz. İyi bir içerik üreticisi olarak kendinize bir yer edinmelisiniz.

Genel konular içeriyor

Genel blog kavramını çoğunuz duymuştur. Hit getirebilecek, Adsense reklamlarını tıklayabilecek bir kitleye hitap edecek konuların gelişigüzel bloglara doldurulması ile yürütülmeye çalışılan bir anlayış olarak tanımlasam da genel blog diye bir tabiri kullanmak istemiyorum. Bloglar, belli konular üzerine yazılan yazıların yer aldığı daha spesifik mecralardır. Tatil, gezi, müzik, hobi, teknoloji, çiçek bakımı, kişisel gelişim vb... Konu sınırlaması yapılarak hazırlanan bloglar daha kaliteli içerikler ile ciddi bir okuyucu kitlesine sahip olabilir. Okuyucunun gözünde kaliteli ve uzman gibi görünebilmek, blogun daha iyi noktaya gelmesi için önemlidir.

Tanıtım yazısı için açılmış

Blog açan çoğu kişi tanıtım yazısı yayınlayarak para kazanmak istediği için blogunun içeriği ile alakalı alakasız her konuda tanıtım yazısı alıyor. Bu da blogun çok kısa sürece 3-5 lira para kazanmak için çöpe dönmesine neden oluyor. Teknoloji konulu bir blogda bitkisel ürün satışı yapan bir sitenin reklamı ya da tanıtım yazısının yer alması okuyucuya yapılabilecek en büyük kötülüktür. Böyle siteler, reklam vermek isteyen firmaların ve kişilerin gözünde son derece önemsizdir. Büyük firmalar, reklamlarının daima nitelikli içeriğe sahip bloglarda yer almasını ister. Kaliteli içerik ile okuyucu kazanan bloglar, reklam veren kişilerin ve firmaların gözünde daha değerlidir.

Karmaşık temaya sahip, link çöplüğü olmuş

Bir blogun sade ve okuyucu tarafından kolaylıkla dolaşılabilecek bir temaya sahip olması son derece önemlidir. Renk ve yerleşim bakımından karmaşık olan bloglar, okuyucuları soğutur. Bloglarda kullanılan koyu arka plan renkleri, okunmaktan uzak yazı fontları ve rast gele yerleştirilen reklamlar okuyucuları çileden çıkaran öğelerdir.

Kaç okuyucu siyah bir arka plan eşliğinde bir yazıyı keyifle okuyabilir? Yazı okurken aniden açılan reklamlar ya da okuyucuları tıklamaya teşvik edici renkli linkler kaç kişi tarafından hoş karşılanır? Yazıların içinde bold ve linkli kelimeleri okuyucunun gözüne sokmayın. 200-300 kelimelik yazıda 10 tane bold kelime 5-6 tane link olmaz. Tıklamak isteyen zaten bir şekilde tıklar. Abartmaya gerek yok. Kendinizi okuyucu yerine koyun.

İçerik yayınlama takvimi yok

Büyük hevesle açılan ve ilk başlarda  her gün düzenli olarak bloglara belli zaman sonra daha seyrek periyotlarda blog yazısı eklemek hem okuyucu kaybına neden olur hem de o blogun reklam mecrası olarak değerlendirilme şansını engeller.

Bloglarda güncel ve eskimeyecek türden içerikler üretmek ve bunları belli periyotlarda okuyuculara sunmak oldukça önemlidir. Bloglar en az haftada 1 ya da 2 içerik ile beslenmelidir. Reklam vermek isteyenler güncel olmayan, yazarının kafası estikçe içerik girdiği bir bloga reklam verir mi? Kendinizden pay biçin.

Okuyucu ile iletişim zayıf

Bloglarda pek önemsemeyen konulardan biri de okur ile sağlıklı bir iletişim ve etkileşimin kurulmaması. Blog yazılarına gelen yorumların dikkate alınması ve gerektiği zaman cevaplanması okur memnuniyeti ve sadık okur edinmek açısından önem taşıyor.

Okuyucuyu önemseyen bloglar, reklam veren firmaların gözünde de bir adım önde. Reklam çalışmalarında blogları önemseyen firmalar, okur etkileşimine önem veren blogları tercih ediyor. Unutmayın, memnun edilen, mutlu bir okur birçok okuru da beraberinde getirebilir. Sadece blog içinde değil blog dışındaki alanlarda da (sosyal medya) okuru önemsemelisiniz.

Reklam veren firmalara ulaşma sorunu

Reklam veren firmalara ulaşma, onlara proje sunma konusunda birçok blog yazarı sorun yaşıyor. Reklam veren firmalar genelde reklam verecekleri mecralara direkt olarak çok fazla ulaşmaz. Ya reklam ajansları ile çalışırlar ya da medya planlama şirketleri ile.

Bloguna güvenenler bu şirketler ve ajanslar ile iletişim kurmayı deneyebilir. Burada kişisel ikna kabileyetiniz ve kararlılığınız da önemli bir rol oynayacak. Elinizin altında blogunuz ile ilgili bir sunum dosyası mutlaka olmalı.

"Reklam ve Sponsorluk" sayfasının olmaması

Blogunuza alacağınız reklamların, tanıtım yazılarının ücretlendirilmesinin yer aldığı bir sayfaya sahip olmamanız reklam vereceklerin aklında bir soru işareti oluşturabilir. Blogunuzda "Reklam ve Sponsorluk" adında bir sayfa oluşturur ve reklam fiyatlarınızı bu sayfa altında sunarsanız potansiyel müşterilerinizin net kararlar almasını sağlarsınız. Fiyat tarifenizi ilk başlarda düşük tutmanız ileride gelebilecek reklamlar açısından önemlidir.

Reklam verenler bir blogda hangi kriterleri önemser?

*Ziyaretçi sayısı/sayfa görüntülenmesi

*Alexa değeri

*Pagerank değeri

*Okur etkileşimi

*Güncellik

*İçerik kalitesi

*Uygun fiyatlı reklam alanları

*Fayda sağlama

* İşlevsel ve sade bir tema






















10 Mart 2014 Pazartesi

İletişim verimliliğin ve kalitenin temeli

Türkiye'deki birçok şirket, online mecralarda sağlıklı iletişim kurma noktasında yetersiz. Mailler kontrol edilmiyor, web siteleri sorunlu, içerikler ve iletişim bilgileri yetersiz. Ayrıca kurumsal blogları da yok.

Kurumsal blog Türkiye'de yeterince önemsenmiyor

Kurumsal blog, Türkiye'de diğer birçok iletişim türü gibi ciddi anlamda önemsenmeyen bir araç. Kurumsal bloga sahip olan ve düzenli olarak nitelikli içerik üreten çok fazla markanın olmadığını söylemek yanlış olmayacak.

Türkiye'de aralarında çok tanınan markaların da yer aldığı birçok kurumsal siteyi detaylı olarak inceledim. Bloga sahip olanların sayısı yok denecek kadar az. Olanlar arasında da düzenli bir şekilde içerik üretenler nadir.

Çünkü "kurumsal blog nedir, ne işe yarar, kurumsal blogdan nasıl faydalanılır" gibi konulara ciddi anlamda kafa yoran çalışanları çok fazla yok. Şirket çalışanlarının çoğu "blog nedir, blog ne işe yarar ve gibi faydalar sağlar" gibi soruların cevabını verecek donanımda da değil.

Kendini uzman diye tanımlayanlar da bilmiyor

Kendini PR uzmanı, dijital pazarlama uzmanı olarak tanımlayan kişilerin de blog konusunda sağlıklı ve uygulanabilir bilgilere sahip olduğunu pek sanmıyorum. Kurumsal blog Türkiye'de markalar tarafından kendi aktivitelerinin paylaşıldığı bir mecra olarak algılanıyor. Bunun dışında, hedef kitle için değerli olabilecek içerikler çok nadir yer alıyor.

Bu da kurumsal blogdan gerçek anlamda faydalanmayı engelliyor. Kurumsal blogun öneminin farkında olan markalar zaten gereğini yapıyor. Hatta bazı markaların düzenli olarak içerik üreten blog yazarları bile var.

Çoğu şirkette halkla ilişkiler departmanlarında çalışanlar, online mecralara yönelik ciddi anlamda çalışma yapmayı önemsemiyor. Basın bülteni yazmak, bunu birkaç medya kuruluşuna servis etmek yeterli bir iletişim yöntemi değil. Yazılan basın bültenlerinin de kalitesi ortada. Bültenlerin çoğu reklam cümleleri içeriyor, akış yok.

Sosyal medya yönetimi başarısız ve profesyonellikten uzak

Ya sosyal medya hesapları için ne demeli? Sosyal medya yönetimi güncel görünsün diye birkaç paylaşım yaparak günü kurtarmak olmamalı. Paylaşılanların kaliteli içerikler olmasına özen gösterilmeli. Düzenli olarak güncellenmeli. Bu gün bir içerik paylaşıldıysa diğer içerik için birkaç hafta beklenmemeli... Binlerce takipçisi olan markaların birçoğunun hesaplarında etkileşim son derece düşük. Çünkü istikrar yok, takipçilerin ilgisini çekecek, markaya sadakatlerini artıracak aktiviteler çok yok.

Maillere cevap vermeyen şirketler var

Hala maillere cevap vermeyen birçok "kurumsal şirket" bulunuyor. İletişim, kurumsallığın temelidir. Maillerine cevap vermeyen, kurumsal sitesinin durumunu gözlemlemeyen, alan adı dondurulmuş, iletişim bilgileri güncel olmayan o kadar çok şirket var ki... Bunları yeterince önemsemeyen bir şirket, kurumsal bloga sahip olsa ne olur?  Böyle bir ortadam "kurumsal blog şöyle faydalıdır, bunları kazandırır" gibi söylemler yavan kalacak.

Lafa gelince "kurumsal bir şirketiz" cümlesi ağızlardan düşmüyor. İnternet çağında mailleri kontrol etmemek, maillere cevap vermemek çok büyük eksiklik. Hele bir de bunu yapanlar e-ticaret siteleri ise... Dijital ticareti analog kafa ile yapmak, e-ticaret sitelerine hiçbir kazanç sağlamayacak.

İnternet çağında iletişimi ciddi anlamda önemseyen ve yaptığı iş ile bütünleştirecek olan markalar/kişiler kazançlı çıkacak.

NOT: Her türlü sürecin kontrol edildiği, yönetildiği, ölçüldüğü ve her işin bir sorumlusunun olduğu şirketler kurumsallaşmış şirketlerdir.



8 Mart 2014 Cumartesi

Para kazandıracak bir blog için neler gerekli?

Blog yazmak denilince akla ilk gelen, blog yazmanın kazançlı bir iş kapısı olduğudur. Blog yazarak para kazanmak, blog yazarlığına ilgi duyan ya da bir süredir blog yazan kişilerin yoğun ilgi gösterdiği bir konu olsa da iş para kazanma kısmına gelince durum değişiyor.

Blog sahibi olan herkes para kazanacak diye bir kural hiçbir zaman olmadı. Muhtemelen bundan sonra da olmayacak. Bir blog açarak para kazanacağını düşünen birçok kişinin hayalleri suya düştü. Önceki yazılarımda söylediğim gibi blog yazmak, size direkt para kazandırmaz. Para kazandıracak iş kapılarını açar. Bloglar, bu bakımdan bir araçtır.

Çeşitli internet sitelerinde "blog yazarak şu kadar kazanıyorum, blog yazarak siz de para kazanın, şu yazı setini alın size de para kazanın" vb. konu başlıklarına kesinlikle itibar etmeyin.

Blogculuk, diğer internet girişimlerinde olduğu gibi ciddi anlamda emek isteyen bir uğraş. İstikrarlı olmalısınız ve okuyucularınıza yeni içerikler sunmalısınız. Tüm bunların yanında blogundan gerçek anlamda para kazanmayı düşünenlerin dikkat etmesi gereken bazı kriterler var.

Bir blogun para kazandırması için gerekli kriterler

*Sadık bir okuyucu kitlesi

*Etkileşimli sosyal medya takipçisi

*Ziyaretçi trafiği

*Kolay kullanımlı bir tema

*Güncel ve düzenli içerik üretimi

*Nitelikli ve doyurucu içerikler

*Okuyucu etkileşimi

*Hem okurun hem de arama motorlarının gözdesi içerikler

*SEO uyumlu içerikler

*Farklı bakış açısıyla yazılmış, okuyucunun güvenini kazanacak içerikler

*Blogun konusu ile ilgili anahtar kelimelerin iyi analiz edilmesi

*Hedef anahtar kelimelerde üst sıralarda yer alma

*Adsense kullanılıyorsa reklam yerleşiminin etkili olabilecek şekilde yapılması

*Satış ortaklığı sistemi kullanılıyorsa bunun okuyucuları rahatsız etmeyecek şekilde yapılması

*Firmaların/markaların hedef kitlelelerine hitap edebilecek türden içeriklerin bulunması

*Marka elçiliği yapmak ya da yapıyor olmak

*Blogdaki "Hakkımda, Reklam ve Sponsorluk, İletişim" gibi sayfaların doyurucu bilgiler içermesi.






7 Mart 2014 Cuma

Özgün ve faydalı içerik internetin vazgeçilmezi olacak

Blog yazmak, uzun soluklu ve gerçekten emek isteyen bir uğraş. Bunun bilincinde olan kişiler er ya da geç bir noktaya geliyor. Acelecilik, her işte olduğu gibi blog yazarlığında da önemli bir sorun.

Çoğu blog yazarı, blog yazarak kısa bir zamanda bir noktaya erişeceğini ve para kazanacağını düşünüyor. Keşke her şey bir blog açmak ile bitse...

Asıl iş, blogu açtıktan sonra başlıyor. Bloglara hayat veren en önemli şeyin içerik olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Blogunuzun adı, teması mükemmel olabilir. Ancak içeriğiniz yetersiz ve okuyuculara bir fayda sağlamıyorsa blogunuz bir hiçtir.

Özgün ve faydalı içerik, son yıllarda internette en çok önemsenen şey oldu.

Peki, neden?

-İnternet kullanıcısı arttıkça internette ciddi bir bilgi akışı olmaya başladı.

-Kullanıcılar artık kendilerine fayda sağlayacak, kolayca ulaşılabilecek temiz bilgiyi arama başladı.

-Paylaşılan içerikler arasında tekrar ve eksik bilgilerin yer alması, özgün ve benzersiz içeriklere olan önemi artırdı.

-Fayda sağlayıcı ve eskimeyen türden içerik üretenler yoğun bilgi akışının arasından sıyrılarak çok iyi bir noktaya ulaşmaya başladı.

-İçerik üreticilerinin hedef kitlelerin gözünde otorite konumunda yer almaları, prestijin yanı sıra ciddi kazanç kapılarını da araladı.

-İnternet kullanıcıları kopya içeriklerin yer aldığı yayınlara itibar etmemeye başladı.

-Güncel ve doyurucu içerik sunan siteler/bloglar yerini gün geçtikçe sağlamlaştırdı.

-İçeriğin pazarlama faaliyetlerindeki gücünü keşfeden markalar, içerik üreticilerini mercek altına aldı.

-Okuyucu sadakati önemsenmeye başlandı. Bu yüzden nitelikli içeriğe ihtiyaç arttı.

-Nitelikli içerik üreterek para kazanmak, içerik yazarlarının en önemli gelir kaynaklarından biri oldu.

-Sektördeki nitelikli içerik ihtiyacının farkında olan kişiler içerik ajansı adı altında hizmet vermeye başladı.

-Var olan konulara farklı bir bakış açısı getiren, ilgi çekici şekilde yazarak okuyucuya sunan yazarlar adından söz ettirmeye başladı.

-Okuyucuların standart bir ifade ile yazılan yazıları sıkıcı bulması, yaratıcı içerik kavramını öne çıkardı.

Bundan sonraki süreçte içerik üretimini nitelikli ve okuyucuların ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yapan kişiler ciddi bir konuma ulaşacağı gibi, önemli paralar da kazanacak. Türkiye'de içerik pazarlama faaliyetleri hala emekleme aşamasında.

İçerik pazarlama, birçok işletme tarafından sosyal medyada birkaç resim ve paylaşım olarak algılansa da bu zamanla değişecek.

Güçlü içeriklere sahip olanlar, üretelenler internet dünyasının gözdeleri olacak.